orta sut karisimi vurus
merhaba, ev kredisi olayları ile ilgili bir sorum olacak. tam bir yıldır bir bankaya yüklü miktatda kredi ödemesi yapıyoruz. krediyi alırken şu krediler zorunlu diyip bize konut, ferdi kaza ve hayat sigortası kilitlemişlerdi. biz de kredi alırken sorun olmasın diye kabul etmiştik. bir yılın sonunda
merhaba, ev kredisi olayları ile ilgili bir sorum olacak. tam bir yıldır bir bankaya yüklü miktatda kredi ödemesi yapıyoruz. krediyi alırken şu krediler zorunlu diyip bize konut, ferdi kaza ve hayat sigortası kilitlemişlerdi. biz de kredi alırken sorun olmasın diye kabul etmiştik. bir yılın sonunda bu poliçeler bize herhangi bir danışma ve resmi evrak olmadan habersiz bir şekilde yenilenmiş ve şimdi bu ekstra meblağı bizden talep ediyorlar. bu yasal mıdır ve eğer değilse geri alma yolları nelerdir çok merak ediyorum. teşekkürler.
0
konut siggortası olarak DASK zorunlu onun dışındaki konut ve diğerleri bildiğim kadarıyla zorunlu değil. aslında kredinin çıkmasında da yasal olarak zorunlu değil de bankalar kendileri, yaptırmazsan krediyi vermiyor :)
toplam tutar belli bir rakama kadarsa tüketici hakem heyeti olabilir belki?
yahut 3 tane sigorta varsa ayrı ayrı 3 t.h.h başvurusu olabilir?
toplam tutar belli bir rakama kadarsa tüketici hakem heyeti olabilir belki?
yahut 3 tane sigorta varsa ayrı ayrı 3 t.h.h başvurusu olabilir?
0
peki o toplam tutar tahminen ne kadardır. bir yıldır ödüyoruz bunları. şimdi habersiz bir yenileme söz konusu. ödeme planında görunmeyen bir miktari bizden talep ediyorlar. bu durum nasil cozulebilir?
0
Vakıfbank sarıpanjur istiyor ve yeniliyor.
Halkbabk hayat sigortası yapıyor. Sözleşmende de bunkarn zorunlu olduğu yazıyor. Otomatik yenileme olayını hesabından yapın diye imza attırıyırlar. Kredi dosyan içinde illaki imzalatmışlardır. Ve bankalar bunlardan deli para kazanıyorlar.
Halkbabk hayat sigortası yapıyor. Sözleşmende de bunkarn zorunlu olduğu yazıyor. Otomatik yenileme olayını hesabından yapın diye imza attırıyırlar. Kredi dosyan içinde illaki imzalatmışlardır. Ve bankalar bunlardan deli para kazanıyorlar.
0
gijilti
Başlıkta bahsettiğim olgu için Türkçede pek yerleşmiş bir kavram yok sanırım. ayrıca bu, anlatıcının bakış açısıyla karıştırılıyor.Bu iki meseleyi birlikte açıklayan bir yazı var mıdır?"Anlatıcının bir kişi ağzından anlatması" için İngilizcede hangi ifade kullanılır?
Başlıkta bahsettiğim olgu için Türkçede pek yerleşmiş bir kavram yok sanırım. ayrıca bu, anlatıcının bakış açısıyla karıştırılıyor.
Bu iki meseleyi birlikte açıklayan bir yazı var mıdır?
"Anlatıcının bir kişi ağzından anlatması" için İngilizcede hangi ifade kullanılır?
Bu iki meseleyi birlikte açıklayan bir yazı var mıdır?
"Anlatıcının bir kişi ağzından anlatması" için İngilizcede hangi ifade kullanılır?
0
Second-person narrative diye bişey var (bunun first person olanı ben diye anlatmak)
işte kime göre anlatıyorsa, ona göre bakabilirsiniz belki
en.wikipedia.org
işte kime göre anlatıyorsa, ona göre bakabilirsiniz belki
en.wikipedia.org
0
tchuck
arkadaşlar selam, apartman merkezi sistemden kombiye geçti. ben de bu işin ayarını uyurunu bilmiyorum.şimdi ilk 2 gün evdeki tüm petekleri açıp kombiyi 45 derece yaptım, günde 8-10 metreküp arası yakıyordu.sonra, çok bu diyip 2 peteği kapattım evdeki. kombiyi de 40 derece yaptım şimdi 3 metreküp yak
arkadaşlar selam, apartman merkezi sistemden kombiye geçti. ben de bu işin ayarını uyurunu bilmiyorum.
şimdi ilk 2 gün evdeki tüm petekleri açıp kombiyi 45 derece yaptım, günde 8-10 metreküp arası yakıyordu.
sonra, çok bu diyip 2 peteği kapattım evdeki. kombiyi de 40 derece yaptım şimdi 3 metreküp yakıyor günde. evin sıcaklığı da iyi, lazım olduğunda belki bi petek daha açarım.
ama şimdi size de sorayım: bu petek sıcaklığında en ideal olay nedir?
siz peteği kaçta tutuyorsunuz ve aylık ne kadar yakıyorsunuz?
şimdi ilk 2 gün evdeki tüm petekleri açıp kombiyi 45 derece yaptım, günde 8-10 metreküp arası yakıyordu.
sonra, çok bu diyip 2 peteği kapattım evdeki. kombiyi de 40 derece yaptım şimdi 3 metreküp yakıyor günde. evin sıcaklığı da iyi, lazım olduğunda belki bi petek daha açarım.
ama şimdi size de sorayım: bu petek sıcaklığında en ideal olay nedir?
siz peteği kaçta tutuyorsunuz ve aylık ne kadar yakıyorsunuz?
0
ben evde tekim kombi 30la 45 arasında dışarıdaki havaya göre değişiyor kışın genelde 40'ta oluyor. çok üşürsem 45ten yukarı da çıkabiliyor mesela sabahlarsam ve gece çok soğuksa.
çalıştığım odanın peteği en sona kadar açık tutuyorum (bu petek kademeli 1-5 arası, çoğunlukla 5'te oluyor)
banyo, mutfak ve koridordaki petekler de açık ama bunlarda kademe yok standart açık.
salon, oturma odası ve yatak odası 1'de
çalıştığım odanın peteği en sona kadar açık tutuyorum (bu petek kademeli 1-5 arası, çoğunlukla 5'te oluyor)
banyo, mutfak ve koridordaki petekler de açık ama bunlarda kademe yok standart açık.
salon, oturma odası ve yatak odası 1'de
0
geceleri ve evde olmadığın zamanlarda kapatmak yerine en ufak ayarda yakarak evin ısısını muhafaza etmesi, hiç yakmayıp eve gelince ısıtmaya çalışmaktan daha az yakıyor onu biliyorum.
0
ruh +1
gündüzleri evde yokken 35te yanar. evdeyken 40a çıkarıyorum. uyurken 35-40 arasında kalıyor.
gündüzleri evde yokken 35te yanar. evdeyken 40a çıkarıyorum. uyurken 35-40 arasında kalıyor.
0
biz gündüz evde yokken petekleri kapalı tutuyoruz. akşam 7-8 gibi açıp 35-40 arasında çalıştırıp yatarken kapatıyoruz. ama çalıştığında evin tüm petekleri yanıyor. tabi evin 60 m2lik göt kadar bir ev olduğunu da belirteyim. o yaktığımızın ısısı sabaha kadar yetiyor.
0
45 kombi sıcaklığı, sadece salonun 2 peteği de cayır cayır yanıyo, diğer odaları kullanmıyoruz o sebeple kapalı bi de taşınma mevzusu var o sebeple salonda yatıyoruz yatakları kaldırdık. peteklerde kademe yok. gerçi ev ısınmıyor diye 45 bazen 50 hatta şuan 50 olabilir. peteklerde hava yok. evden çıkarken bizde salonda bi aparat var derece ayarladığın hah onu düşüyoruz 15 e kadar.
zaten bilmiyorum kombi ayarlarını da bilen anlatırsa sevinirim.
bu 45 derece dediğim hani kocaman kombi var ya o. salon içindeki aparat 30 derece de.
bi yerde yanlış mı yapıyoruz? dış ünite sıcaklığı ne olmalı?
zaten bilmiyorum kombi ayarlarını da bilen anlatırsa sevinirim.
bu 45 derece dediğim hani kocaman kombi var ya o. salon içindeki aparat 30 derece de.
bi yerde yanlış mı yapıyoruz? dış ünite sıcaklığı ne olmalı?
0
Bu işin anahtar elementi yalıtım bence. Ev 4+2, kaç metrekare olduğunu bilmiyorum, Kasım ayı için 36TL fatura ödedik :/ Bundan önceki evimizde geçen yıl aynı ay 250TL ödemişiz. Aralık ayı boyunca yalnızca bazı akşamlar 3-4 saatliğine 50'de yaktık. Ev kendini hemen ısıtıp, sonra da o ısıyı koruyor :/ O yüzden bizim verdiğimiz rakamlar pek referans olmaz gibi. Siz evin sıcaklığı iyi geliyorsa aynen diğer petekleri kapatın, kullanmadığınız odaların kapılarını da kapatın, mis.
0
chicha
Bi arkadaşım var, 3-4 senedir tanışıyoruz ve karmakarışık bir ilişkimiz var kısaca öyle söyleyeyim. Bana geçenlerde aslında bizim çocuğumuz çok güzel, çok zeki olur gibisinden konuştu. Ben evlenmem seninle dediğimde de zaten ben de babası ol demiyorum, çocuğu yapalım, sen sonrasına hiç karışma ben b
Bi arkadaşım var, 3-4 senedir tanışıyoruz ve karmakarışık bir ilişkimiz var kısaca öyle söyleyeyim. Bana geçenlerde aslında bizim çocuğumuz çok güzel, çok zeki olur gibisinden konuştu. Ben evlenmem seninle dediğimde de zaten ben de babası ol demiyorum, çocuğu yapalım, sen sonrasına hiç karışma ben bakayım, büyüteyim dedi.
İşin yasal boyutunu bilmiyorum da bu şekilde çocuk yapan/büyüten birileri var mı?
Ben saçmalama falan dedim kapattım mevzuyu da arkadaş kafasına koyduğu şeyi yapabilecek cinsten. Kafası rahat bir adamı amacı uğruna kullanabilir, adam da işini bitirir gider yani... İşin kötü tarafı sağlıklı bir çocuk yetiştirebileceğini de düşünmüyorum kendisini yeterince tanıdığım için.
İşin yasal boyutunu bilmiyorum da bu şekilde çocuk yapan/büyüten birileri var mı?
Ben saçmalama falan dedim kapattım mevzuyu da arkadaş kafasına koyduğu şeyi yapabilecek cinsten. Kafası rahat bir adamı amacı uğruna kullanabilir, adam da işini bitirir gider yani... İşin kötü tarafı sağlıklı bir çocuk yetiştirebileceğini de düşünmüyorum kendisini yeterince tanıdığım için.
0
türkiye'de çok yok da amerikada var. yalnız arkadaş sana abayı fena yakış ben diyeyim. haa gerçi çok çarpık bir ilişkiniz de olabilir bilemedim.
0
yasal boyutu: nesebin belirlenmesi davası açarsa, bu çocuğun babası budur derse ve ispatlarsa, hakim seni çatır çatır nafakaya mecbur bırakır. yani ama yee biz öyle konuşmadıydık diye bişi yok bizim hukukumuzda. (başka bir hukukta da olacağını sanmam)
kadınin biyolojik saati anne olmak için bağırıyor olabilir, seni gözüne kestirmiş olabilir. ama öte yandan hiç alakasız insanlardan siz aslında çocuk yapsanız ya süper olur geyiğini duymuş da olabilir, çok ciddiyim sadece kadına da kalmıyor yani toplum adeta bir mendel... çok yakın bir erkek arkadaşım var biz yabancı ortamlarda paso bunu duyuyoruz ki sizin ilişkiniz karmaşıkmış bizim hiç karmaşık değil en ufak yanlış anlaşılacak bişeyimiz yok. buna rağmen oluyor yani, tuhaf ama.
kadınin biyolojik saati anne olmak için bağırıyor olabilir, seni gözüne kestirmiş olabilir. ama öte yandan hiç alakasız insanlardan siz aslında çocuk yapsanız ya süper olur geyiğini duymuş da olabilir, çok ciddiyim sadece kadına da kalmıyor yani toplum adeta bir mendel... çok yakın bir erkek arkadaşım var biz yabancı ortamlarda paso bunu duyuyoruz ki sizin ilişkiniz karmaşıkmış bizim hiç karmaşık değil en ufak yanlış anlaşılacak bişeyimiz yok. buna rağmen oluyor yani, tuhaf ama.
0
dostum maddi durumun nasıl? dolaylı bir böbrek.avi olmasın? :)
edit: @niye ama yazmış bile ne demek istediğimi :)
edit: @niye ama yazmış bile ne demek istediğimi :)
0
cem yılmazın ''onu yıkarlar'' esprisini yapmıcam. ııh. yapmıcaam yapmıcaaam.
chicha, yap işte hazır yetiştiricek kişi de var, sanki milyonersin de miras bolunur diye korkuyosun ha.
ya da suyuna kolasına at dogum kontrol hapını, bu olmadı bi daha yapalım bu olmadı bi daha yapalım moduna gir.
chicha, yap işte hazır yetiştiricek kişi de var, sanki milyonersin de miras bolunur diye korkuyosun ha.
ya da suyuna kolasına at dogum kontrol hapını, bu olmadı bi daha yapalım bu olmadı bi daha yapalım moduna gir.
0
Benim hayalim bu. Karşılıklı sözleşmeler sonunda ne anneyle çocuk babadan bir şey talep edecek, ne baba anneyle çocuktan. Görüşmeyecekler de. Sperm bağışı gibi. Arkadaşın senden çocuk istiyormuş ama ben çocuğu benden yapsın isterdim. Ciddiyim.
0
Olm çok kötü lan. Bir yerlerde senden bir parça var ve bir şeyi de değilsin aslında. Ben kabul etmezdim asla.
0
Şahin
benim palto 10 yıllık
benim palto 10 yıllık
0
Annemin gençliğinden kalma elbiseleri ve kazakları var, onları kullanıyorum, en az 30 yıllık. Sayılır mı?
Kendi aldığım ve en uzun kullandığım şey de 9 yıllık, kaban. Üniversite hazırlıkta aldıydım.
Kendi aldığım ve en uzun kullandığım şey de 9 yıllık, kaban. Üniversite hazırlıkta aldıydım.
0
emin değilim
ama mesela şu anda üzerimdeki tişörtü lisedeyken almışımdır sanırım, 16 yaşında olsam şu anda 32'yim. 16 yıllık.
ama mesela şu anda üzerimdeki tişörtü lisedeyken almışımdır sanırım, 16 yaşında olsam şu anda 32'yim. 16 yıllık.
0
gece giydigimeşortmanım var orta okuldan beri giyyorum beden dersi sokak da bazen gece
en az 10 yılı var
en az 10 yılı var
0
15 ve 10 senelik 2 elbisem var. 15 senelik olanin rengi biraz soldu ama yine gideri var. yazlikta yine epey eski kiyafetlerik var, tipleri de genelde normal
Yalniz kilo verdigimde sisko kiyafetlerimi hizlica elden cikariyorum ondan o kadar cok yok :)
Yalniz kilo verdigimde sisko kiyafetlerimi hizlica elden cikariyorum ondan o kadar cok yok :)
0
9 yıllık kot ceketim var. 8. sınıfa giderken almıştım. Üniversite bitecek hala giyiyorum. İşin kötüsü o zamandan bu zamana herhangi bir bedensel gelişme gösterememişim. O zaman da tamdı şimdi de rahat rahat oluyor. Birazcık rengi soldu o kadar.
0
25 senedir bizim evde olan, 10 senesini aktif olarak benimle geçiren bi tişörtüm var.
0
Evin içinde giydiğim 7 yıllık bir elbisem ve 8 yıllık bir bikinim var. Özellikle bikinimı çok seviyorum, senede iki veya üç kere giydiğim için de taş gibi duruyor hala. Kıyıp atamadim.
0
Aldigim en saglam, en kaliteli kiyafeti bile 5 yildan fazla kullanamam. Asiri hor kullaniyorum.
0
annemin bir kıyafeti var bende. 25 yılı vardır. bedenlerimiz ve boylarımız uyuşmadığı için giyemiyorum, yine de çok beğendiğim için dolabımda.
0
Düşüneyim.
Kot pantolonlarım ortalama 2 3 yıllık. Onlar kolay eskimiyor.
Mavi gömleğim var, kollarının iç kısımları çiçekli. Lisedeyken almıştım. Seviyorum, arada giyiyorum. 6 7 yıl yapıyor.
2007~2010 arasında bir sürü komikli tişört aldım/yaptırdım. Biri şu anda bile üzerinde.
Kırmızı hırkam var. Ortaokuldan kalma. Orta 2 desek, 11-12 yıl falan yapıyor.
Ortaokul yıllarından kalma grup tişörtleri var keza 13 yıldan başlıyor, en yenisi 10 yıllık.
Maşallah dolap dolap değil, eskici gibi. Çok sık alışveriş yapmıyorum. Mevsim başına sadece 1 kez gider, bi' pantolon bi' üst alırım. Fazla fazla yetiyor.
Kot pantolonlarım ortalama 2 3 yıllık. Onlar kolay eskimiyor.
Mavi gömleğim var, kollarının iç kısımları çiçekli. Lisedeyken almıştım. Seviyorum, arada giyiyorum. 6 7 yıl yapıyor.
2007~2010 arasında bir sürü komikli tişört aldım/yaptırdım. Biri şu anda bile üzerinde.
Kırmızı hırkam var. Ortaokuldan kalma. Orta 2 desek, 11-12 yıl falan yapıyor.
Ortaokul yıllarından kalma grup tişörtleri var keza 13 yıldan başlıyor, en yenisi 10 yıllık.
Maşallah dolap dolap değil, eskici gibi. Çok sık alışveriş yapmıyorum. Mevsim başına sadece 1 kez gider, bi' pantolon bi' üst alırım. Fazla fazla yetiyor.
0
13 senelik nike spor ayakkabim var. hala tas gibi.
Babannemin elbisesi var, en az 40 yili vardir.
Daha da 5+ yildir giydigim ustler var.
Babannemin elbisesi var, en az 40 yili vardir.
Daha da 5+ yildir giydigim ustler var.
0
98 de ankaradan aldığım lee cooper boğazlı kazağımı hala giyiyorum. 17 yıllık ve yıpranma belirtisi yok.
0
14-15 yıllık tişörtlerim var :)
hayır o zaman nasıl oluyormuş üzerime onu hayal edemiyorum.
hayır o zaman nasıl oluyormuş üzerime onu hayal edemiyorum.
0
eurhka
mesela pisagor bilmem nesi, 2 bilinmeyenli denklemler falan liseye geçince görüyoruz di mi?fen bilgisi, tarih, matematik, edabiyat gibi derslerde buna örnek lazım 2-3 tane?endoplazmik retikulum geldi aklıma, ilkokulda gördük mü bunu yoksa liseye geçince mi?ilkokuldan kastım 1. sınıf ve 8. sınıf aras
mesela pisagor bilmem nesi, 2 bilinmeyenli denklemler falan liseye geçince görüyoruz di mi?
fen bilgisi, tarih, matematik, edabiyat gibi derslerde buna örnek lazım 2-3 tane?
endoplazmik retikulum geldi aklıma, ilkokulda gördük mü bunu yoksa liseye geçince mi?
ilkokuldan kastım 1. sınıf ve 8. sınıf arası.
teşekkürler.
fen bilgisi, tarih, matematik, edabiyat gibi derslerde buna örnek lazım 2-3 tane?
endoplazmik retikulum geldi aklıma, ilkokulda gördük mü bunu yoksa liseye geçince mi?
ilkokuldan kastım 1. sınıf ve 8. sınıf arası.
teşekkürler.
0
6 sınıfta hücre konusunda bütün organelleri ogrenmistik lisedede vardı ribozom lizozom endoplazmik retikulum
0
chatias
Merhabalar, uzun süredir çalışmak istediğim bir yabancı firma bana satış yöneticisi olarak teklifte bulundu. Fakat, firma yurtdışında ve Türkiye'de faaliyetleri yok. Önce benden bir çalışma raporu istediler. Gönderdim ve beğenildi. Firma bana "seni bir süreliğine denememiz gerek, bunun için buraya g
Merhabalar, uzun süredir çalışmak istediğim bir yabancı firma bana satış yöneticisi olarak teklifte bulundu. Fakat, firma yurtdışında ve Türkiye'de faaliyetleri yok. Önce benden bir çalışma raporu istediler. Gönderdim ve beğenildi. Firma bana "seni bir süreliğine denememiz gerek, bunun için buraya gelemeyeceğin için, remote çalışacaksın. Ödeme ve çalışma kontratını bir firma üzerinden yapmalıyız, firman var mı diye sordu. Ben de, bizim pederin iş yeri olduğunu fakat uluslararası çalışmadığını söyledim. Benim anlamadığım bu adamlar neden firma istiyor ayrıca daha deneme sürecinde ne kontratı yapacağız? Ben kafamdan adamların istedikleri şekilde çalışır bu deneme sürecinde 3 5 bir şey atacaklarsa da PayPal üzerinden hallederiz diye düşündüm.
Bu süreci nasıl yönetmeliyim. Farklı fikirlere de açığım. Eğer bilmek gerekiyorsa, firmaya ait iki marka var, biri silikon vadisinde ve Beyaz Rusya orjinli. Diğeri, Polonya orijinli Beyaz Rusya , Rusya ve Polonya'da çalışıyor. Bana Beyaz Rusya'da çalışmak için teklif sunuldu.
Bu süreci nasıl yönetmeliyim. Farklı fikirlere de açığım. Eğer bilmek gerekiyorsa, firmaya ait iki marka var, biri silikon vadisinde ve Beyaz Rusya orjinli. Diğeri, Polonya orijinli Beyaz Rusya , Rusya ve Polonya'da çalışıyor. Bana Beyaz Rusya'da çalışmak için teklif sunuldu.
0
sana kontrat örneği gönderebiliyorlar mıymış?
illa firma olman gerekiyorsa da olursun, şahış şirketi kurmak zor değil.
belki satacağınız şey her neyse artık ithal etmen gerekecek birey olarak satacak kadar edemiyorsundur? veya vergi mevzuları içindir?
illa firma olman gerekiyorsa da olursun, şahış şirketi kurmak zor değil.
belki satacağınız şey her neyse artık ithal etmen gerekecek birey olarak satacak kadar edemiyorsundur? veya vergi mevzuları içindir?
0
adamlarin firma istemesinin sebebi sana yapilacak odemeye karsilik fatura girisi yapmalari lazim.
ayrica herhangi bir anlasmalikta hukuki surecin duzgun isleyebilmesi icin karsilarinda firma olmasi gerekmekte.
turkiye'de pek yaygin olmasa da yurtdisinda bu tur isler icin kisisel firma sahibi olmak cok yaygindir.
kisa bir surelik deneme suresi icin firma acmayla ugrasmanin mantikli olmadigini, onlar icin de uygunsa deneme kontratini sahis olarak yapmayi tercih ettigini soyle bence.
ayrica herhangi bir anlasmalikta hukuki surecin duzgun isleyebilmesi icin karsilarinda firma olmasi gerekmekte.
turkiye'de pek yaygin olmasa da yurtdisinda bu tur isler icin kisisel firma sahibi olmak cok yaygindir.
kisa bir surelik deneme suresi icin firma acmayla ugrasmanin mantikli olmadigini, onlar icin de uygunsa deneme kontratini sahis olarak yapmayi tercih ettigini soyle bence.
0
jedilance
neydi o? icinde work kelimesi mi ne geciyordu
neydi o? icinde work kelimesi mi ne geciyordu
0
weeping guitar
ayraç, yaprak, not kağıdı, başka?
ayraç, yaprak, not kağıdı, başka?
0
ben (baya) küçükken kardeşimin okul kitaplarından birisinin arasında yabış yabış lades kemiği koymuştum, bulunca uyuz olsun diye. hey gidinin...
0
terkedilmiş bir cadillac dan sökülmüş "eldorado" yazısı veya chrysler den, jeep den sökülmüş "limited" yazısı
0
Ben farklı müze biletlerini koyuyorum ya da tramvay metro biletlerini falan.
0
kalem, cetvel +1.
düzenli kitap okudugum süre icerisinde sayfa numarasini hatirlardim, ayrac kullanmazdim. sonra uni is derken, bir saat evvel ne yaptigimi bile unutuyorum.
düzenli kitap okudugum süre icerisinde sayfa numarasini hatirlardim, ayrac kullanmazdim. sonra uni is derken, bir saat evvel ne yaptigimi bile unutuyorum.
0
xin zhao
canlar şimdi bana papiller karsinom falan denmişti tiroidi komple aldırdıktan sonra patoloji sonucunda. sonra ileri tetkik istendi patolojiden onun sonucunda da en büyük nodülde trabekuler mi ne bişi çıkmış nedir bu ? bulamadım adam akıllı bişi. hocayla da babam konuşmaya gitmişti. o da sormamış.
canlar şimdi bana papiller karsinom falan denmişti tiroidi komple aldırdıktan sonra patoloji sonucunda. sonra ileri tetkik istendi patolojiden onun sonucunda da en büyük nodülde trabekuler mi ne bişi çıkmış nedir bu ? bulamadım adam akıllı bişi. hocayla da babam konuşmaya gitmişti. o da sormamış.
0
öncelikle doktor değilim ve geçmiş olsun
ancak trabekuler dediğiniz şey kemik türü, bunu kendi başına kanserle bi alakası olmasa gerek
nodülle ilgili başka bir bilgi var mı elinizde?
ancak trabekuler dediğiniz şey kemik türü, bunu kendi başına kanserle bi alakası olmasa gerek
nodülle ilgili başka bir bilgi var mı elinizde?
0
önemli bir şey değil. kanserin histolojik yapısını açıklamada kullanılan bir tabir. eğer biyopsi sonucunda tanı olarak papiller karsinom yazıyorsa öyledir. tiroidin papiller karsinomu genelde iyi huylu bir kanser ve cerrahi sonrası prognozu çok iyi. tek problem kuvvetle muhtemelen tiroidin tamamen alınmış olması ve bundan sonra ömür boyu tiroit hormonunu dışardan almanız gerekeceği.
kanserin bundan sonraki seyri için esas önemli olan belirteçler çevre dokulara ve lenf bezlerine yayılıp yayılmadığı.
kanserin bundan sonraki seyri için esas önemli olan belirteçler çevre dokulara ve lenf bezlerine yayılıp yayılmadığı.
0
yue
benim bu aşıyı yaptırmam gerekiyor. yaptırma sebebim ise gebelikten önce önlem olarak. kan testinde bağışıklığım çıkmadı. kadın doğum uzmanı kesinlikle istemiyoruz özür yapıyor aşı olman lazım dedi. hastane biz yapmıyoruz aile hekimine git dedi. o da biz bunları 3k (kızamık kızamıkcık kabakulak) ol
benim bu aşıyı yaptırmam gerekiyor. yaptırma sebebim ise gebelikten önce önlem olarak. kan testinde bağışıklığım çıkmadı. kadın doğum uzmanı kesinlikle istemiyoruz özür yapıyor aşı olman lazım dedi.
hastane biz yapmıyoruz aile hekimine git dedi. o da biz bunları 3k (kızamık kızamıkcık kabakulak) olarak çocuklara yapıyoruz yetişkinlere öyle bir uygulamamız yok dedi. kendin getirtirsen belki yapabiliriz dedi ama eczaneye sordum tek satılmıyormuş.
bu süreci yaşamış olanlar vardır belki buraya bir sorayım dedim. nerede yapılıyor bu aşılar acaba 3lüyü alıp yaptırırsam bir zararı olur mu, kabakulak ve kızamık geçirdim ben zaten.
hastane biz yapmıyoruz aile hekimine git dedi. o da biz bunları 3k (kızamık kızamıkcık kabakulak) olarak çocuklara yapıyoruz yetişkinlere öyle bir uygulamamız yok dedi. kendin getirtirsen belki yapabiliriz dedi ama eczaneye sordum tek satılmıyormuş.
bu süreci yaşamış olanlar vardır belki buraya bir sorayım dedim. nerede yapılıyor bu aşılar acaba 3lüyü alıp yaptırırsam bir zararı olur mu, kabakulak ve kızamık geçirdim ben zaten.
0
valla gebelik planım yok çok üstünde durmadım o yüzden ama ben de bağışıklı değilim aynı süreci yaşadım ankaradayım
çaresini bulamadım, hatta çemkirdim bir kaç duyarsız doktora bu aşıyı olamadan hamile kalırsam da çocuğa bişey olursa ,vebali boynunuza diye. eskiden hızsısıhhaya yönlendirmişlerdi orasının da yapısı değişti, artık vermiyormuş aşıyı.
çocuklara yapılan 3lü aşının dozajı yetişkine yetiyor muymuş buna baktınız mı?
ayrıca çocuklara gelen aşı da isme göre ve sayısı belli geliyormuş.
duyurunuzu takipteyim
çaresini bulamadım, hatta çemkirdim bir kaç duyarsız doktora bu aşıyı olamadan hamile kalırsam da çocuğa bişey olursa ,vebali boynunuza diye. eskiden hızsısıhhaya yönlendirmişlerdi orasının da yapısı değişti, artık vermiyormuş aşıyı.
çocuklara yapılan 3lü aşının dozajı yetişkine yetiyor muymuş buna baktınız mı?
ayrıca çocuklara gelen aşı da isme göre ve sayısı belli geliyormuş.
duyurunuzu takipteyim
0
@niye ama
dozaş konusunu hiç sormadım aklıma gelmemişti bir de o mesele var dimi şimdi. küçük bir ilçedeyim ben kimse bir şey bilmiyor. aile hekimi de kabakulak geçirdim ben aşı olmamda bir sakınca olur mu diye sorunca kadın doğumcuya sor ben bilmem dedi :( böyle saçmalık olabilir mi. kadın doğumcu anlasa zaten kendi yapabilirdi aşıyı enfeksiyon hastalıklarına git yaptır demezdi.
dozaş konusunu hiç sormadım aklıma gelmemişti bir de o mesele var dimi şimdi. küçük bir ilçedeyim ben kimse bir şey bilmiyor. aile hekimi de kabakulak geçirdim ben aşı olmamda bir sakınca olur mu diye sorunca kadın doğumcuya sor ben bilmem dedi :( böyle saçmalık olabilir mi. kadın doğumcu anlasa zaten kendi yapabilirdi aşıyı enfeksiyon hastalıklarına git yaptır demezdi.
0
yaptırdım ben bugün aşıyı. Eczaneden özel getirttirdim 3lü şeklinde yaklaşık 30tl. Sağlık ocağındaki hemşire yaptı. adet döneminde yapmak gerekiyormuş hamilelik riski olmasın diye. aşıdan sonrada en az 3 ay korunmak gerekiyor. ilaç firmasına sordum doz işini bir doz yeterli olur dediler. zaten yine test yaptıracağım bağışıklık olmuş mu diye aksi bir durum olursa ekleme yaparım.
0
basond
Dünyadaki bütün işlere aynı ücret ödenseydi ve tüm işlerin haftalık çalışma saatleri eşit olsaydı; hangi mesleği seçerdiniz?
Dünyadaki bütün işlere aynı ücret ödenseydi ve tüm işlerin haftalık çalışma saatleri eşit olsaydı; hangi mesleği seçerdiniz?
0
bilim okudum ben, muhtemelen gerçekten işimi yapardım ama belki biraz alan değiştirir paleontolog filan olurdum.
0
Cok guzel bir soru ama mesai de ayni olacak mi?
Yine doktor olmak isterdim. Mesai de insani sartlarda olursa kbb
Yine doktor olmak isterdim. Mesai de insani sartlarda olursa kbb
0
Son ders filmindeki Ferhan Şensoy gibi idealist bir akademisyen olmak isterdim.
Yeni neslin fikirlerini her daim duymak.
Yeni neslin fikirlerini her daim duymak.
0
aynı mesleği seçerdim, önceden sevmiyordum ama artık çok seviyorum işimi.
ikinci tercih; zooloji ya da evrimoloji okurdum.
ikinci tercih; zooloji ya da evrimoloji okurdum.
0
valla ben de aynı işi seçerdim herhalde.
belki barcelona fc, real madrid falan çalışabilecek seviyede isem koçluk teknik direktörlük falan isterdim.
belki barcelona fc, real madrid falan çalışabilecek seviyede isem koçluk teknik direktörlük falan isterdim.
0
reddite mi girdin bugün :D kuruyemişçi açardım oluyor mu o? olmadı mat öğretmeni
0
omer gibi
Olmaz böyle şey arkadaş tek maaşken çift maaş olan aileler niye böyle yapıyorlar sizce de en kârlı is bu mudur? Her ay 4 bin lira kenara koyan bir aile bu parayı nasıl değerlendirsin ki ev kredisine göre çok daha iyi bir iş yapmış olsun?
Olmaz böyle şey arkadaş tek maaşken çift maaş olan aileler niye böyle yapıyorlar sizce de en kârlı is bu mudur?
Her ay 4 bin lira kenara koyan bir aile bu parayı nasıl değerlendirsin ki ev kredisine göre çok daha iyi bir iş yapmış olsun?
Her ay 4 bin lira kenara koyan bir aile bu parayı nasıl değerlendirsin ki ev kredisine göre çok daha iyi bir iş yapmış olsun?
0
stabil rahat huzur dolu çoluğum çocuğuma birşey bırakiyim diyorsan en iyisi ev.. daha iyisi arsa..
0
projeden eve girince, ortalama bir yerdeyse bina bittikten sonra %40-50 gibi bir kar oluyor. birkac yilda kar neredeyse %100e yaklasiyor. 2-3 sene icinde %100 kar veren pek fazla secenek yok :)
en en kotu icinde oturulur, kira odemektense kredi odenir.
en en kotu icinde oturulur, kira odemektense kredi odenir.
0
benim etrafımda insanlar evden çok da kar etmek için almıyor aslında:
-borca girmezse birikim yapamayan var
-çift maaşlısınız siz diye etraftan sürekli para istenmesi durumu var, ev alınınca borç olunca bu engellenmiş oluyor
-kirada oradan oraya sürünmeyelim diyen var, 3 taşınmaya eşyalar pert, her eve ayrı perde abonelik şu bu, dünya kadar dert -işi sabit yerdeyse hele, çocuklu ailelere cidden rahatlık. polis aileleri hep taşınır malum, sırf bu sebeple eşyayı dandik alıp hiç taşımayanı var.
- bizim milletimiz parkeydi, dolaptı, asma tavana aydınlatmaydı, çocuk odasına cicili bicili şeylerdi seviyor bunları, eşya delisi bi milletiz. kirada olunca bunları yaptırmak hep sorun. kendi evim olsun, başım ağrımasın diye alan epey çok var.
-maddi olarak karın olması için satman lazım (karı realize etmek deniyor buna galiba) :) 2. evi almadan ilk evi satan pek olmuyor etrafta. ilki satılıp üstüne koyulup yenisi alınabiliyor ama o da uzun iş. çocuklar küçükken alalım sonra alamayız diye bir an evvel alınıyor genelde.
-borca girmezse birikim yapamayan var
-çift maaşlısınız siz diye etraftan sürekli para istenmesi durumu var, ev alınınca borç olunca bu engellenmiş oluyor
-kirada oradan oraya sürünmeyelim diyen var, 3 taşınmaya eşyalar pert, her eve ayrı perde abonelik şu bu, dünya kadar dert -işi sabit yerdeyse hele, çocuklu ailelere cidden rahatlık. polis aileleri hep taşınır malum, sırf bu sebeple eşyayı dandik alıp hiç taşımayanı var.
- bizim milletimiz parkeydi, dolaptı, asma tavana aydınlatmaydı, çocuk odasına cicili bicili şeylerdi seviyor bunları, eşya delisi bi milletiz. kirada olunca bunları yaptırmak hep sorun. kendi evim olsun, başım ağrımasın diye alan epey çok var.
-maddi olarak karın olması için satman lazım (karı realize etmek deniyor buna galiba) :) 2. evi almadan ilk evi satan pek olmuyor etrafta. ilki satılıp üstüne koyulup yenisi alınabiliyor ama o da uzun iş. çocuklar küçükken alalım sonra alamayız diye bir an evvel alınıyor genelde.
0
proletarier aller lander vereinigt euch
Tabii kaldi diye cevaba gerek yok ben de biliyorum ama benim arkadas cevremde neredeyse kullanmayan yok. Cogunlugu esrar iciyor haftada 1 defa falan. Agir seyler alanlar da var biraz agzina burnuna ne bulsa sokan da ama hepsi de iyi insanlar ben de uyusturucuya karsi biri degilim ama hic kullanmadim
Tabii kaldi diye cevaba gerek yok ben de biliyorum ama benim arkadas cevremde neredeyse kullanmayan yok. Cogunlugu esrar iciyor haftada 1 defa falan. Agir seyler alanlar da var biraz agzina burnuna ne bulsa sokan da ama hepsi de iyi insanlar ben de uyusturucuya karsi biri degilim ama hic kullanmadim. Arkadadlar teklif ediyor(agir seyleri dusunmem bile) ulan diyorum madem o kadar guzel kafasi var bi zarari da yok kalici neden olmasin diyorum falan. Simdi bu esrar iyi midir kotu mudur. Kotuyse ne kadar kotudur. Bagimlilik yapmiyorsa sadece baya ucuk bi kafasi varsa bile nolacak ki yeterli miktarda ickiyle de benzer kafaya ulasilmaz mi yasal bir sekilde o zaman esrar niye bu kadar kaka?
Cevap verenler icip icmediklerini belirtirse memnun olurum zira hic icmeyen birinin yorumuyla icen birininki ayni olmaz benim icin.
Cevap verenler icip icmediklerini belirtirse memnun olurum zira hic icmeyen birinin yorumuyla icen birininki ayni olmaz benim icin.
0
Senede bir o da denk gelirse icerim. Onun haricinde ayrıca bir merakım yok, alkol kafası bence daha güzel.
İçenlerin de büyük çoğunluğunun özentilikten olduğunu düşünüyorum.
Düzenli bir şekilde içilirse bağımlılık yapıyor bence.
İçenlerin de büyük çoğunluğunun özentilikten olduğunu düşünüyorum.
Düzenli bir şekilde içilirse bağımlılık yapıyor bence.
0
2 sene içtim mütemadiyen. kötü bir şey, kaybolan 2 sene gözüyle bakıyorum. eğlendim eğlenmedim de değil ama gereksiz bir eğlence.
psikolojik bagımlılık yapar, sosyalleşmene engel olur. diğer kötü alışkanlıklardan hiç bir farkı yok.
sarhoşlukla kafa olarak alakası yok. alkol seni toplumdan soğutmaz işinden engel etmez yeterli bir sayıda içtiğinde.
ancak esrar uyuşturur iş yapamazsın aptal olursun. bu yüzden kaka.
psikolojik bagımlılık yapar, sosyalleşmene engel olur. diğer kötü alışkanlıklardan hiç bir farkı yok.
sarhoşlukla kafa olarak alakası yok. alkol seni toplumdan soğutmaz işinden engel etmez yeterli bir sayıda içtiğinde.
ancak esrar uyuşturur iş yapamazsın aptal olursun. bu yüzden kaka.
0
Toplamda 5 6 defa içmişimdir. Onlar da hafif şeyler. Arada bir olsa içerim ama herhangi bir bağımlılığım, arayışım yok.
0
Esrar bazı ülkelerde belirli doz kadar yasal zaten. Ha yasal olması zararsız olduğu anlamına mı geliyor? Elbette hayır. Sadece kimyasal uyuşturucudan uzak tutmaya çalışmak için kullanılan yöntemlerden biri bu. Sonuçta kimyasal maddeleri vücuda etkisiyle esrarin etkisi bir değil, yine de yuşturucu madde işte.
Bağımlılık yapıp yapmadığını tam bilmiyorum ama bir şekilde bağımlısı oluyorsun. Fiziksel ya da psikolojik olarak.
Hayatım boyunca değil esrar, uyuşturucu sigara bile içmedim. İnsanın sırf keyif için vücuduna bu denli zarar vermesini anlamıyorum. Onun yerine iki bira içerim, otururum.
Bağımlılık yapıp yapmadığını tam bilmiyorum ama bir şekilde bağımlısı oluyorsun. Fiziksel ya da psikolojik olarak.
Hayatım boyunca değil esrar, uyuşturucu sigara bile içmedim. İnsanın sırf keyif için vücuduna bu denli zarar vermesini anlamıyorum. Onun yerine iki bira içerim, otururum.
0
abi haftanin nerdeyse her gunu esrar takılan arkadasim var. benim ayligimi adam bir haftada harciyor, son model arabasi, istanbulun en dasakli rezidanslarindan birinde evi var, adamin ayik gezdigini gormedim. herif icip mutlu oldugunu hic biseyi takmadigini falan soyluyor.
bence bu tip seyler paranin bok olmasindan kaynaklaniyo, ben gidip 2 saat takilacam diye bi jointe 150 tl veremem acikcasi. o yuzden icmeyi dusunmedim hic.
esrarin kotu bisey oldugunu dusunmuyorum.
bence bu tip seyler paranin bok olmasindan kaynaklaniyo, ben gidip 2 saat takilacam diye bi jointe 150 tl veremem acikcasi. o yuzden icmeyi dusunmedim hic.
esrarin kotu bisey oldugunu dusunmuyorum.
0
yalnızca ot kullandım. lise dönemimde arkadaş grubuyla, onlar haftada 3-4 içerdi, ben de haftada bir falan eşlik ederdim. bana kafası hiç öyle pek şahane süper değişik gelmedi. her zaman içkiyi tercih ederim. üstelik biraz da bünye meselesi her 3 seferden birinde, deli gibi kusmamla sonuçlandı ot deneyimim.
esrarın kötü olduğunu düşünmüyorum, bağımlılık yapması da kişiden kişiye değişir bence. ben sevmedim hiç, ortamdan dolayı öyle bir kapak alayım da adam sansınlar diye kullandım. lise bitip o arkadaşlarla yolum ayrılınca da bir daha hiç canım istemedi. ancak o arkadaşlarımdan bazıları hala aynı yoğunlukta tüketiyorlar mesela, bazıları da benim gibi bir daha hiç aramamış. bağımlılık konusu kişisel bir durum o nedenle bence. bir eroin vs. gibi fiziksel bağımlılığın aşırı yoğun sonuçlandığı bir şey değil. nasıl atıyorum lisede hepimiz sigara içeriz tek tük, sonra kimileri sigara bağımlısı olur kimileri devam etmez, öyle bir durum.
kafası konusunda da, rahatlama yavaşlama gülme ve bayılmaya kadar gidiyor. bence çekici hiç bir yönü yok.
esrarın yasadışı olmaması gerektiğini düşünüyorum. hatta bence alkolizm tek başına esrar kullanımından daha tehlikeli bir bağımlılık.
esrarın kötü olduğunu düşünmüyorum, bağımlılık yapması da kişiden kişiye değişir bence. ben sevmedim hiç, ortamdan dolayı öyle bir kapak alayım da adam sansınlar diye kullandım. lise bitip o arkadaşlarla yolum ayrılınca da bir daha hiç canım istemedi. ancak o arkadaşlarımdan bazıları hala aynı yoğunlukta tüketiyorlar mesela, bazıları da benim gibi bir daha hiç aramamış. bağımlılık konusu kişisel bir durum o nedenle bence. bir eroin vs. gibi fiziksel bağımlılığın aşırı yoğun sonuçlandığı bir şey değil. nasıl atıyorum lisede hepimiz sigara içeriz tek tük, sonra kimileri sigara bağımlısı olur kimileri devam etmez, öyle bir durum.
kafası konusunda da, rahatlama yavaşlama gülme ve bayılmaya kadar gidiyor. bence çekici hiç bir yönü yok.
esrarın yasadışı olmaması gerektiğini düşünüyorum. hatta bence alkolizm tek başına esrar kullanımından daha tehlikeli bir bağımlılık.
0
Cevremde uyusturucu kullanmayan kimse yoktu universitedeyken ben sigaraya bile baslamadan bitirmistim. Su an onlar da bi sey kullanmiyo. Belli bi yaştan sonra hala ergen gibi abi kafasi cok iyi yeaa diye dolasan tipler de çekilecek cile degil.
0
İlk ot içtiğimde hiç birşey olmadı. kafasını felan hiç anlamadım, gayet normaldim. Diğer arkadaşlar bık bık konuşup çenesine vurmuştu. 2.içişimde "bunlar beni sikecek" diye triplere girip kaçmıştım. sonra da içmedim, gereksiz birşey.
Sarhoşken de ot diye salvia divinorum içmirmişler. o zaman ölüyordum, ellerim kollarım kilitlendi. 1 hafta boyunca öldüğümü düşündüm. yaşadıklarımın gerçek mi rüya mı olduğuna tam emin olamadım.
Alkol en iyisidir, çak 3-4 tane kırmızı tuborg. temiz. hiç bulaşma :/
Sarhoşken de ot diye salvia divinorum içmirmişler. o zaman ölüyordum, ellerim kollarım kilitlendi. 1 hafta boyunca öldüğümü düşündüm. yaşadıklarımın gerçek mi rüya mı olduğuna tam emin olamadım.
Alkol en iyisidir, çak 3-4 tane kırmızı tuborg. temiz. hiç bulaşma :/
0
izmirde yaşıyorsun sanırım. izmirde kullanmayan eleman görmedim. uyuşturucu değil de ot alkol vs.
0
Off, erasmus dönemindeki ergen kafası...
Madem "neden olmasın" diyorsun, bu akşam başla kullanmaya. Ben başla diyorum. Niye başlamıyorsun ki? Bak arkadaşların da teklif ediyormuş ne güzel.
Nasıl bir cevap bekliyorsun ki? "Yapılan araştırmalara göre esrar aslında sağlığa bik bik" desem başlayacak mısın? "Ben 6 yaşımdan beri içiyorum, hafızaya çok iyi geliyor" desem ne olacak? Hâla başkasından onay bekliyorsun. Uyuşturucuyla ilgili zibilyon tane örnek var, ama hala başka birinin seni yönlendirmesini bekliyorsun. Bir şey olursa suçu ona atacaksın çünkü.
Ulan bir bok yiyeceksiniz, onu bile beceremiyorsunuz.
Madem "neden olmasın" diyorsun, bu akşam başla kullanmaya. Ben başla diyorum. Niye başlamıyorsun ki? Bak arkadaşların da teklif ediyormuş ne güzel.
Nasıl bir cevap bekliyorsun ki? "Yapılan araştırmalara göre esrar aslında sağlığa bik bik" desem başlayacak mısın? "Ben 6 yaşımdan beri içiyorum, hafızaya çok iyi geliyor" desem ne olacak? Hâla başkasından onay bekliyorsun. Uyuşturucuyla ilgili zibilyon tane örnek var, ama hala başka birinin seni yönlendirmesini bekliyorsun. Bir şey olursa suçu ona atacaksın çünkü.
Ulan bir bok yiyeceksiniz, onu bile beceremiyorsunuz.
0
40 yillik ergenim ben boyle atar gormedim pulsar.
0
@proletarier,
İnan ki ergenlik seviyene dair daha büyük bir cevap yazacaktım, önce açtığın başlıklara bir bakayım dedim.
"Joystick ile oyun oynamayi cok seviyorum klavye mouse ile o zevki alamiyorum acaba gizli gay miyim cok korkuyorum."
Şu cümleden sonra seninle ilgili yanlış bir kanıya kapıldığımı anladım. Özür dilerim proletarier, büyüksün. Uyuşturucuyla ilgili soruların da çok mantıklı. Umarım aradığın cevabı bulmuşsundur.
İnan ki ergenlik seviyene dair daha büyük bir cevap yazacaktım, önce açtığın başlıklara bir bakayım dedim.
"Joystick ile oyun oynamayi cok seviyorum klavye mouse ile o zevki alamiyorum acaba gizli gay miyim cok korkuyorum."
Şu cümleden sonra seninle ilgili yanlış bir kanıya kapıldığımı anladım. Özür dilerim proletarier, büyüksün. Uyuşturucuyla ilgili soruların da çok mantıklı. Umarım aradığın cevabı bulmuşsundur.
0
Olabilir gizli gaylik boyle ortaya cikabiliyor diye korktum insanlarin korkulariyla dalga gecmen de hic hos degil.
0
Kötü olan bağımlılık kısmı, kimyasal olmayan uyuşturucuların zararsız olduğunu düşünüyorum.
0
esrar niye bu kadar kaka soruna cevap:
çok yakın bir akrabamın oğlu kullanıyordu. annesi duldu, çalışmıyordu, kocasından maaş da kalmamıştı. dantel patik filan yapıp geçinmeye çalışıyordu. oğlan para bulamayınca annesini dövüyordu. kadın neler yaşadı neler. sadece annesine değil çevresindeki herkese o veya bu şekilde zararı dokundu.
uzun yıllar kullandı. hırsızlıktan hapse bile girdi. sonra nasılsa bıraktı. bıraktığında sanırım 40 yaşlarında falandı. bıraktıktan sonra bekçilik gbi bi işe başladı. 2 yıl kadar sonra mafya çekişmesi nedeniyle bıçaklanarak öldürüldü. öldüğünde annesinin gözünden bir dama bile yaş gelmedi. üzerinden bi 20 yıl geçti hala bir kez bile andığını duymadım. bir anne evladı ölünce huzura kavuşur mu? ciğeri yanmaz mı? yanmadı işte. öyle nalet bişe bu esrar.
arada buraya da soruyorum bi tanıdığı çocuğu kullanıyor. hayatları bombok. ailecek.
beyin damarlarını şeyediyor +1
çok yakın bir akrabamın oğlu kullanıyordu. annesi duldu, çalışmıyordu, kocasından maaş da kalmamıştı. dantel patik filan yapıp geçinmeye çalışıyordu. oğlan para bulamayınca annesini dövüyordu. kadın neler yaşadı neler. sadece annesine değil çevresindeki herkese o veya bu şekilde zararı dokundu.
uzun yıllar kullandı. hırsızlıktan hapse bile girdi. sonra nasılsa bıraktı. bıraktığında sanırım 40 yaşlarında falandı. bıraktıktan sonra bekçilik gbi bi işe başladı. 2 yıl kadar sonra mafya çekişmesi nedeniyle bıçaklanarak öldürüldü. öldüğünde annesinin gözünden bir dama bile yaş gelmedi. üzerinden bi 20 yıl geçti hala bir kez bile andığını duymadım. bir anne evladı ölünce huzura kavuşur mu? ciğeri yanmaz mı? yanmadı işte. öyle nalet bişe bu esrar.
arada buraya da soruyorum bi tanıdığı çocuğu kullanıyor. hayatları bombok. ailecek.
beyin damarlarını şeyediyor +1
0
Ot denemiştim üniversitesi de bir iki arkadaşım içerdi, Kötü bir yan etkisi ile karşılaşmadım kısa vadede.
Askerde revir personeli olarak görev yaptım her akşam ot kubar esrar eroin bonzai vakaları ile nöbet geçerdi hepsinin krizini yokluğunu gördüm.
Kötü birşey efendim birtek faydası yoktur kendine dışardan baksan ağlarsın haline.
Askerde revir personeli olarak görev yaptım her akşam ot kubar esrar eroin bonzai vakaları ile nöbet geçerdi hepsinin krizini yokluğunu gördüm.
Kötü birşey efendim birtek faydası yoktur kendine dışardan baksan ağlarsın haline.
0
hiç denemedim, hiç heveslenmedim, hiç ihtiyaç duymadım. aynı şekilde yılda 2 maksimum 3 kadeh şarap, 2 tane falan da maricahhi birayı saymazsak (ki onlarıda genelde masada aaa ama ortamı bozuyosun sarhoş geyiğinden bıkıp önümde dursun diye söylerim)alkolde kullanmıyorum. üstelik yıllarca turizm gibi bir sektörde çalıştım, o personel lojmanlarında ayakları bile enjeksiyon izleri dolu nice tipler gördüm.
her ortamda en neşeli, en enerjik, en keyifli insanlardan biri de hep ben olurum, hatta gelip nasıl güzel eğlendin ne içtin, sen nasıl hep böyle pozitifsin neşelisin falan diye sorarlar. hiç anlamıyorum insanların bu eğlenmek, rahatlamak vesaire vesaire durumlar için bir uyarıcıya ihtiyaç duymalarını. yargılamıyorum, gerçekten anlayamıyorum, kafam basmıyor insanlar bile bile kendilerine zarar veren bir şeye neden ihtiyaç duyarlar...
senin iradeni yok eden ve bağımlılık yaratan br uyarıcının nasıl bir keyfi olabilir ki?
her ortamda en neşeli, en enerjik, en keyifli insanlardan biri de hep ben olurum, hatta gelip nasıl güzel eğlendin ne içtin, sen nasıl hep böyle pozitifsin neşelisin falan diye sorarlar. hiç anlamıyorum insanların bu eğlenmek, rahatlamak vesaire vesaire durumlar için bir uyarıcıya ihtiyaç duymalarını. yargılamıyorum, gerçekten anlayamıyorum, kafam basmıyor insanlar bile bile kendilerine zarar veren bir şeye neden ihtiyaç duyarlar...
senin iradeni yok eden ve bağımlılık yaratan br uyarıcının nasıl bir keyfi olabilir ki?
0
otu, esrarı görse ne olduğunu anlamayacak bir çevrem de var
kullanmayanın olmadığı bir çevrem de
bazı şeyler çevreyle alakalı değil, kullanmadım, kullanmam. çünkü benim bedenim, benim kararım. hayattaki bazı şeylerde hiç bir çevre umrumda değil bu da onlardan biri.
kullanmayanın olmadığı bir çevrem de
bazı şeyler çevreyle alakalı değil, kullanmadım, kullanmam. çünkü benim bedenim, benim kararım. hayattaki bazı şeylerde hiç bir çevre umrumda değil bu da onlardan biri.
0
pulsar iyi bir noktaya temas etmiş, ama kalan yorumcuların olayı ne anlayamadım.
uyuşturucular ile ilgili gerçekçi bir fikir sahibi olmak istiyorsan en iyi yol hepsinden bir defa tatmak. yer mi? yemez. o yüzden salla gitsin, çok düşünme, dik kafaya bi bira. ben öyle yapıyorum.
uyuşturucular ile ilgili gerçekçi bir fikir sahibi olmak istiyorsan en iyi yol hepsinden bir defa tatmak. yer mi? yemez. o yüzden salla gitsin, çok düşünme, dik kafaya bi bira. ben öyle yapıyorum.
0
pln
erkek arkadasim orada diye gittim isi gücü birakip. Cok isteyerek degil. 1 senedir Almanca ögreniyordum, üniversite icin gereken belgeyi de gecen ay aldim (dsh2)ve nisanda ikinci üniversiteye baslayacagim, muhtemelen Informatik neyse gereksig bilgi bu aslinda. Esas sorum ben hazir hissetmiyorum. Dil
erkek arkadasim orada diye gittim isi gücü birakip. Cok isteyerek degil. 1 senedir Almanca ögreniyordum, üniversite icin gereken belgeyi de gecen ay aldim (dsh2)ve nisanda ikinci üniversiteye baslayacagim, muhtemelen Informatik neyse gereksig bilgi bu aslinda. Esas sorum ben hazir hissetmiyorum. Dil konusunda kendime bir türkü güvenemiyorum ingilizcem cok iyi baska yabanci dilim de var ama almanca'da cok utangacim. Is basvurularini gectim, üniversite o kadar cook gözümü korkutuyor ki. Daha önce böyle kalkip gitmis orada okumuslar varsa bana deneyimlerini anlatabilir mi? Nasil kalkarim bu isin altindan? Basta siz de mi böyle hissettiniz?
0
@hkaan hayir orada ögrendim.
@hayirsiz eskiden daha cesaretliydim ben, orada böyle korkak, kendimi ise yaramaz hisseder oldum...
@hayirsiz eskiden daha cesaretliydim ben, orada böyle korkak, kendimi ise yaramaz hisseder oldum...
0
Okulda normal hizdan daha yavas ilerleyeceksin, milletin 1 saatte yaptigi konunun sen anca yarisina geleceksin vb vb
Daha fazla efor sarfedip alisirsin.
Zamaninda bitireceksin diye bir zorunluluk yok sonucta.
Benim merak ettigim, neden yuksek lisansa basvurmadin? Yukseklerde ingilizce dersler daha fazla. Lisanslardaysa belki derslerin %25-30udur.
Ps. Merak ettim, herhalde almanyadan "erkek arkadasimin yanina yerlesmek istiyorum" diyip vize almadin?
Daha fazla efor sarfedip alisirsin.
Zamaninda bitireceksin diye bir zorunluluk yok sonucta.
Benim merak ettigim, neden yuksek lisansa basvurmadin? Yukseklerde ingilizce dersler daha fazla. Lisanslardaysa belki derslerin %25-30udur.
Ps. Merak ettim, herhalde almanyadan "erkek arkadasimin yanina yerlesmek istiyorum" diyip vize almadin?
0
@kuehles blondes vize sorunum yok. Yüksek lisansa kabul oldum fakat vazgectim. is alani daha genis ve dilin cok önemli olmadigi bir bölüm okumak istedim. Cünkü bambaska bir ülkeye de tasinabilirim yarin öbür gün.
@green knight oldugum yerde amerikan dili edebiyati disinda hic ingilizce yok maalesef.
@green knight oldugum yerde amerikan dili edebiyati disinda hic ingilizce yok maalesef.
0
ben olsam dilden değil informatikten korkardım
(almanyada master doktora geçmişim var)
benim gördüğüm kimse dil sorunu yaşamadı okurken (dil sorunu yaşayacak olan zaten sınavı veremiyor, verdikten sonra o ülkede yaşıyorsunuz, illa ki alışırsınız, üstelik başka dil biliyormuşusunuz, burada 4 senelik okul mezunusunuz yani illa ki bir geçimişiniz var)
ancak almanyada mühendislik hele ki mekanik ve informatik hakikaten zor okunuyor. buradaki gibi değil burada hemen herkes 4 sende lisansı bitirir orada 4 sende töbe bitmiyor. buradaki sayılı anadolu liselerinden gelen, 1. yabancı dili almanca olan tonla arkadaşım var, (tamam bi kısmı aachen filan gibi en baba yererde okudular ama) geneli 7-8 sene lisans okudu :)
bence gidin master yapın, iş arayın, lisansta sürünürsünüz. Dili sıkıntı etmeyin, bol bol iletişim kurun yaparsınız, korkmayın.
(almanyada master doktora geçmişim var)
benim gördüğüm kimse dil sorunu yaşamadı okurken (dil sorunu yaşayacak olan zaten sınavı veremiyor, verdikten sonra o ülkede yaşıyorsunuz, illa ki alışırsınız, üstelik başka dil biliyormuşusunuz, burada 4 senelik okul mezunusunuz yani illa ki bir geçimişiniz var)
ancak almanyada mühendislik hele ki mekanik ve informatik hakikaten zor okunuyor. buradaki gibi değil burada hemen herkes 4 sende lisansı bitirir orada 4 sende töbe bitmiyor. buradaki sayılı anadolu liselerinden gelen, 1. yabancı dili almanca olan tonla arkadaşım var, (tamam bi kısmı aachen filan gibi en baba yererde okudular ama) geneli 7-8 sene lisans okudu :)
bence gidin master yapın, iş arayın, lisansta sürünürsünüz. Dili sıkıntı etmeyin, bol bol iletişim kurun yaparsınız, korkmayın.
0
speedy
Belli bir dilde konuşurken araya yabancı kelime sıkıştırmak falan değil bahsettiğim. Konusurken sürekli dil değiştirme. Adamların kafa gidip geliyor mu nedir? Mesela bir Türkle muhabbet ediyor. Türkçe başlıyor, sonra yabancı dile dönüyor, sonra gene Türkçe sonra gene yabancı dil. Bir yabancı ile kon
Belli bir dilde konuşurken araya yabancı kelime sıkıştırmak falan değil bahsettiğim. Konusurken sürekli dil değiştirme. Adamların kafa gidip geliyor mu nedir? Mesela bir Türkle muhabbet ediyor. Türkçe başlıyor, sonra yabancı dile dönüyor, sonra gene Türkçe sonra gene yabancı dil. Bir yabancı ile konuşurken yabancı dili gayet iyi konuşuyorsun, Türkçe sıkıştırmıyorsun. Türk olunca niye şalterler atıyor? Hayır, sec bir dili o dilde devam edelim, ne bu oynaklık. Ergenler, sokaktaki adam vs değil sadece. Naçizane gözlemim Yurt dısı doğumlu profesyonel, iyi iş sahibi, kaymak tabaka da dahil buna. Sebebi ne bunun?
0
Kardeşimden örnek vereyim; onun anadili artık turkce değil fransızca gibi. Dolayısıyla fransızca kendini daha rahat ifade ediyor. Benimle/ annemle/ babamla konuşmaya başladığında türkçe kelimeler de kullansa arada tam karşılığını bulamadığında fransizcayla dönüyor (nasılsa anlıyoruz diye dusunuyor) sonra tekrar türkçe konuşmaya başlıyor. Bu o an kendini ifade edememesiyle ilgili. Üstelik bizim evde sürekli türkçe konuşulur, kendi türkçesi de düzgün ama yine de fransızca konuşurken daha rahat hissediyor.
Ben bile birkaç hafta tatile gidip Türkiye'ye döndüğümde arada fransızca kelime katıyorum, dil kayıyor ister istemez.
Ben bile birkaç hafta tatile gidip Türkiye'ye döndüğümde arada fransızca kelime katıyorum, dil kayıyor ister istemez.
0
o an için akıllarına o dildeki kelimeler geliyor, o yüzden öyle konuşuyorlar; direkt bilinçli değil yani. türkçe konuşmak için zorluyorlar beyinlerini, anadilleri öbürü neticede. bir yerden sonra beyin otomatik olarak kendini en kolay ifade edebileceği dile kayıyor.
0
Psikolojide buna ket vurma denir. Cahil cahil laflarla şaltere, oynaklığa bağlama.
0
önyargılı önyargılı konuşmak yerine çiftdillilik diye araştırın, orada cevabı var bunların. tabii insanları saçma sıfatlarla yargılamak falan daha kolay.
0
Ben bahsettigin durumu sadece alamancilarda gordum. Hani dedigin sanirim 3-5 kelime de degil baya boyle 3 cumle turkce 3 cumle almanca falan dimi? Ben de niye oldugunu merak etmistim acikcasi. Iyi egitimlilerde gormedim. Hatta 6 yasindaki arkadasimin oglu (3 anadili var) dahi boyle bisey yapmiyor (ilk 3 sene yapiyordu artik dillerin farkli oldugunu biliyor)
Bizim oglan da yaparsa agzina kurekle vururum valla. Dedigim kesinlikle kelime sikistirmak falan degil, komple cumleler
Bizim oglan da yaparsa agzina kurekle vururum valla. Dedigim kesinlikle kelime sikistirmak falan degil, komple cumleler
0
insanlar iyi eğitimli diyorsun da muhtemelen eğitimi türkçe almadılar.
kendi eğitimi de pek bişey fark ettirmiyor, bizim türk aileler maalesef dil eğitimi konusunda yetersiz. mesela türkçe roman, kitap vb. okumuyorlar etraflarında da herkes kendileri gibi berbat konuşuyor. almanyadaki fransadaki okul al evladım türkçe kitap oku diyecek değil, hatta eskiden kendi dilini konuşana ceza veriyorlardı. kısacası bu iş anne babada bitiyor (benim bi hocam vardı kendi macar, eşi hırvat, çocuk ingilterede doğmuş, almanyada büyüyor her dili konuşuyordu kendi içinde zira babası macarca okutuyordu her gün, zorunluydu sayfa kotası bile vardı, anne taraf dedesi ninesi hırvatça öğretiyordu bilinçli şekilde tabi bu adamların topu üniversitede hocaydı öyle bi fark var işte)
benim hukuk eczacılık vb. okumuş ,bakınca ooov diyeceğin çok gurbetçi arkadaşım var Türkçesi düzgün olup karmadan katmadan konuşanlar anca kendisi edebiyata ilgisi olup, sürekli türkiyeye gelip gerçekten uğraşanlar
değilse aileler %99 tırt, ancak şimdi çocuk olan yeni nesil farklı olabiliyor, aile profilleri değişiyor yavaş yavaş.
kendi eğitimi de pek bişey fark ettirmiyor, bizim türk aileler maalesef dil eğitimi konusunda yetersiz. mesela türkçe roman, kitap vb. okumuyorlar etraflarında da herkes kendileri gibi berbat konuşuyor. almanyadaki fransadaki okul al evladım türkçe kitap oku diyecek değil, hatta eskiden kendi dilini konuşana ceza veriyorlardı. kısacası bu iş anne babada bitiyor (benim bi hocam vardı kendi macar, eşi hırvat, çocuk ingilterede doğmuş, almanyada büyüyor her dili konuşuyordu kendi içinde zira babası macarca okutuyordu her gün, zorunluydu sayfa kotası bile vardı, anne taraf dedesi ninesi hırvatça öğretiyordu bilinçli şekilde tabi bu adamların topu üniversitede hocaydı öyle bi fark var işte)
benim hukuk eczacılık vb. okumuş ,bakınca ooov diyeceğin çok gurbetçi arkadaşım var Türkçesi düzgün olup karmadan katmadan konuşanlar anca kendisi edebiyata ilgisi olup, sürekli türkiyeye gelip gerçekten uğraşanlar
değilse aileler %99 tırt, ancak şimdi çocuk olan yeni nesil farklı olabiliyor, aile profilleri değişiyor yavaş yavaş.
0
yue
ya bana çok zor geliyor yeşillik yıkamak. ben genelde aldıklarımın tümünü tek seferde yıkayıp dolaba kaldırıyorum sonra ihtiyaç oldukça kullanıyorum ama o tek seferi yok mu canım çıkıyor. ilk önce sirkeli suda bekletiyorum sonra tek tek musluk altında yıkayıp kurutma aleti ile kurutp poşetliyorum. A
ya bana çok zor geliyor yeşillik yıkamak. ben genelde aldıklarımın tümünü tek seferde yıkayıp dolaba kaldırıyorum sonra ihtiyaç oldukça kullanıyorum ama o tek seferi yok mu canım çıkıyor. ilk önce sirkeli suda bekletiyorum sonra tek tek musluk altında yıkayıp kurutma aleti ile kurutp poşetliyorum.
Acaba restoranlar nasıl yapıyor bu işi. pratik bir yöntem var mı?
Acaba restoranlar nasıl yapıyor bu işi. pratik bir yöntem var mı?
0
"Kurutma aleti ile kurutup poşetliyorum"
Valla bravo restoranlar o kadar uğraşmıyor içinden böcek bile çıkabilir dikkatli olmakta fayda var.
Yıkanmış olarak satılan yeşillik yok
Valla bravo restoranlar o kadar uğraşmıyor içinden böcek bile çıkabilir dikkatli olmakta fayda var.
Yıkanmış olarak satılan yeşillik yok
0
restauranlar standart alışveriş yapar, bellidir mal veren yerleri. gelen günleri.
onları da standart şekilde yıkar koca koca metal kaplar vardır mesela oraya doğrar tazyikli suyu basar, çıkarır bitti.
kimse lokanta mutfağında tek tek marul yıkamaz.
yani en azından, benim bildiklerim. 2 kişi çalışan x piknikte durumlar başka olabilir.
onları da standart şekilde yıkar koca koca metal kaplar vardır mesela oraya doğrar tazyikli suyu basar, çıkarır bitti.
kimse lokanta mutfağında tek tek marul yıkamaz.
yani en azından, benim bildiklerim. 2 kişi çalışan x piknikte durumlar başka olabilir.
0
soruna cevabım yok ama başlığı o kadar saçma bi şekilde anladım ki, yazmadan edemicem. sanki restoran kurmak için yeşil alanları yıkıyolarmış ve çevreci isyankar bi soru sordun zannettim. ben bi kahve içeyim en iyisi. herkese iyi günler dilerim.
0
whoosie
hmm yıkanmış alıyorlardır çok mantıklı :D bizim burda satılmıyor ama restoranlar başka şehirlerden getirtiyorlardır tabii.
frederick co
valla kurutmazsam ömrü azalıyor mecbur kurutuyorum. bir de eşim çok hassas yeşillik konusunda onun yüzünden bende alıştım artık içim almıyor başka türlü.
hmm yıkanmış alıyorlardır çok mantıklı :D bizim burda satılmıyor ama restoranlar başka şehirlerden getirtiyorlardır tabii.
frederick co
valla kurutmazsam ömrü azalıyor mecbur kurutuyorum. bir de eşim çok hassas yeşillik konusunda onun yüzünden bende alıştım artık içim almıyor başka türlü.
0
Aşçı bir tanıığımdan, restoranlarda özellikle yeşillilerin yıkanmasına hiç özen gösterilmediğini duymuştum.
0
Yıkanmış, hazır satılan bir çok ürün var ben de gösterebilirim. Restoranlar bunları kullanmaz.
0
pek yazılanlar gibi değil. bu tip işler için güzel stajyerlerimizi kullanıyoruz. kasa kasa yeşillikleri klorlu suda bekletip sonra duruluyoruz. ardından stajyerler tek tek ayıklayıp kontrol ediyor.
0
animal
klorlu su derken nasıl çeşme suyundaki klor gibi değil dimi daha fazla koyuluyordur herhalde. sirkede bekletmek mantıksız mı sence, biraz bilgi versene
klorlu su derken nasıl çeşme suyundaki klor gibi değil dimi daha fazla koyuluyordur herhalde. sirkede bekletmek mantıksız mı sence, biraz bilgi versene
0
Offf, suya daldırıp çıkarıyorlar bazı restoranlar sadece.
Ben dışarda pek salata, yeşillik tercih etmiyorum. Ama bir gün arkadaşımın kliniğine, çiğköfte söylemiştik. Birlikte çiğköftenin yanında gelen yeşillikten örnekler alıp, mikroskopta baktık, neler gördüğümüzü söylemiyim şimdi.
Dışardan salata, yeşillik vb. yemeyin. Eve, ofise siperiş verdiğinizde de yeşillikleri tekrardan yıkayın benim gibi bence.
Yoksa gelsin tenyalar, oksiyurler, askaritler...
@animal senin çalıştığın restoran sanırım kaliteli bir yer, ama ortalama restoranlarda durum vahim.
Ben dışarda pek salata, yeşillik tercih etmiyorum. Ama bir gün arkadaşımın kliniğine, çiğköfte söylemiştik. Birlikte çiğköftenin yanında gelen yeşillikten örnekler alıp, mikroskopta baktık, neler gördüğümüzü söylemiyim şimdi.
Dışardan salata, yeşillik vb. yemeyin. Eve, ofise siperiş verdiğinizde de yeşillikleri tekrardan yıkayın benim gibi bence.
Yoksa gelsin tenyalar, oksiyurler, askaritler...
@animal senin çalıştığın restoran sanırım kaliteli bir yer, ama ortalama restoranlarda durum vahim.
0
istambul
Benim anladığım şu: Türkiye üzerinden AB ülkelerine giren Suriyeli mülteciler Türkiye'ye geri gönderilecek. AB ülkeleri de Türkiye'ye para verecek bunlara bakmamız için. Ha bir de "Atayım yalanı, sikeyim inananı." kâbilinden vize muafiyeti diye bir palavra sıktılar bize, ona girmiyorum.Doğru mu? Ülk
Benim anladığım şu: Türkiye üzerinden AB ülkelerine giren Suriyeli mülteciler Türkiye'ye geri gönderilecek. AB ülkeleri de Türkiye'ye para verecek bunlara bakmamız için. Ha bir de "Atayım yalanı, sikeyim inananı." kâbilinden vize muafiyeti diye bir palavra sıktılar bize, ona girmiyorum.
Doğru mu? Ülkelerindeki Suriyeli sığınmacıları (Türkiye'den geçmiş olmasa dahi öyle diye kakalarlar hepsini) bize postalayacaklar, cebimize de üç beş para sokacaklar. Bu.
Yâni diyorlar ki, biz bunlara bakmak istemiyoruz. Parası neyse verelim, bizim toplumumuza karışmasınlar, siz bakın.
Doğru mu? Ülkelerindeki Suriyeli sığınmacıları (Türkiye'den geçmiş olmasa dahi öyle diye kakalarlar hepsini) bize postalayacaklar, cebimize de üç beş para sokacaklar. Bu.
Yâni diyorlar ki, biz bunlara bakmak istemiyoruz. Parası neyse verelim, bizim toplumumuza karışmasınlar, siz bakın.
0
beklenen neydi bilemiyorum mültecileri almaları filan mı? geri kabul anlaşmasını da imzalayalı yıl oldu sanırım
tam doğru da değil aslında
parası neyse verelim kısmı da muallak
verilecek para olarak bi 3 milyar euro deniyor ki o paranın da zaten ABnin önceki bazı taahhüdlerinde verecek olduğu para idi -öyle bişey deniyordu- şimdi bu 3 milyar ekstra mı hala o önceki para mı bilmiyorum
ekstra bile olsa milyonlardan bahsediyoruz kaç gün yeter ki?
tam doğru da değil aslında
parası neyse verelim kısmı da muallak
verilecek para olarak bi 3 milyar euro deniyor ki o paranın da zaten ABnin önceki bazı taahhüdlerinde verecek olduğu para idi -öyle bişey deniyordu- şimdi bu 3 milyar ekstra mı hala o önceki para mı bilmiyorum
ekstra bile olsa milyonlardan bahsediyoruz kaç gün yeter ki?
0
ismoreto
Transkript, öğrenci belgesi vs birkaç kağıdı Almanca tercüme ettirmem lazım ama bir tercüme bürosu 480 lira istedi tansiyonum düştü. Benim uygun fiyata bu tercümeyi yaptırma şansım olur mu bir şekilde, yardım :(
Transkript, öğrenci belgesi vs birkaç kağıdı Almanca tercüme ettirmem lazım ama bir tercüme bürosu 480 lira istedi tansiyonum düştü. Benim uygun fiyata bu tercümeyi yaptırma şansım olur mu bir şekilde, yardım :(
0
duzsac
Merhabalaraksam aksam ogrenci evimize 140 lira sadece isitma faturasi geldigi icin biraz keyfim kacmis durumda. Birbirine acilan 1 kucuk 1 buyuk oda bir mutfak ve banyodan ibaret bir ev icin fazla degil mi? siz ne kadar oduyorsunuz? cok icime oturdu.
Merhabalar
aksam aksam ogrenci evimize 140 lira sadece isitma faturasi geldigi icin biraz keyfim kacmis durumda. Birbirine acilan 1 kucuk 1 buyuk oda bir mutfak ve banyodan ibaret bir ev icin fazla degil mi? siz ne kadar oduyorsunuz? cok icime oturdu.
aksam aksam ogrenci evimize 140 lira sadece isitma faturasi geldigi icin biraz keyfim kacmis durumda. Birbirine acilan 1 kucuk 1 buyuk oda bir mutfak ve banyodan ibaret bir ev icin fazla degil mi? siz ne kadar oduyorsunuz? cok icime oturdu.
0
Merkezi ısıtmada pay ölçer var aslında, herkes kendi yaktığını ödüyor. Bir de yalıtım varsa çok daha az oduyorsunuz. Biz 1 senedir merkezi ısıtmalı evde oturuyoruz, cok memnunuz ki ben sıcak sever bir insanım, kısmam asla. Sizin yalıtım kötü olmasın? O zaman çok yakiyorsunuz maalesef.
0
acikcasi pek bilmiyorum cunku yeni tasindik ve bu ilk faturamiz. Ama ev baya eski. Bugun kar yagdi ama biz evde askili bluzla oturuyoruz. Ne yapalim bilemedim icim daraldi
0
devilred
az önce facebook'ta poker oynuyorum, türkler/kürtler/sonuçta türkçe konuşanlar birbirine gırla küfrediyor, arada ben de kaynadım, çıktım gittim en sonunda. hacı nerede türkçe bi şeyler görsem altında mutlaka bir küfür kıyamet kopmuş oluyor. niye böyle bizde hacı ya? başka ülkelerde de var mı böyle?
az önce facebook'ta poker oynuyorum, türkler/kürtler/sonuçta türkçe konuşanlar birbirine gırla küfrediyor, arada ben de kaynadım, çıktım gittim en sonunda.
hacı nerede türkçe bi şeyler görsem altında mutlaka bir küfür kıyamet kopmuş oluyor. niye böyle bizde hacı ya? başka ülkelerde de var mı böyle? bizim milletin vitamini mi eksik, nedir bu iş?
hacı nerede türkçe bi şeyler görsem altında mutlaka bir küfür kıyamet kopmuş oluyor. niye böyle bizde hacı ya? başka ülkelerde de var mı böyle? bizim milletin vitamini mi eksik, nedir bu iş?
0
var var.
türkiye'de olan olumlu olumsuz hemen hemen her şey bir kaç kuzey avrupa ülkesi dışında her yerde var.
türkiye'de olan olumlu olumsuz hemen hemen her şey bir kaç kuzey avrupa ülkesi dışında her yerde var.
0
kalabalığız, fakiriz, eğitim seviyemiz düşük, derdimiz çok, insanımız karışık, gündemimiz yoğun, enerji yüksek
kapatıp gidemiyoruz, n'apalım?
kapatıp gidemiyoruz, n'apalım?
0
yok degil ama daha az.
bunun icin youtube'u orneklem olarak kullanabilirsin. ne kadar anonim, serbestlik o kadar daha rahat kufur. youtube, kanzuk gibi kufurlu yorumlari aman sitemize zeval gelmesin diye kaldirmadigi icin oraya bakabilirsin incelemek icin.
bunun icin youtube'u orneklem olarak kullanabilirsin. ne kadar anonim, serbestlik o kadar daha rahat kufur. youtube, kanzuk gibi kufurlu yorumlari aman sitemize zeval gelmesin diye kaldirmadigi icin oraya bakabilirsin incelemek icin.
0
Türkler kadar yok, yanımıza yaklaşan bile yok, kabul edelim farklı bir milletiz. Turkishmusic orgdaki sezen aksu tartışması internet tarihi için bir milat. Biz yanlış anlamışız, yanlış yerden başlamışız.
eksisozluk.com
eksisozluk.com
0
İnternette genelde bol bol var.
s-media-cache-ak0.pinimg.com
Bir de sosyal medyayı çok yoğun kullanıyoruz diğer ülkelere göre. Hatta "Uff, yine mi Türkler geldi" tartışmaları oluyor.
Ek olarak, genel bir sorun
answers.yahoo.com
s-media-cache-ak0.pinimg.com
Bir de sosyal medyayı çok yoğun kullanıyoruz diğer ülkelere göre. Hatta "Uff, yine mi Türkler geldi" tartışmaları oluyor.
Ek olarak, genel bir sorun
answers.yahoo.com
0
kakamelsokoban
dün babamın beni, benim sandığı kadar sevmediğini farkettim. hatta dün duyduklarımdan sonra öncesinde yaşanan bir kaç olayı da göz önüne aldığım zaman aslında olayın ne kadar bariz olduğunu ama benim bunu görmemekte inat ettiğimi anladım. detaylara inmeden kısaca durum şöyle,babamlarla yakın oturuyo
dün babamın beni, benim sandığı kadar sevmediğini farkettim. hatta dün duyduklarımdan sonra öncesinde yaşanan bir kaç olayı da göz önüne aldığım zaman aslında olayın ne kadar bariz olduğunu ama benim bunu görmemekte inat ettiğimi anladım. detaylara inmeden kısaca durum şöyle,
babamlarla yakın oturuyoruz, ama sürekli gidelim görüşelim durumu yok. annemin işyeri evimin hemen arka sokağında olduğu için ben işten gelirken uğrayıp görebiliyorum. kızkardeşim de sık sık bizde kalıyor, işyerlerimiz de çok yakın. her istediğimizde görüşebiliyoruz. sık görüşemediğim tek kişi babam. onunla da o pek evde durmadığı için görüşemiyoruz, sürekli arkadaşlarıyla dışarıda oluyor.
salı günü için annem babama haftalık alışveriş için maaş kartını verip 2 kilo da kanat al kakamelleri yemeğe çağıralım demiş. babam da ben istemiyorum gelmesinler bize kadar alırım demiş. annem de sinirlenmiş evladın o senin ne biçim konuşuyosun deyince onların bizi çağırdıkları yok, anca buraya gelip hazıra konmasını biliyorlar, bi daha onları yemekte istemiyorum demiş.
şimdi ilk olarak başta da dediğim gibi sürekli giden, darlayan insanlar zaten değiliz. ayda en fazla 2 kere çay içmeye gideriz yemeğe gitme sıklığımız 2 ayda bir belki daha bile az. kaldı ki kaç kere yemeğe çağırdık, çaya çağırdık, kahvaltıya çağırdık, dışarıda kahvaltıya gidelim dedik, araba kiraladık gezmeye gidelim dedik hiç birine babam gelmek istemedi. gerçekten seveceğini bildiğimiz planlar yaptık, onlara bile keyfim yok diye gelmeyi reddetti.
eşimin gece çalışması gereken zamanlardan birinde benimle evde kalacak arkadaş bulamadığım zaman babamı sizde kalabilir miyim diye aradığımda tabii ki gel burası da senin evin gibi bir cevap gelmesini beklerken annene sor o kabul ediyorsa gel demişliği var. yine gece yalnız kalacağım bi günün gündüzünde babamı çağırdığımda geliyorum deyip bana türlü hazırlıklar yaptırıp son dakikada ben gelmiyorum arkadaşlarım çağırdı deyip ekmişliği var. aynı şekilde 3 gün öncesinden o gece bizde kalırsın dediği günün akşamında ben hazırlanıp kapıdan çıkmak üzereyken ben arkadaşlarımla görüşeceğim gelme bize başka yere git demişliği de var.
bu kalma etme olayları dışında da para konusunda çok garip söz konusu bensem. babam cidden iyi para kazanıyor. eşimle benim aldığımız toplam maaş kadar tek başına kazanıyor. annemle kardeşimin de maaşları iyi, eve bir hayli iyi para giriyor yani. benim de telefonumun hafıza kartı bozulmuştu yakın zamanda. bimde 32gb hafıza kartı 20 liraya satılacakmış o hafta da. babamın sabah işe giderken yolunun üstünde 2 tane bim var. arayıp rica ettim geçerken bana alır mısın ben sana vereceğim parasını diye. ona bile güvenip almadı. 20 lirasını bile gözden çıkaramadı benim için ki zaten ödeyeceğim demiştim ama ödemeyeceğimi düşünüp bu akşam eve gelirken sen uğra yarın için bana ayırın ben gelip alacağım de yarın akşam da git al dedi dalga geçer gibi. he baba he deyip kapattım ben de telefonu.
bu anlattıklarım şimdilik aklıma gelenler. babam zaten çok fazla kimseyle anlaşamaz ama benimle arası çok iyiydi. hatta evlenirken sen de gidiyorsun, artık bu evde kimse benimle konuşmayacak dediği için yeni evliyken kaç zaman vicdan azabı çektim sanki onu yüzüstü bırakmışım gibi. evlat olarak tüm yapmam gerekenleri yapmama, her ihtiyacı olduğunda yanında olmama rağmen beni evde istememesi çok kalbimi kırdı. üstelik eşimi çok seviyor, onunla dışarıda da görüşüyorlar, birlikte plan yapıp vakit geçiriyorlar. adam resmen kendi evladını sevmiyor!
yarın akşam annem yolculuğa çıkacağı için akşam çaya gideriz hem iyi yolculuklar dileriz diye plan yapmıştık ama gerçekten bu duyduklarımdan sonra ne eve gidesim ne de babamı göresim kaldı. gördüğüm anda sinirimden ağlamaya başlarım biliyorum kendimi. dünden beri de kendimi tutamayıp durup durup ağlıyorum zaten. hatta babamla uzun bir süre görüşmek istemiyorum ama zaten yaşlı adam bir daha görme fırsatın olmayabilir bile diye düşünüp kendi kendimin vicdanına da oynuyorum bir yandan. olayı anlatan da annem olduğu için babama da çemkirip sinirimi atamıyorum annem şikayet ediyor gibi olacak diye. anneme de kötü davranıyor, kadıncağız ağlayarak aradı beni dün baban iyice çıldırdı artık diye.
siz olsanız ne yapardınız? mümkün olduğunca az mı görüşeyim yoksa sonuçta babam deyip susayım mı yine?
babamlarla yakın oturuyoruz, ama sürekli gidelim görüşelim durumu yok. annemin işyeri evimin hemen arka sokağında olduğu için ben işten gelirken uğrayıp görebiliyorum. kızkardeşim de sık sık bizde kalıyor, işyerlerimiz de çok yakın. her istediğimizde görüşebiliyoruz. sık görüşemediğim tek kişi babam. onunla da o pek evde durmadığı için görüşemiyoruz, sürekli arkadaşlarıyla dışarıda oluyor.
salı günü için annem babama haftalık alışveriş için maaş kartını verip 2 kilo da kanat al kakamelleri yemeğe çağıralım demiş. babam da ben istemiyorum gelmesinler bize kadar alırım demiş. annem de sinirlenmiş evladın o senin ne biçim konuşuyosun deyince onların bizi çağırdıkları yok, anca buraya gelip hazıra konmasını biliyorlar, bi daha onları yemekte istemiyorum demiş.
şimdi ilk olarak başta da dediğim gibi sürekli giden, darlayan insanlar zaten değiliz. ayda en fazla 2 kere çay içmeye gideriz yemeğe gitme sıklığımız 2 ayda bir belki daha bile az. kaldı ki kaç kere yemeğe çağırdık, çaya çağırdık, kahvaltıya çağırdık, dışarıda kahvaltıya gidelim dedik, araba kiraladık gezmeye gidelim dedik hiç birine babam gelmek istemedi. gerçekten seveceğini bildiğimiz planlar yaptık, onlara bile keyfim yok diye gelmeyi reddetti.
eşimin gece çalışması gereken zamanlardan birinde benimle evde kalacak arkadaş bulamadığım zaman babamı sizde kalabilir miyim diye aradığımda tabii ki gel burası da senin evin gibi bir cevap gelmesini beklerken annene sor o kabul ediyorsa gel demişliği var. yine gece yalnız kalacağım bi günün gündüzünde babamı çağırdığımda geliyorum deyip bana türlü hazırlıklar yaptırıp son dakikada ben gelmiyorum arkadaşlarım çağırdı deyip ekmişliği var. aynı şekilde 3 gün öncesinden o gece bizde kalırsın dediği günün akşamında ben hazırlanıp kapıdan çıkmak üzereyken ben arkadaşlarımla görüşeceğim gelme bize başka yere git demişliği de var.
bu kalma etme olayları dışında da para konusunda çok garip söz konusu bensem. babam cidden iyi para kazanıyor. eşimle benim aldığımız toplam maaş kadar tek başına kazanıyor. annemle kardeşimin de maaşları iyi, eve bir hayli iyi para giriyor yani. benim de telefonumun hafıza kartı bozulmuştu yakın zamanda. bimde 32gb hafıza kartı 20 liraya satılacakmış o hafta da. babamın sabah işe giderken yolunun üstünde 2 tane bim var. arayıp rica ettim geçerken bana alır mısın ben sana vereceğim parasını diye. ona bile güvenip almadı. 20 lirasını bile gözden çıkaramadı benim için ki zaten ödeyeceğim demiştim ama ödemeyeceğimi düşünüp bu akşam eve gelirken sen uğra yarın için bana ayırın ben gelip alacağım de yarın akşam da git al dedi dalga geçer gibi. he baba he deyip kapattım ben de telefonu.
bu anlattıklarım şimdilik aklıma gelenler. babam zaten çok fazla kimseyle anlaşamaz ama benimle arası çok iyiydi. hatta evlenirken sen de gidiyorsun, artık bu evde kimse benimle konuşmayacak dediği için yeni evliyken kaç zaman vicdan azabı çektim sanki onu yüzüstü bırakmışım gibi. evlat olarak tüm yapmam gerekenleri yapmama, her ihtiyacı olduğunda yanında olmama rağmen beni evde istememesi çok kalbimi kırdı. üstelik eşimi çok seviyor, onunla dışarıda da görüşüyorlar, birlikte plan yapıp vakit geçiriyorlar. adam resmen kendi evladını sevmiyor!
yarın akşam annem yolculuğa çıkacağı için akşam çaya gideriz hem iyi yolculuklar dileriz diye plan yapmıştık ama gerçekten bu duyduklarımdan sonra ne eve gidesim ne de babamı göresim kaldı. gördüğüm anda sinirimden ağlamaya başlarım biliyorum kendimi. dünden beri de kendimi tutamayıp durup durup ağlıyorum zaten. hatta babamla uzun bir süre görüşmek istemiyorum ama zaten yaşlı adam bir daha görme fırsatın olmayabilir bile diye düşünüp kendi kendimin vicdanına da oynuyorum bir yandan. olayı anlatan da annem olduğu için babama da çemkirip sinirimi atamıyorum annem şikayet ediyor gibi olacak diye. anneme de kötü davranıyor, kadıncağız ağlayarak aradı beni dün baban iyice çıldırdı artık diye.
siz olsanız ne yapardınız? mümkün olduğunca az mı görüşeyim yoksa sonuçta babam deyip susayım mı yine?
0
size yönelik kasti bir tavrı yok. babanız o. babalar çoğu zaman bir çok konuda kendilerini yalnız ve terkedilmiş hisseder.
tavrı ne olursa olsun yalnız bırakmayın.
tavrı ne olursa olsun yalnız bırakmayın.
0
valla açıkçası anne/baba diyip şartsız koşulsuz bağrına basmak çok da mantıklı gelmemiştir bana hiçbir zaman. bu yazdıkların sadece bu kadarsa ve arkasında başka bir olay yoksa, bir de kardeşinle görüş derim ben, ona da aynı şekilde mi davanıyor iyice emin ol.
sen evden gittin diye yapıyor olabilir (ne kadar evlisin bilmiyorum) ama sevdiği bir evladıysan belki de hissettiği duygu (haksız da olsa) ihanete uğramak ya da terkedilmekle eşdeğerdir.
belki de farkında olmadan yaptığın bir harekete o çok kırıldı, sana da söylemiyor ve bunun kinini tutuyor olabilir.
baban diye herşey güllük gülistanlık olacak diye bir kanun yok asla. belki de böyle kabullenmek ve mesafeyi korumak gerek. her baba/ana iyi olsaydı dünya en baştan mükemmel bir yer olurdu zaten...
sen evden gittin diye yapıyor olabilir (ne kadar evlisin bilmiyorum) ama sevdiği bir evladıysan belki de hissettiği duygu (haksız da olsa) ihanete uğramak ya da terkedilmekle eşdeğerdir.
belki de farkında olmadan yaptığın bir harekete o çok kırıldı, sana da söylemiyor ve bunun kinini tutuyor olabilir.
baban diye herşey güllük gülistanlık olacak diye bir kanun yok asla. belki de böyle kabullenmek ve mesafeyi korumak gerek. her baba/ana iyi olsaydı dünya en baştan mükemmel bir yer olurdu zaten...
0
bazı insanlar yaşlandıkça huysuzlaşır
benim babam da gençken aksi bir adamdı, şimdi pamuk gibi şeker gibi bişey oldu :)
en büyük çocuğum, bazen durup düşününce, ikisi aynı insan değilmiş gibi geliyor. ufaklar farkı pek bilmiyor ama ben hatırlıyorum herşeyi.
maalesef şanssızmışsınız sizde de tersi olmuş. ama bi de düşünün ki aynı huysuzlukları kesin annenenize de yapıyor, evdeki kardeşinize de yapıyor. yani bi sizi sevmiyor diye bişey yoktur (belki siz evden gittiniz diye size biraz daha fazla "küsmüş" olabilir, o kadar) Mümkün olduğunca az görüşün diyemem ama tabi ağlamayacak, fevri davranmayacak, kontrollü kalabilecek kadar görüşün. bunları yapmaya gayret edin, yapamayacaksanız görüşmenizin de bi manası yok.
benim babam da gençken aksi bir adamdı, şimdi pamuk gibi şeker gibi bişey oldu :)
en büyük çocuğum, bazen durup düşününce, ikisi aynı insan değilmiş gibi geliyor. ufaklar farkı pek bilmiyor ama ben hatırlıyorum herşeyi.
maalesef şanssızmışsınız sizde de tersi olmuş. ama bi de düşünün ki aynı huysuzlukları kesin annenenize de yapıyor, evdeki kardeşinize de yapıyor. yani bi sizi sevmiyor diye bişey yoktur (belki siz evden gittiniz diye size biraz daha fazla "küsmüş" olabilir, o kadar) Mümkün olduğunca az görüşün diyemem ama tabi ağlamayacak, fevri davranmayacak, kontrollü kalabilecek kadar görüşün. bunları yapmaya gayret edin, yapamayacaksanız görüşmenizin de bi manası yok.
0
Anlattıklarından sonra yorumum, babanın aslında kendiyle sorunu var demek olacak. belli bir yaştan sonra huysuzlaşıp çocuk gibi oluyorlar, en ufak şeye küsüyorlar alınıyorlar. karakterleri yaşlandıkça inanılmaz değişiyor malesef.
tabi ki onun davranışlarından sonra sen de kırılmışsın haklı olarak. karşındaki elin oğlu değil baban sonuçta. insan aman ne hali varsa görsün diyemiyor kolay kolay.
İnan ki çemkirsen de için rahatlamayacak, çünkü bu adam değişmeyecek. Sen de ilerde pişman olabilirsin bu yüzden hatta.
Babam deyip sussan da bu yaşadıkların tekrarlanacak ve sen üzülüp duracaksın. O yüzden bence biraz mesafeyi koru. Zor zamanlarında yanında ol, hayırsızlık yapma ama çok da üzerine gitme bu durumun.
tabi ki onun davranışlarından sonra sen de kırılmışsın haklı olarak. karşındaki elin oğlu değil baban sonuçta. insan aman ne hali varsa görsün diyemiyor kolay kolay.
İnan ki çemkirsen de için rahatlamayacak, çünkü bu adam değişmeyecek. Sen de ilerde pişman olabilirsin bu yüzden hatta.
Babam deyip sussan da bu yaşadıkların tekrarlanacak ve sen üzülüp duracaksın. O yüzden bence biraz mesafeyi koru. Zor zamanlarında yanında ol, hayırsızlık yapma ama çok da üzerine gitme bu durumun.
0
bence sen evden gittikten sonra adam sana sinir yapmış. belki isteyerek belki istemeyerek.
0
bırak ya ne hali varsa görsün muhattap olma.
annenle kardeşin de sana gelir sen gitme o adamın ayağına madem istemiyor. herkes anne baba olmamalı bence.
ölürse de ölsün görmezsin bir daha ne vicdan yapıyorsun kendi istemiş böyle olmasını.
annenle kardeşin de sana gelir sen gitme o adamın ayağına madem istemiyor. herkes anne baba olmamalı bence.
ölürse de ölsün görmezsin bir daha ne vicdan yapıyorsun kendi istemiş böyle olmasını.
0
kıyamam. insan kaç yaşında da olsa annee-babasından şefkat bekliyor, değil mi? okurken kendimi yerinize koyunca gözlerim doldu.
sizi sevmediğini düşünmüyorum; sizi sevmese eşinize cehennemi yaşatabilirdi. bence başka problemler var; yaşlılık, evliliğinizi kabullenmeme vs. bilmiyorum iletişime ne kadar açık birisi ama konuşmayı deneyebilirsiniz isterseniz.
böyle kendi kendinizi yıpratmaktan başka hiçbir şekilde ilerleyemeyeceksiniz çünkü.
sizi sevmediğini düşünmüyorum; sizi sevmese eşinize cehennemi yaşatabilirdi. bence başka problemler var; yaşlılık, evliliğinizi kabullenmeme vs. bilmiyorum iletişime ne kadar açık birisi ama konuşmayı deneyebilirsiniz isterseniz.
böyle kendi kendinizi yıpratmaktan başka hiçbir şekilde ilerleyemeyeceksiniz çünkü.
0
koy götüne rahvan gitsin
babaysa babalığını yapsın. bence önce al bi' karşına konuş. sadece ikiniz olun ve mümkünse ev harici dışarıda bi' yerde. kendini çok rahat hissetmesin sana karşı. hala daha sorunum yok ben böyleyim tarzında yaklaşıyorsa ilk yazdığım şeyi uygula.
babaysa babalığını yapsın. bence önce al bi' karşına konuş. sadece ikiniz olun ve mümkünse ev harici dışarıda bi' yerde. kendini çok rahat hissetmesin sana karşı. hala daha sorunum yok ben böyleyim tarzında yaklaşıyorsa ilk yazdığım şeyi uygula.
0
klasik baba hazımsızlığı bu. hiiç üzerine alınma. seni sevmediği için değil tam aksine sana çok değer verdiği için yapıyor.
bizim kızlar evlenirken babaları neler yaptı bi anlatsam.. kafayı yemek üzereydim. hala daha tam düzelmiş değil. bi tuhaf oluyorlar, aksilenmeler, ters ters şeyler... bu durumlarda olan daha çok analara oluyor. idare edecem diye göbeğim çatladı.
erkekler kız evladım olsun ama hiç büyümesin kafasındalar. erkek kardeşim kızı daha ufacıkken başladı. damada bilenmekler, büyümesin böyle kalsın demekler.. o yapı olarak biraz fazla kıskançtır. şimdiden dertlenmeye başladı zavallım :)
sizin ortam da babadan çok diğer aile bireyleriyle görüşmeye uygunmuş. içinden neler düşünüyordur şimdi o. "unutuldum ben, bana hiç değer vermiyor, beni sevmiyor" dediğine bahse bile girerim.
görüşmeleri sıklaştır. ona sevgini göster, onu eskisi gibi sevdiğini, hayatında onun yerinin başkası tarafından doldurulmayacağını hissettir. yelkenler hemen suya iner.
bizim kızlar evlenirken babaları neler yaptı bi anlatsam.. kafayı yemek üzereydim. hala daha tam düzelmiş değil. bi tuhaf oluyorlar, aksilenmeler, ters ters şeyler... bu durumlarda olan daha çok analara oluyor. idare edecem diye göbeğim çatladı.
erkekler kız evladım olsun ama hiç büyümesin kafasındalar. erkek kardeşim kızı daha ufacıkken başladı. damada bilenmekler, büyümesin böyle kalsın demekler.. o yapı olarak biraz fazla kıskançtır. şimdiden dertlenmeye başladı zavallım :)
sizin ortam da babadan çok diğer aile bireyleriyle görüşmeye uygunmuş. içinden neler düşünüyordur şimdi o. "unutuldum ben, bana hiç değer vermiyor, beni sevmiyor" dediğine bahse bile girerim.
görüşmeleri sıklaştır. ona sevgini göster, onu eskisi gibi sevdiğini, hayatında onun yerinin başkası tarafından doldurulmayacağını hissettir. yelkenler hemen suya iner.
0
valla ben olsam bir seferlik onunla yanlız kalacağım ve tüm bunları konuşacağım bir plan yapardım. oturup enine boyuna konuşurdum. sorunları orada çözmeye çalışırdım. oradan kalktıktan sonra hala devam ediyorsa, görmezden gelirdim.
0
Babanı ihmal etmişsin,görüşmemişsin.Sen görüşmeme nedeni olarak babanın sürekli arkadaşlarıyla olmasını gösstermişsin ama babanın böyle düşündüğünü hiç sanmam.
Kendi evinde yemek organize et ve anneni,babanı,kızkardeşini kısaca herkesi çağır.Sonradan bir bak bakalım babanın davranışları değişecek mi.Baban muhtemelen duygusal olarak bir şeye bozulmuş.
Üstteki çok bilmişleri de sallama
Kendi evinde yemek organize et ve anneni,babanı,kızkardeşini kısaca herkesi çağır.Sonradan bir bak bakalım babanın davranışları değişecek mi.Baban muhtemelen duygusal olarak bir şeye bozulmuş.
Üstteki çok bilmişleri de sallama
0
dostum açıkcası çok sıkıntılı bir konudur bu işler memlekette. herkesin babasıyla anasıyla bir davası var muhakkak.
ancak bu olaylara çok gelenekçi yaklaşıyorum ben ve diyorum ki.. ne olursa olsun babandır, atandır, varlığının tek sebebi o adamdır. o yüzden hayat koşullarınızı veyahut evliliğinizi sıkıntıya düşürecek bir durum içerisinde değilseniziz babanıza bir adım daha atıp biraz daha gayret göstererek onu sevdiğinizi ve saygı duyduğunuzu belli edin.
düzelmeyecek olsa bile siz en azından vicdanen rahatlarsınız.. muhakkak her şeyi yapmışsınızdır, evlat olarak değer vermişsinizdir babanıza ancak baba ve anne için küçük bir deneme yapmak çok da sorun olmamalı diye düşünüyorum.
ancak bu olaylara çok gelenekçi yaklaşıyorum ben ve diyorum ki.. ne olursa olsun babandır, atandır, varlığının tek sebebi o adamdır. o yüzden hayat koşullarınızı veyahut evliliğinizi sıkıntıya düşürecek bir durum içerisinde değilseniziz babanıza bir adım daha atıp biraz daha gayret göstererek onu sevdiğinizi ve saygı duyduğunuzu belli edin.
düzelmeyecek olsa bile siz en azından vicdanen rahatlarsınız.. muhakkak her şeyi yapmışsınızdır, evlat olarak değer vermişsinizdir babanıza ancak baba ve anne için küçük bir deneme yapmak çok da sorun olmamalı diye düşünüyorum.
0
birleşip yeniden ayrılmak zorunda kalmak zor geliyor, o yüzden bu durumlardan son anda da olsa kaçıyor olabilir. sevmemek değil, aksine çok büyük bir sevgi görüyorum ben arada; içini acıtacak kadar çok büyük bir sevgi hem de. acı çekmektense yok sayma yolunu seçiyor sanırım baba.
0
gossipgirl
Yetiştirilme tarzı, aile yapısı ve hayat görüşü çok farklı olan iki insan sizce bir ilişkiyi yürütebilir mi?
Yetiştirilme tarzı, aile yapısı ve hayat görüşü çok farklı olan iki insan sizce bir ilişkiyi yürütebilir mi?
0
hanımla biz yürütüyoruz işte. benim aile koyu akpli, hanımın babası allahsızlığı yayma kürsüsü başkanı.
önemli olan ailelerin ne kadar ilişkinin içinde olduğu.
benim kuzen kendi ailesi gibi dindar bir aileden biri ile evlendi. adamın ailesi bunlar ne zaman kavga etseler amcamı arıyor kızına çeki düzen ver diye. allahtan 4. çocuğu yaptılar da boşanmıyorlar :)
biz de aileler tamamen farklı ama kafalar aynı. kavga edicez eşim annemi arayacak, annem onun annesini arayacak... önce eşimi boşarım sonra anamı babamı reddederim.
dünya görüşünüz farklıysa ama o olmaz. yetiştirilme tarzı ile dünya görüşü aynı şey değil onu da unutmayınç
önemli olan ailelerin ne kadar ilişkinin içinde olduğu.
benim kuzen kendi ailesi gibi dindar bir aileden biri ile evlendi. adamın ailesi bunlar ne zaman kavga etseler amcamı arıyor kızına çeki düzen ver diye. allahtan 4. çocuğu yaptılar da boşanmıyorlar :)
biz de aileler tamamen farklı ama kafalar aynı. kavga edicez eşim annemi arayacak, annem onun annesini arayacak... önce eşimi boşarım sonra anamı babamı reddederim.
dünya görüşünüz farklıysa ama o olmaz. yetiştirilme tarzı ile dünya görüşü aynı şey değil onu da unutmayınç
0
@ayiadam +1 ailelerden ziyade sizin kafa yapınız/hayat görüşünüz önemli.
0
haa bir de aileler arası mesafe de önemli. bizimkilerin arasında 15 saat mesafe var. yakın olunca insanlar ayy dünürleri görelim vs tribine giriyorlar. bilmiyolar ki biri mukabele okumaktan gelmiş, öbürü meyhaneden. ister istemez tatsızlık oluyor.
yakın olunca aileler o dediğim ilişkiye karışma durumunu engellemek nasıl olur bilmiyorum açıkçası. kolay gelsin size.
yakın olunca aileler o dediğim ilişkiye karışma durumunu engellemek nasıl olur bilmiyorum açıkçası. kolay gelsin size.
0
yetiştirilme tarzı: eyvallah, zor da olsa aşılabilir..
aile yapısı: tamam, aileyi dahil etmediniz,sınrıları belirlediniz,kontrol sizde..
hayat görüşü: ?
hayata bakışınızın tutmadığı bir insanla ne tarz bir ortak paydada buluşmayı umuyorsunuz? hayattan beklentileriniz ve onu algılayış biçiminiz dahi farklıysa, ortak bir hayatı nasıl paylaşacaksınız uzun vadede?
imkansız demiyorum, ama çok zor..
eğer ailenin hayat görüşünden söz ediyorsanız , o halledilir.. ben sevgilinizin hayat görüşü olarak okudum o cümleyi..
aile yapısı: tamam, aileyi dahil etmediniz,sınrıları belirlediniz,kontrol sizde..
hayat görüşü: ?
hayata bakışınızın tutmadığı bir insanla ne tarz bir ortak paydada buluşmayı umuyorsunuz? hayattan beklentileriniz ve onu algılayış biçiminiz dahi farklıysa, ortak bir hayatı nasıl paylaşacaksınız uzun vadede?
imkansız demiyorum, ama çok zor..
eğer ailenin hayat görüşünden söz ediyorsanız , o halledilir.. ben sevgilinizin hayat görüşü olarak okudum o cümleyi..
0
ben mesela hem AKPli bir adamla yapamam -mutlaka kavga ederiz. hem de ateist bi adamla da yapamam onda da mutlaka sorun çıkar. fakat ailesi ile dengeleri ayarlayabildikten sonra aileyi sorun etmem. benim olurum -olmazım böyle.
iki taraf da aktif sosyalist ateist olan arkadaşlarım da var, ailelerde herkes de öyle, hep öyleydiler, eğitim, maddi durumlar, hayat tarzları da denk yani bakınca tencere kapaklar ama geçinemeyen yine geçinemedi, mesela boşanan bi kız eski kayınvalidesinin psikopat olduğunu düşünüyor. diğer nokta da çok böyle "aynı tornadan" çıkmış gibi görünen iki insan aslında fazlaca farklı da olabilir o hiç belli olmuyor... Aynı tarikatta olup geçinemeyen de geçinemiyor.
iki taraf da aktif sosyalist ateist olan arkadaşlarım da var, ailelerde herkes de öyle, hep öyleydiler, eğitim, maddi durumlar, hayat tarzları da denk yani bakınca tencere kapaklar ama geçinemeyen yine geçinemedi, mesela boşanan bi kız eski kayınvalidesinin psikopat olduğunu düşünüyor. diğer nokta da çok böyle "aynı tornadan" çıkmış gibi görünen iki insan aslında fazlaca farklı da olabilir o hiç belli olmuyor... Aynı tarikatta olup geçinemeyen de geçinemiyor.
0
buffy de vampir sayılır
Sb
Sb
0
sanat dalları bu kadar geniş olmazdı. felsefe yavan olurdu. insan çeşitliliği olmaz tek tip bir hayat olurdu.
tabii iletişim sıkıntısı olmazdı o başka.
tabii iletişim sıkıntısı olmazdı o başka.
0
Dünyada herkes aynı dili konuşsaydı neler olurdu? Bunu kastetmiştim bazıları yanlış anlamış sanırım
0
soru net değil cidden, ne olaylar olurdu gibi de hangi dil olurdu gibi de anlaşılabiliyor.
insanlar anlaşıp dev bir kule inşa ederlerdi, tanrılar da aramızı bozar yine bir sürü dille bölünmemize neden olurlardı.
(bkz: babil kulesi)
o dil Sümerce ya da Latince olurdu bence.
insanlar anlaşıp dev bir kule inşa ederlerdi, tanrılar da aramızı bozar yine bir sürü dille bölünmemize neden olurlardı.
(bkz: babil kulesi)
o dil Sümerce ya da Latince olurdu bence.
0
“If there was only one language in all the world, none of such things would happen,” Herr Heinrich declared.
“There would be no English, no Germans, no Russians.” “Just Esperantists,” said Teddy.
“Or Idoists,” said Herr Heinrich.
“There would be no English, no Germans, no Russians.” “Just Esperantists,” said Teddy.
“Or Idoists,” said Herr Heinrich.
0
her yazarı kendi dilinden okuma olanağımız olurdu. her şarkının sözlerini anlardık.
0
habib
Ve sorularım;1-Olur mu?2-Erkek kadına yazarsa kadın "ahahahahahahahahahahaha çocuğa bak ya" der mi?
Ve sorularım;
1-Olur mu?
2-Erkek kadına yazarsa kadın "ahahahahahahahahahahaha çocuğa bak ya" der mi?
1-Olur mu?
2-Erkek kadına yazarsa kadın "ahahahahahahahahahahaha çocuğa bak ya" der mi?
0
Su siralar gozumun onunde 18E 24k'ya hizla yuruyor, cok yakinda muvaffak olacak gibi gozukuyor. Kisine gore degisir, pike'nin dedigi dogru.
0
erkek (ben) 25 (ki o zaman 24tüm)
kadın 30+ idi
2 sene kadar uzak mesafe de olsa ilişkimiz oldu
yani
1- olur
2- diyebilir
kadın 30+ idi
2 sene kadar uzak mesafe de olsa ilişkimiz oldu
yani
1- olur
2- diyebilir
0
Kadınlar yürüdükleri erkeklerin yaşlarına çok takmıyor bence. Ben 26'yım. Benden büyük kadınlar bana sık sık yürüyorlar. Daha geçen gün 32 yaşında bir tanesi yürüdü mesela. (Bu yürümek de kötü bir tabirmiş, sık kullanınca...)
Yani demem o ki kadınlar bana yürüyor. Hayır, demem o ki aklı başında bir kadın karşısındakinin yaşına değil karakterine vs odaklanır.
Yani demem o ki kadınlar bana yürüyor. Hayır, demem o ki aklı başında bir kadın karşısındakinin yaşına değil karakterine vs odaklanır.
0
kişiden kişiye değişir ama ahhha çocuğa bak diyen zaten olgunlaşmamış biridir, en fazla kendimden küçük biriyle ilişki yaşamayı düşünmüyorum der kibarca insan olan. Ama belki de çıtır seviyordur, erkeğin 3 yaş küçük olması büyük bir yaş farkı değil çevrede böyle ilişkiler var. Ama ben kadın olsam hayır derdim ki bu benim kendimden büyük ya da çok yakın yaşlarla daha iyi anlaşmamla alakalı, tamamen kişisel yani. Dene ne kaybedersin.
0
1-hem de süper olur.
2-ne münasebet!? belki hoşuna gider, belli mi olur?
2-ne münasebet!? belki hoşuna gider, belli mi olur?
0
kişisine göre değişir +1 kadın ve erkeğin karakteriyle alakalı.
ben kendimden küçük biriyle olmak istemezdim şahsen. bunun sebebi de kendimden büyüklerle daha iyi anlaşmam.
ben kendimden küçük biriyle olmak istemezdim şahsen. bunun sebebi de kendimden büyüklerle daha iyi anlaşmam.
0
26 yasinda kadinim 23 yaşında erkekle ugrasmam artik. haha cocuga bak falan olmaz da 23 yasindaki erkegin hayata bakisiyla 28 yasindakinin bakisi cok farkli. Daha bir denge, huzur, guven ortami sagliyor belli bir yasi geçmiş olmak.
0
1- 3 yaş fazla bir yaş değil, olabilir
2- sen "çocuk" değilsen, normal hiç bir kadın bunu demez.
2- sen "çocuk" değilsen, normal hiç bir kadın bunu demez.
0
1-olur
2-demez
bu arada erkek arkadaşım da benden 3 yaş küçük ilişkimizde yaş sorun olmadı şimdiye kadar.
2-demez
bu arada erkek arkadaşım da benden 3 yaş küçük ilişkimizde yaş sorun olmadı şimdiye kadar.
0
1- Olur
2- Demez
Yalnız şöyle bir sorun olabilir, 23 yaşındaki insanımız halen öğrencilik psikolojisinde olabilir, diğer tarafta 26 yaşındaki insanımız o psikolojiden çıkmış ve iş hayatına atılmışken; bu durumda dengesizlik olabilir. Onun dışında sıkıntı olması yaşlardan bağımsız bir durum.
2- Demez
Yalnız şöyle bir sorun olabilir, 23 yaşındaki insanımız halen öğrencilik psikolojisinde olabilir, diğer tarafta 26 yaşındaki insanımız o psikolojiden çıkmış ve iş hayatına atılmışken; bu durumda dengesizlik olabilir. Onun dışında sıkıntı olması yaşlardan bağımsız bir durum.
0
çok kalabalık değil mi? 49 kişi?
3 erkek açıkta kalır, tabi herkesin straight olduğunu kabul edersek...
3 erkek açıkta kalır, tabi herkesin straight olduğunu kabul edersek...
0
pinkpeony
anlamdaş mıdır?
anlamdaş mıdır?
0
livaneli kadir
Baş örtüsü takmak şart mı yani?
Baş örtüsü takmak şart mı yani?
0
cokponcik
Şimdi bunları araştırıyordum da. Olayları çevirilerinizi belli bir mantıkla saklayıp ilerde karşınıza öneri olarak çıkarmak değil mi?Aktif bir şekilde kullanmak için mümkün olduğunca fazla çeviri yapılmış olması gerekiyor. yani şimdi kullansan kaydetmek haricinde bir +'sı olmayacak değil mi?Son olar
Şimdi bunları araştırıyordum da. Olayları çevirilerinizi belli bir mantıkla saklayıp ilerde karşınıza öneri olarak çıkarmak değil mi?
Aktif bir şekilde kullanmak için mümkün olduğunca fazla çeviri yapılmış olması gerekiyor. yani şimdi kullansan kaydetmek haricinde bir +'sı olmayacak değil mi?
Son olarak da mesela 3 yıldır bu programı kullanan bir çevirmen kendi programının kaydettiklerini bir dosya haline getirip başkasına verebiliyor mu onun da faydalanması için? Yani evet kişisel olarak farklılık gösterir tabi tarzı ama en azından hiç yoktan iyidir öyle bir taslak olması da
Teşekkürler arkadaşlar şimdiden, cahilliğimi mazur görün lütfen.
Aktif bir şekilde kullanmak için mümkün olduğunca fazla çeviri yapılmış olması gerekiyor. yani şimdi kullansan kaydetmek haricinde bir +'sı olmayacak değil mi?
Son olarak da mesela 3 yıldır bu programı kullanan bir çevirmen kendi programının kaydettiklerini bir dosya haline getirip başkasına verebiliyor mu onun da faydalanması için? Yani evet kişisel olarak farklılık gösterir tabi tarzı ama en azından hiç yoktan iyidir öyle bir taslak olması da
Teşekkürler arkadaşlar şimdiden, cahilliğimi mazur görün lütfen.
0
Olayları çevirilerinizi belli bir mantıkla saklayıp ilerde karşınıza öneri olarak çıkarmak değil mi?
bir amaçları bu
içine sözlükçe atarsan otomatik öneri veriyor kelimeler için
ayrıca QA sürecine de yarıyor
Aktif bir şekilde kullanmak için mümkün olduğunca fazla çeviri yapılmış olması gerekiyor. yani şimdi kullansan kaydetmek haricinde bir +'sı olmayacak değil mi?
yukarıdaki amaçları var
bir de pratikte, benim 10 müşterimden 8i CAT tool istiyor, mecbur kullanıyorsun
Son olarak da mesela 3 yıldır bu programı kullanan bir çevirmen kendi programının kaydettiklerini bir dosya haline getirip başkasına verebiliyor mu onun da faydalanması için?
tabi, TM yi çıkartıp paylaşabiliyorsun bende milyarlarca kelimelik bellek var mesela 40 türlü yerden gelen.
Yani evet kişisel olarak farklılık gösterir tabi tarzı ama en azından hiç yoktan iyidir öyle bir taslak olması da
CAT tool edebi çeviri için tasarlnmış bişey değil teknik çeviri için düşünülmüş. Bunlar mümkün olduğunca kişisel farklılık içermemesi icap eden metinler zaten.terim bakmaya da ton ve uslup bakmaya da yarar birebir aynı şeyleri defalarca TMden de kullanırsın. şirketler aynı dosyayı 3659842 kere revize eder mesela 5 senedir aynı müşteriyle çalışıyorum her revizyonda belgeyi baştan yapmamış oluyorum.
Teşekkürler arkadaşlar şimdiden, cahilliğimi mazur görün lütfen.
ne demek. daha bi de farklı farklı CAT tool'lar var :P
bir amaçları bu
içine sözlükçe atarsan otomatik öneri veriyor kelimeler için
ayrıca QA sürecine de yarıyor
Aktif bir şekilde kullanmak için mümkün olduğunca fazla çeviri yapılmış olması gerekiyor. yani şimdi kullansan kaydetmek haricinde bir +'sı olmayacak değil mi?
yukarıdaki amaçları var
bir de pratikte, benim 10 müşterimden 8i CAT tool istiyor, mecbur kullanıyorsun
Son olarak da mesela 3 yıldır bu programı kullanan bir çevirmen kendi programının kaydettiklerini bir dosya haline getirip başkasına verebiliyor mu onun da faydalanması için?
tabi, TM yi çıkartıp paylaşabiliyorsun bende milyarlarca kelimelik bellek var mesela 40 türlü yerden gelen.
Yani evet kişisel olarak farklılık gösterir tabi tarzı ama en azından hiç yoktan iyidir öyle bir taslak olması da
CAT tool edebi çeviri için tasarlnmış bişey değil teknik çeviri için düşünülmüş. Bunlar mümkün olduğunca kişisel farklılık içermemesi icap eden metinler zaten.terim bakmaya da ton ve uslup bakmaya da yarar birebir aynı şeyleri defalarca TMden de kullanırsın. şirketler aynı dosyayı 3659842 kere revize eder mesela 5 senedir aynı müşteriyle çalışıyorum her revizyonda belgeyi baştan yapmamış oluyorum.
Teşekkürler arkadaşlar şimdiden, cahilliğimi mazur görün lütfen.
ne demek. daha bi de farklı farklı CAT tool'lar var :P
0
elektr10
Biraz matematik biraz da mantık işin içine giriyor.Şimdi ben şu an Polonya'da yaşıyorum ve TL, Zloti'den daha değerli şimdilik. yani; 1TL= 1,38 PLN (google verilerine göre).Benim Almanya'da yaşama durumum var ve çalışmıyorum. Geçimimi birikimimle gerçekleştireceğim (en azından iş bulana kadar).1 EUR
Biraz matematik biraz da mantık işin içine giriyor.
Şimdi ben şu an Polonya'da yaşıyorum ve TL, Zloti'den daha değerli şimdilik.
yani;
1TL= 1,38 PLN (google verilerine göre).
Benim Almanya'da yaşama durumum var ve çalışmıyorum. Geçimimi birikimimle gerçekleştireceğim (en azından iş bulana kadar).
1 EURO = 3 TL dolaylarında. Yani burada paramız değersiz görüldüğü üzere. Ama kız arkadaşım ısrarla hiçbir fark olmadığını iddia ediyor. Yani nasıl fark olmaz ki paramız euroya göre değersiz işte?
Bilal'e anlatır gibi anlatır mısınız? Doğru mu söylüyor yanlış mı? bir de diğer alman şehirlerine göre Berlin çok ucuz diye bir iddiası var.
Not: 1 EURO = 4,24 Zloti onu da ekliyim.
Teşekkürler,
Şimdi ben şu an Polonya'da yaşıyorum ve TL, Zloti'den daha değerli şimdilik.
yani;
1TL= 1,38 PLN (google verilerine göre).
Benim Almanya'da yaşama durumum var ve çalışmıyorum. Geçimimi birikimimle gerçekleştireceğim (en azından iş bulana kadar).
1 EURO = 3 TL dolaylarında. Yani burada paramız değersiz görüldüğü üzere. Ama kız arkadaşım ısrarla hiçbir fark olmadığını iddia ediyor. Yani nasıl fark olmaz ki paramız euroya göre değersiz işte?
Bilal'e anlatır gibi anlatır mısınız? Doğru mu söylüyor yanlış mı? bir de diğer alman şehirlerine göre Berlin çok ucuz diye bir iddiası var.
Not: 1 EURO = 4,24 Zloti onu da ekliyim.
Teşekkürler,
0
sadece bu bilgilerle mukayese edilemez.
almanya için düşünün.
kira, yemek, yaşamak size toplam kaç EURO gider? Bu da kaç TL'ye eşit?
polonya için düşünün.
kira, yemek, yaşamak size toplam kaç PLN gider? Bu da kaç TL'ye eşit?
almanya için düşünün.
kira, yemek, yaşamak size toplam kaç EURO gider? Bu da kaç TL'ye eşit?
polonya için düşünün.
kira, yemek, yaşamak size toplam kaç PLN gider? Bu da kaç TL'ye eşit?
0
al vur kafasina kafasina kiz arkadasinin:
www.numbeo.com
ama darmstadt karlsruhe hannover neresini sectigin ve türkiyede nereyle karsilastirdigin da önemli. yoksa istanbulda stüdyo kirasiyla kocaelinde 3+1 daire tutarsin. ayni sekilde münihte tek oda 24 metrekarelik yer parasina heidelbergte eve ciakrsin 3 odali. country comparison cost of living tarzi aratirsan genellemeleri de cikar da sehir bazinda konusmayi öneririm.
www.numbeo.com
ama darmstadt karlsruhe hannover neresini sectigin ve türkiyede nereyle karsilastirdigin da önemli. yoksa istanbulda stüdyo kirasiyla kocaelinde 3+1 daire tutarsin. ayni sekilde münihte tek oda 24 metrekarelik yer parasina heidelbergte eve ciakrsin 3 odali. country comparison cost of living tarzi aratirsan genellemeleri de cikar da sehir bazinda konusmayi öneririm.
0
fark olmadığına dair ortaya koyduğu veri nedir kız arkadaşının?
evet yeme, içme, konaklama giderlerini hesaplayıp karşılaştırmak gerekir ama euro kullanılan bir ülkede bu istediği kadar ucuz olsun, tl bazında pahalıya patlar. aksi mümkün değil..
evet yeme, içme, konaklama giderlerini hesaplayıp karşılaştırmak gerekir ama euro kullanılan bir ülkede bu istediği kadar ucuz olsun, tl bazında pahalıya patlar. aksi mümkün değil..
0
@fatihkkk
kiram 1050 zloti - diğer giderler de aylık nereden baksan 500 zloti = 1600 zloti diyelim. Bu da 1160 TL eder. Hadi 1200 lira diyelim düz hesap.
Almanya'da özellikle Berlin'de oda kiraları nedir hiç bilmiyorum. alkol, market vs ucuz olduğunu biliyorum ama Varşova'dan ucuz mu ya da aynı mı hiçbir fikrim yok işte. Perşembe günü Berlin'e gidiyorum. fizibilite çalışması yapayım bari.
kiram 1050 zloti - diğer giderler de aylık nereden baksan 500 zloti = 1600 zloti diyelim. Bu da 1160 TL eder. Hadi 1200 lira diyelim düz hesap.
Almanya'da özellikle Berlin'de oda kiraları nedir hiç bilmiyorum. alkol, market vs ucuz olduğunu biliyorum ama Varşova'dan ucuz mu ya da aynı mı hiçbir fikrim yok işte. Perşembe günü Berlin'e gidiyorum. fizibilite çalışması yapayım bari.
0
1600 PLN karşılığı 1200 TL karşılığı 400 EURO'ya yaşayamazsınız. her türlü Polonya.
0
önümde matematik şov yaptı da kendisi ondan kafam karıştı. 1,3333 sonsuzlar, pay payda hesapları. eşit ağırlıkçı olunca insan anlamıyor tabii.
teşekkürler cevaplar için. :)
teşekkürler cevaplar için. :)
0
sadece paranın değerinden hesapladığında kız arkadaşın haksız değil.
3 TL*1,38 PLN= 4,14 PLN yani parasal anlamda kurda bir bozulma yok. ama hayat pahalılığı olarak arkadaşlar açıklamış zaten.
3 TL*1,38 PLN= 4,14 PLN yani parasal anlamda kurda bir bozulma yok. ama hayat pahalılığı olarak arkadaşlar açıklamış zaten.
0
Berlin almanyanın nispeten uyguna yaşayabileceğin yeri ama polonyadaki 1600 PLN karşılığı 400 euro ise en kötü 300 euro odaya verirsin, 50 euro da aylık karta verirsin ulaşım için, kalan 50 euro da doğaldır ki yetmez.
0
para 1 ay önceki değerine göre değerli ya da değersiz olabilir ama başka paraya karşı anlık olarak değerli değildir.
ha sen, bir para birimiyle (a) başka para biriminden (c) üçüncü bir para birimiyle (b) aldığından daha azını ya da fazlasını alabiliyorsan, yapay bir değer farklılığı vardır.
ha sen, bir para birimiyle (a) başka para biriminden (c) üçüncü bir para birimiyle (b) aldığından daha azını ya da fazlasını alabiliyorsan, yapay bir değer farklılığı vardır.
0
o kızdan ayrıl. ilerde evin ekonomisini teslim edeceksin sonuçta. ekonomi önemli.
0
Berlinde yasiyorum, 5 yil önce istanbulda yasiyordum. Basitce ve yaklasik olarak sunu söyleyebilirim istanbulda 2000 tl ile yasayan birisi ayni standartta berlinde 2000 euro ile yasayabilir.
Berlinde ortalama bir ev icin 500 euro ile 1400 euro arasinda degisir. 500 euro ile sehir disinda 2 odali sehir icinde tek odali. 1400 euro ile sehir disinda bahceli 4 odali müstakil, sehir icinde 2 ya da 3 oldali ev kiralanabilir.
Yemek icmek, market konusunda berlin istanbuldan ucuz. et kilosu 6-9 euro arasinda degisiyor.
Maaslar konusunda da türkiyede 3000 TL alan biri yaklasik berilinde 3000 euro alabilir.
Almanyanin asil avantaji büyük harcamalarda öne cikiyor Türkiyede 100.000 TL olan araba almanyada 20.000 euro. Türkiyede 1.000.000 tl olan bahceli müstakil ev berlinde 250.000 euro.
Berlinde ortalama bir ev icin 500 euro ile 1400 euro arasinda degisir. 500 euro ile sehir disinda 2 odali sehir icinde tek odali. 1400 euro ile sehir disinda bahceli 4 odali müstakil, sehir icinde 2 ya da 3 oldali ev kiralanabilir.
Yemek icmek, market konusunda berlin istanbuldan ucuz. et kilosu 6-9 euro arasinda degisiyor.
Maaslar konusunda da türkiyede 3000 TL alan biri yaklasik berilinde 3000 euro alabilir.
Almanyanin asil avantaji büyük harcamalarda öne cikiyor Türkiyede 100.000 TL olan araba almanyada 20.000 euro. Türkiyede 1.000.000 tl olan bahceli müstakil ev berlinde 250.000 euro.
0
gencsabri
izleyenler 6-7 cumle ile diziyi anlatabilirler mi? konu ne?
izleyenler 6-7 cumle ile diziyi anlatabilirler mi? konu ne?
0
burak özçivit denilen abinin dizisi ise;
oğlanla kız birbirine aşık oluyor, evlenecekler
oğlan maden müh. fakir; kız sanatsal bişiler yapıyo galiba, ailesi zengin ama zor durumda; kardeşiyle ilgili bir sorun oluyor (diziyi ben seyretmedim ortamda seyrediliyordu her şeyi bilemiyorum)
bu süreçte annesi kızı zengin adamla evlendiriyor, bunlar hiç yatmıyor filan yalnız, :P koca manyak
oğlan başka yere gidiyor, o sırada zengin bi adamın sağ kolu oluyor
geri gelip kızın kocasının şirketiyle iş yapma durumuna giriyor ve bunlar ha bire karşılaşıyor, eski defterleri açıyor.
oğlanın kız kardeşini oynayan hatun eski komşumuz da, takip ediliyor buralarda kendisi
oğlanla kız birbirine aşık oluyor, evlenecekler
oğlan maden müh. fakir; kız sanatsal bişiler yapıyo galiba, ailesi zengin ama zor durumda; kardeşiyle ilgili bir sorun oluyor (diziyi ben seyretmedim ortamda seyrediliyordu her şeyi bilemiyorum)
bu süreçte annesi kızı zengin adamla evlendiriyor, bunlar hiç yatmıyor filan yalnız, :P koca manyak
oğlan başka yere gidiyor, o sırada zengin bi adamın sağ kolu oluyor
geri gelip kızın kocasının şirketiyle iş yapma durumuna giriyor ve bunlar ha bire karşılaşıyor, eski defterleri açıyor.
oğlanın kız kardeşini oynayan hatun eski komşumuz da, takip ediliyor buralarda kendisi
0
anonymice
konu derin beyler..diyelim ki rüzgar şıfıltısı diye bi nicke sahip biri var, tanıstınız online ortamdan yazıyosunuz ah ne guzel gulucukler havalarda falan. adın ne diosun, tak abdulrezzak diyor. bozuyor oyunu.o yüzden unisex nicklere hayır . herkeŞ cinsiyetini belli eden (atıyorum pempe başörtülü kı
konu derin beyler..
diyelim ki rüzgar şıfıltısı diye bi nicke sahip biri var, tanıstınız online ortamdan yazıyosunuz ah ne guzel gulucukler havalarda falan. adın ne diosun, tak abdulrezzak diyor. bozuyor oyunu.
o yüzden unisex nicklere hayır . herkeŞ cinsiyetini belli eden (atıyorum pempe başörtülü kız, atıyorum mızrak66 gibi) nickname lere yönelmeliler.
Bu konudaki yorumlarınızı bekliyorum.
diyelim ki rüzgar şıfıltısı diye bi nicke sahip biri var, tanıstınız online ortamdan yazıyosunuz ah ne guzel gulucukler havalarda falan. adın ne diosun, tak abdulrezzak diyor. bozuyor oyunu.
o yüzden unisex nicklere hayır . herkeŞ cinsiyetini belli eden (atıyorum pempe başörtülü kız, atıyorum mızrak66 gibi) nickname lere yönelmeliler.
Bu konudaki yorumlarınızı bekliyorum.
0
emin olamadığın olursa bana sor abi. entry'sinden duyurusundan harf harf, kelime kelime analiz yaparak %95 oranında başarı sağlıyom ben. 4 yaşımdan beri bu sektördeyim. öğrendik artık bi şeyler karı kovalaya kovalaya.
0
bana da herkes "hocam" "abi" falan diyor. bunları sorun etmiyorum. ama bir keresinde bir abiyi bozmayıp meme muhabbeti yapmak zorunda kalmıştım, şöyle ele gelmeli böyle ele gelmeli diye :/
0
Karsi cins pesinde aranan almasin tabi unisex nikneym. Hatta piremses_24_ist yazsin da niyet bilinsin. Ugrastirmasinlar kimseyi :////
0
bana bile oldu, güzel muhabbet çeviriyorduk ben işin muhabbetindeydim en azından
sonra amacı fark edip erkek olduğumu belli etmiştim, tabii mesajlar son buldu :D ne gülmüştüm yahu :D keşke nickin sonuna en azından ''amk'',''kevaşe'' falan ekleseydim
sonra amacı fark edip erkek olduğumu belli etmiştim, tabii mesajlar son buldu :D ne gülmüştüm yahu :D keşke nickin sonuna en azından ''amk'',''kevaşe'' falan ekleseydim
0
Hahahahaha ay hiç güleceğim yoktu:)) abi azıcık yazdıklarına bakın onu da mı biz öğreticez:)) saklamıyorsa özenle anlaşılır bir yerlerden.
0
Bence unisex nickler olmalı. Böylece birine yürüme niyetin varsa bile onun hakkında çıkarım yapman ve durumdan emin olman gerekir. Azıcık heyecan katar hayatına, kafanı çalıştırır.
0
yazacaksan en baştan sor bari bu duruma düşme: i.hizliresim.com
zaa
bence internette her şey bilinmez olmalı. Ben o [email protected] dönemlerini özlüyorum :/
edit: bu arada internette kadın yok bilmiyor musun?
men are men, women are men, and children are FBI agents.
zaa
bence internette her şey bilinmez olmalı. Ben o [email protected] dönemlerini özlüyorum :/
edit: bu arada internette kadın yok bilmiyor musun?
men are men, women are men, and children are FBI agents.
0
eksi sozlukte eksiyen adam
selam,ev bakıyorum, ev kirası öder gibi site aidatı ödeniyor, 600 tl aidat neye gidiyor olabilir? elektrik, su, doğalgaz dahil tamam da, 600 tl nedir be?(istanbul)
selam,
ev bakıyorum, ev kirası öder gibi site aidatı ödeniyor, 600 tl aidat neye gidiyor olabilir? elektrik, su, doğalgaz dahil tamam da, 600 tl nedir be?
(istanbul)
ev bakıyorum, ev kirası öder gibi site aidatı ödeniyor, 600 tl aidat neye gidiyor olabilir? elektrik, su, doğalgaz dahil tamam da, 600 tl nedir be?
(istanbul)
0
Bahçe düzenlemesi
Havuz ve diğer site fasilitelerinin bakımı
Sitede çalışanlar
Asansör vs bakımı
Aklıma ilk gelen gider kalemleri bunlar oldu, daha fazla da vardır muhtemelen.
Havuz ve diğer site fasilitelerinin bakımı
Sitede çalışanlar
Asansör vs bakımı
Aklıma ilk gelen gider kalemleri bunlar oldu, daha fazla da vardır muhtemelen.
0
elektrik 100 su 50 doğalgaz ortalama 150 desek 300 ediyor
100 kapıcı-alışverişe giden apartman görevlisi desek 400 ediyor
kalan güvenlik site servisi havuz bakımı fitness salonu bakımı içinde daire başına 200 alıyorlar gibi bir hesap çıktı.
çok bence de
100 kapıcı-alışverişe giden apartman görevlisi desek 400 ediyor
kalan güvenlik site servisi havuz bakımı fitness salonu bakımı içinde daire başına 200 alıyorlar gibi bir hesap çıktı.
çok bence de
0
o adiatlar genelde elektrik su dahil olmaz.
Ev biraz lüks ise havuz temizlik vs dir.
Bazı sitelerde ısıtma dahil oluyor hala eski tip merkezi ısıtma kullandıkları için.
Elektrik ve su dahilse zaten oradan ev almayın. Yasal problemleri var demektir.
Ev biraz lüks ise havuz temizlik vs dir.
Bazı sitelerde ısıtma dahil oluyor hala eski tip merkezi ısıtma kullandıkları için.
Elektrik ve su dahilse zaten oradan ev almayın. Yasal problemleri var demektir.
0
Site'de güvenlik görevlileri (çoğunlukla 2 vardiya) bahçıvan ve bahçe bakım malzemeleri, elektrik (site içi aydınlatma) buna ilaveten havuz vs. varsa evim var diye sevinmeyin, 1.500 TL'ye kadar çıktığını gördüm. Normal apartmanlarda bile 250 TL, sadece kapıcı için toplanıyor.
0
evin kendi elektriği suyu dahil olmadan da 600 lira aidatı olabiliyor :/ -çılgın şeyler bunlar
sitenin elektriği, suyu, güvenliği, personeli, asansörü, tüm donatı ve tesinin bakımı, kamera sistemi varsa onun sürdürülmesi (mesela), havuzu, bahçesi, duvarı, peyzajı...
tüm bunları toplamak değil çarpsam da nasıl o rakamlara ulaşıyorlar bilmiyorum ama böyle
sitenin elektriği, suyu, güvenliği, personeli, asansörü, tüm donatı ve tesinin bakımı, kamera sistemi varsa onun sürdürülmesi (mesela), havuzu, bahçesi, duvarı, peyzajı...
tüm bunları toplamak değil çarpsam da nasıl o rakamlara ulaşıyorlar bilmiyorum ama böyle
0
buffy de vampir sayılır
oluyor mu? haftada bir kez kullanıyorum o da 7:30 civarında ve tıklım tıklım. ileride etimesguta taşınma ihtimalim var. o saatlerde yoğunluk nasıl?
oluyor mu?
haftada bir kez kullanıyorum o da 7:30 civarında ve tıklım tıklım. ileride etimesguta taşınma ihtimalim var. o saatlerde yoğunluk nasıl?
haftada bir kez kullanıyorum o da 7:30 civarında ve tıklım tıklım. ileride etimesguta taşınma ihtimalim var. o saatlerde yoğunluk nasıl?
0
tchuck
arkadaşlar, bu başlıktaki adam çok haklı. gerçekten çok haklı ama. keşke ekşisözlük hesabım olsaydı da ordan yazsaydım ama burdan da tartışmak güzel oluyor.söylediği her sözde yerden göğe kadar haklı.500tl kira verdiğini söyleyen adamlar vs. eleştirmişler. ama bu arkadaşın bahsettiği şey o değil. bu
arkadaşlar, bu başlıktaki adam çok haklı. gerçekten çok haklı ama. keşke ekşisözlük hesabım olsaydı da ordan yazsaydım ama burdan da tartışmak güzel oluyor.
söylediği her sözde yerden göğe kadar haklı.
500tl kira verdiğini söyleyen adamlar vs. eleştirmişler. ama bu arkadaşın bahsettiği şey o değil.
bu arkadaş çok tipik bir şeyden bahsediyor: İNSANCA YAŞAMA ŞARTLARIndan.
ev ile iş arası 2 saat sürmeyecek bir mesafede,
farelerle tepişmeyeceğin, adam akıllı bir banyosu ve mutfağı olan,
lüks değil ihtiyaç olan şeylerin barındırıldığı 4 kişilik aile için ideal bir ev.
residans falan demiyor yani. kaldı ki, şehir merkezine yakın yerde 3+1 rezidansı 2500tl ye bok bulursunuz istanbulda. 2+1'ler ataşehirin "lüks" rezidanslarında 2300-2500tl arası zaten.
neyse. kalem kalem inceleyecektim ama vazgeçtim.
günümüz şartlarında 4 kişilik bir ailenin 8000tl lik geliri, onların lüksten uzak yaşaması demek. işte bu kadar. bunun lamı cimi yok.
2000-3000tl ile aile geçindirenler de, aile geçindirmiyorlar.
onlar sadece, çalışmak dışında hiçbir şey yapamadıkalrı hayatlarını devam ettiriyorlar. onun adı yaşamak değil, çalışmak.
alın adamın hesabını okuyun.
ailenle haftada bir tiyatro ya da sinemaya gitsen,
haftada 1 hadi bilemedim, 2 haftada 1 dört kişilik ailenle dışarıda yemeğe çıksan,
ayda bir çocuklarına kıyafet alsan (illa ki topyekün bir alışveriş değil. bir avm'ye girersin, kazağı beğenirsin alırsın. atkıyı alırsın. ayakkabısı yırtılır, pabuç alırsın vs.),
yazlık, kışlık, baharlık kıyafetler alsanız ailece.
çocuklarını ekmek arası ekmekle değil de, her gün en azından belli bir miktar "kıyma" ile beslemek istesen,
senede 1 hafta ailece tatile çıksanız,
2 senede 1 gün eşinle yurtdışında tatil yapsanız,
çocuklarınızı okula verseniz,
bilemedin bez ve mama masrafları deseniz.
araba desen?
eee bakın bunların hepsini ayrı ayrı mı toplayalım?
ve bunların hangisi lüks?
lüks denen şey, 1 adet araban varken 2. arabayı almaya karar vermektir.
lüks denen 6 ay önce bir telefon alıp, aynı telefonu satmadan başka bir telefon satın almaktır. lüks denen şey, ihtiyacın olmayan harcamalar yapamktır.
sinemaya, restorana ve tatile gitmek LÜKS harcamalar değildir.
sosyal ihtiyaçlardır. normal bir insanın sahip olması gereken şeylerdendir.
ve cidden, istediğiniz hesabı yapın, karı koca 8000TL kazanan bir çift, ailesini insani yaşam standartları SINIRINDA yaşatmaktadır.
ya çocuğunun yediği eti kısıp onu özel okula göndereceksin.
ya çocuğunun etini kısmayıp, niteliksiz (daha doğrusu artık niteliksizleştirilen) devlet okuluna vereceksin.
ya ailenle aylık sosyal aktiviteleri kısıp sene sonunda yurtdışında tatil yapacaksın.
ya da sinemaya gitmek karşılığında, tatilini "her zamanki" yerlere giderek harcayacaksın.
burada istediğinizi yazın.
8000tl ye geçinen 4 kişilik bir ailenin hiçbir lüks kalemini yazamazsınız bana.
ve siz, öğrenci evlerinde ayda 700tl ye yaşadığınız için buna "insanı yaşam standartları" diyemezsiniz.
4 kişilik aileni bir apartmanın bodrum katındaki 2 odalı bir evde büyütüp
ayda 2 defa et yedirip
3 senede 1 kez tatile çıkmanın adı "insani yaşam standartları" olmuyor. o yüzden böyle saçma örnekler vermeyin gözünüzü seveyim.
sizden tek istediğim NASIL BİR İLÜZYONLA KARŞI KARŞIYA OLDUĞUNUZUN BİLİNCİNE VARIN.
asgari ücret 1300tl ye çıkacak diye cingar çıkaran adamlara iyi bakın,
ONLAR SİZE İNSANI YAŞAM STANDARDINI DEĞİL, AÇLIK SINIRINI BİLE ÇOK GÖRÜYORLAR.
UYANIN.
ADAMLAR SİZİN AYIN 20 GÜNÜ EKMEK ARASI EKMEK YEMENİZİ SİZİN İÇİN "ŞÜKÜR EDİLECEK" DURUM GİBİ GÖSTERTİYOR VE SİZ DE CİDDEN BÖYLE GÖRÜYORSUNUZ.
tatile çıkan,
arabası olan,
eli yüzü düzgün bir semtte oturan insanların yaşamnlarını "LÜKS" olarak algılamanıza sebep olacak kadar YOK ETTİLER ZİHNİNİZİ.
gözünüzü seveyim uyanın.
benim ailem hiçbir zaman zengin olmadı. orta gelirin 1-2 tık altıydık ömrüm boyunca. ve 20 sene önce biz yaz aylarında 4-5 haftasonu günü birlik veya konaklamalı olarak tatile gidebilirken, ben evden ayrılana kadarki 6-7 sene boyunca 1 KEZ BİLE TATİLE ÇIKAMADIK.
biz, diğer insanlarla kıyaslandığında fakirleşmedik.
ÇÜNKÜ ALGILARIMIZLA OYNANDI.
tüm toplum aynı anda öyle bir fakirleşti ki, hiç kimse fakirleştiğini farkedemedi, kendisinden daha fakir insanlar bulduğu sürece.
ve TATİLE ÇIKAMAYAN, ÇOCUĞUNA ET YEDİREMEYEN, SOSYAL AKTİVİTELERİ SINIRLI AİLELER ADETA BİR STANDART hale geldi.
uyanın.
ve bu 8000tl meselesini iyi düşünün.
söylediği her sözde yerden göğe kadar haklı.
500tl kira verdiğini söyleyen adamlar vs. eleştirmişler. ama bu arkadaşın bahsettiği şey o değil.
bu arkadaş çok tipik bir şeyden bahsediyor: İNSANCA YAŞAMA ŞARTLARIndan.
ev ile iş arası 2 saat sürmeyecek bir mesafede,
farelerle tepişmeyeceğin, adam akıllı bir banyosu ve mutfağı olan,
lüks değil ihtiyaç olan şeylerin barındırıldığı 4 kişilik aile için ideal bir ev.
residans falan demiyor yani. kaldı ki, şehir merkezine yakın yerde 3+1 rezidansı 2500tl ye bok bulursunuz istanbulda. 2+1'ler ataşehirin "lüks" rezidanslarında 2300-2500tl arası zaten.
neyse. kalem kalem inceleyecektim ama vazgeçtim.
günümüz şartlarında 4 kişilik bir ailenin 8000tl lik geliri, onların lüksten uzak yaşaması demek. işte bu kadar. bunun lamı cimi yok.
2000-3000tl ile aile geçindirenler de, aile geçindirmiyorlar.
onlar sadece, çalışmak dışında hiçbir şey yapamadıkalrı hayatlarını devam ettiriyorlar. onun adı yaşamak değil, çalışmak.
alın adamın hesabını okuyun.
ailenle haftada bir tiyatro ya da sinemaya gitsen,
haftada 1 hadi bilemedim, 2 haftada 1 dört kişilik ailenle dışarıda yemeğe çıksan,
ayda bir çocuklarına kıyafet alsan (illa ki topyekün bir alışveriş değil. bir avm'ye girersin, kazağı beğenirsin alırsın. atkıyı alırsın. ayakkabısı yırtılır, pabuç alırsın vs.),
yazlık, kışlık, baharlık kıyafetler alsanız ailece.
çocuklarını ekmek arası ekmekle değil de, her gün en azından belli bir miktar "kıyma" ile beslemek istesen,
senede 1 hafta ailece tatile çıksanız,
2 senede 1 gün eşinle yurtdışında tatil yapsanız,
çocuklarınızı okula verseniz,
bilemedin bez ve mama masrafları deseniz.
araba desen?
eee bakın bunların hepsini ayrı ayrı mı toplayalım?
ve bunların hangisi lüks?
lüks denen şey, 1 adet araban varken 2. arabayı almaya karar vermektir.
lüks denen 6 ay önce bir telefon alıp, aynı telefonu satmadan başka bir telefon satın almaktır. lüks denen şey, ihtiyacın olmayan harcamalar yapamktır.
sinemaya, restorana ve tatile gitmek LÜKS harcamalar değildir.
sosyal ihtiyaçlardır. normal bir insanın sahip olması gereken şeylerdendir.
ve cidden, istediğiniz hesabı yapın, karı koca 8000TL kazanan bir çift, ailesini insani yaşam standartları SINIRINDA yaşatmaktadır.
ya çocuğunun yediği eti kısıp onu özel okula göndereceksin.
ya çocuğunun etini kısmayıp, niteliksiz (daha doğrusu artık niteliksizleştirilen) devlet okuluna vereceksin.
ya ailenle aylık sosyal aktiviteleri kısıp sene sonunda yurtdışında tatil yapacaksın.
ya da sinemaya gitmek karşılığında, tatilini "her zamanki" yerlere giderek harcayacaksın.
burada istediğinizi yazın.
8000tl ye geçinen 4 kişilik bir ailenin hiçbir lüks kalemini yazamazsınız bana.
ve siz, öğrenci evlerinde ayda 700tl ye yaşadığınız için buna "insanı yaşam standartları" diyemezsiniz.
4 kişilik aileni bir apartmanın bodrum katındaki 2 odalı bir evde büyütüp
ayda 2 defa et yedirip
3 senede 1 kez tatile çıkmanın adı "insani yaşam standartları" olmuyor. o yüzden böyle saçma örnekler vermeyin gözünüzü seveyim.
sizden tek istediğim NASIL BİR İLÜZYONLA KARŞI KARŞIYA OLDUĞUNUZUN BİLİNCİNE VARIN.
asgari ücret 1300tl ye çıkacak diye cingar çıkaran adamlara iyi bakın,
ONLAR SİZE İNSANI YAŞAM STANDARDINI DEĞİL, AÇLIK SINIRINI BİLE ÇOK GÖRÜYORLAR.
UYANIN.
ADAMLAR SİZİN AYIN 20 GÜNÜ EKMEK ARASI EKMEK YEMENİZİ SİZİN İÇİN "ŞÜKÜR EDİLECEK" DURUM GİBİ GÖSTERTİYOR VE SİZ DE CİDDEN BÖYLE GÖRÜYORSUNUZ.
tatile çıkan,
arabası olan,
eli yüzü düzgün bir semtte oturan insanların yaşamnlarını "LÜKS" olarak algılamanıza sebep olacak kadar YOK ETTİLER ZİHNİNİZİ.
gözünüzü seveyim uyanın.
benim ailem hiçbir zaman zengin olmadı. orta gelirin 1-2 tık altıydık ömrüm boyunca. ve 20 sene önce biz yaz aylarında 4-5 haftasonu günü birlik veya konaklamalı olarak tatile gidebilirken, ben evden ayrılana kadarki 6-7 sene boyunca 1 KEZ BİLE TATİLE ÇIKAMADIK.
biz, diğer insanlarla kıyaslandığında fakirleşmedik.
ÇÜNKÜ ALGILARIMIZLA OYNANDI.
tüm toplum aynı anda öyle bir fakirleşti ki, hiç kimse fakirleştiğini farkedemedi, kendisinden daha fakir insanlar bulduğu sürece.
ve TATİLE ÇIKAMAYAN, ÇOCUĞUNA ET YEDİREMEYEN, SOSYAL AKTİVİTELERİ SINIRLI AİLELER ADETA BİR STANDART hale geldi.
uyanın.
ve bu 8000tl meselesini iyi düşünün.
0
ha bir de su var kimse kusura bakmasin da, durumu gercekten kotu olup birden fazla cocuk yapan ailelere ben anlam veremiyorum.
gotune giyecek donun yok o cougun ihtiyaclarini nasil karsilayacaksin?
fosiklik yapip hadi cocuk yapmasinlar da demiyorum ama birden fazla cocuk ne?
algilarimizla oynandi zart zurt degil olay, napican yazar kasa mi atican ecevit doneminde oldugu gibi?
kim takiyor? kim dinliyor?
uyansan da dusunsen de degismiyor bu.
gezi parki oldu bilmem ne oldu, kac tane insan oldu 5 ayda, ne oldu? %50...
borcsuz kredisiz insan kalmadi be, ama sokakta sorsan "ekonomimiz gelisiyur"...
durumu kotu olan istanbulda yasamamali, uzgunum ama boyle.
butun paranizi kiraya veriyorsunuz salak gibi sonra aman hayat pahali.
floydian +1
yapacak bir sey yok artik.
gotune giyecek donun yok o cougun ihtiyaclarini nasil karsilayacaksin?
fosiklik yapip hadi cocuk yapmasinlar da demiyorum ama birden fazla cocuk ne?
algilarimizla oynandi zart zurt degil olay, napican yazar kasa mi atican ecevit doneminde oldugu gibi?
kim takiyor? kim dinliyor?
uyansan da dusunsen de degismiyor bu.
gezi parki oldu bilmem ne oldu, kac tane insan oldu 5 ayda, ne oldu? %50...
borcsuz kredisiz insan kalmadi be, ama sokakta sorsan "ekonomimiz gelisiyur"...
durumu kotu olan istanbulda yasamamali, uzgunum ama boyle.
butun paranizi kiraya veriyorsunuz salak gibi sonra aman hayat pahali.
floydian +1
yapacak bir sey yok artik.
0
valla bu onların eşşekliği. babam sağolsun 3-4 bin maaşla krallar gibi geçindirdi bizi. ne yememiz içmemiz eksikti, ne de gezmemiz. ha jeep'e binmedik daha ufağına bindik. telefonumuz ayfon altı plus gold değildi, samsungdu.
yani şimdi buna İNSAN GİBİ değil diyorsan, hadi konuş. dinliyorum.
yani şimdi buna İNSAN GİBİ değil diyorsan, hadi konuş. dinliyorum.
0
@floydian, ya tabi ki var.
ama ülkenin %30'u bu şehirde.
dilerseniz maaşı ve kirayı aynı anda 1000'er tl düşürerek de hesap yapabilirsiniz.
kira dışındaki tüm etmenler tüm türkiyeyi kapsıyor çünkü.
ama ülkenin %30'u bu şehirde.
dilerseniz maaşı ve kirayı aynı anda 1000'er tl düşürerek de hesap yapabilirsiniz.
kira dışındaki tüm etmenler tüm türkiyeyi kapsıyor çünkü.
0
İstanbul için haklı bir önerme ama anadolu da 1000 TL ile şehir merkezinde dubleks ev buluyorsun ..
0
insan zeki bir canlı ama zekasından daha üstün bir dürtüsü var ki o da açgözlülük.
bu teoremin sonu yok.
10bin TL kazansan da 4bin TL'lik kira da oturacak ya da kredi vereceksin.
BİM'den değil de Macrocenter'dan alışveriş yapacaksın.
Zamanından feregat edersen başka yerler de de yaşayabilirsin 1000 tl ye Esenler'de yeni dairelerde sitelerde kalabilirsin.
BİM'den alışveriş yaparsan mutfak masrafını 1000 tl ye çekebilirsin.
falan filan.
bu teoremin sonu yok.
10bin TL kazansan da 4bin TL'lik kira da oturacak ya da kredi vereceksin.
BİM'den değil de Macrocenter'dan alışveriş yapacaksın.
Zamanından feregat edersen başka yerler de de yaşayabilirsin 1000 tl ye Esenler'de yeni dairelerde sitelerde kalabilirsin.
BİM'den alışveriş yaparsan mutfak masrafını 1000 tl ye çekebilirsin.
falan filan.
0
istanbul dışında şehirler var diyorsunuz da, o şehirlerde 8bin kazanmak istanbul'daki kadar kolay değil. istanbul'a gelen insanların çoğu da keyfinden burada değil zaten.
0
@chaotic good,
alıyorum demiyorum.
çoğunluk alıyor da demiyorum.
yazıyı okursan anlarsın: çoğunluğumuz, bu gibi normal ihtiyaçların "lüks olduğu" inancıyla büyütülüyoruz. ve bunlar lüks falan değil. normal ihtiyçalar. ve bu normal ihtiyaçların giderilmesi için bile, ortalamanın kat kat üstünde paralar kazanıyor olmamız gerekiyor.
işte problem bu.
alıyorum demiyorum.
çoğunluk alıyor da demiyorum.
yazıyı okursan anlarsın: çoğunluğumuz, bu gibi normal ihtiyaçların "lüks olduğu" inancıyla büyütülüyoruz. ve bunlar lüks falan değil. normal ihtiyçalar. ve bu normal ihtiyaçların giderilmesi için bile, ortalamanın kat kat üstünde paralar kazanıyor olmamız gerekiyor.
işte problem bu.
0
ayda 4bine de gayet luks yasiyordum ben iki kisi.
luksun limiti yok yukarida birisi de yazmis.
luksun limiti yok yukarida birisi de yazmis.
0
@chatoic good,
lüksün tanımı var aslında.
2 kişi 4000tl kazanırken neler harcaıyordunuz lüks diyebileceğin?
bu arada 8000tl den kastımın 4 kişilik aile olduğunu da söylemiştim :)
lüksün tanımı var aslında.
2 kişi 4000tl kazanırken neler harcaıyordunuz lüks diyebileceğin?
bu arada 8000tl den kastımın 4 kişilik aile olduğunu da söylemiştim :)
0
@tchuck yazana da sana da katılıyorum.
1- İstanbul dışında şehirler de var:
Evet var, ancak eğer Türkiye'de nispeten iyi bir üniversite mezunuysanız ve geleceği olan bir iş yapmak istiyorsanız orada iş yok. Ankara'da okudum, Ankara'da iş bulmak için yırtındım ve bulamadım. Benim bölümümden mezun olup devlete girip atanan 3-5 kişi dışında herkes İstanbul'da ve inanın kimse İstanbul meraklısı değildi.
2- 1000 liraya Anadolu Yakası'nda kiralık ev var:
Birkaç yıl önce vardı belki. Ama şimdi dönüşüm muhabbetinden dolayı kiraların bir kısmını firmalar üstlendiği için kiralar da uçtu. Anadolu'dan Avrupa'ya taşındı bir çok arkadaşım ve evet Yenibosna, Halkalı vs. de oturmak istemeyenler 1500'den aşağı kira vermiyor. Bayrampaşa'da 2+1 eski bir evin kirası 1600 TL. Aile ile bundan daha aşağısına da giremezsiniz. Yani en azından huzurlu bir uyku uyumak istiyorsanız girmemelisiniz.
1- İstanbul dışında şehirler de var:
Evet var, ancak eğer Türkiye'de nispeten iyi bir üniversite mezunuysanız ve geleceği olan bir iş yapmak istiyorsanız orada iş yok. Ankara'da okudum, Ankara'da iş bulmak için yırtındım ve bulamadım. Benim bölümümden mezun olup devlete girip atanan 3-5 kişi dışında herkes İstanbul'da ve inanın kimse İstanbul meraklısı değildi.
2- 1000 liraya Anadolu Yakası'nda kiralık ev var:
Birkaç yıl önce vardı belki. Ama şimdi dönüşüm muhabbetinden dolayı kiraların bir kısmını firmalar üstlendiği için kiralar da uçtu. Anadolu'dan Avrupa'ya taşındı bir çok arkadaşım ve evet Yenibosna, Halkalı vs. de oturmak istemeyenler 1500'den aşağı kira vermiyor. Bayrampaşa'da 2+1 eski bir evin kirası 1600 TL. Aile ile bundan daha aşağısına da giremezsiniz. Yani en azından huzurlu bir uyku uyumak istiyorsanız girmemelisiniz.
0
isteyene et de var, sosyal aktivite de var, tatil de var.
et icin ne olur?
gidersin indirim takip edersin.
balik halinden cok ucuza balik alirsin.
et pahali ona katiliyorum ama yiyosun 8bine et mi yemicen amk
sosyal aktivite, ailecek hobi ozurluyuz, ucuza bi ton hobi var.
kimse gidip alplerde kay demiyor sana.
hepsinin bi caresi var.
luksun siniri yok.
evet trde hayat pahali, maaslar ucuz, ama bunu degistirmek bizim elimizde degil artik halk dangalak oldugu icin...
cocuk yapmayin kardesim luks yasama sevdaniz varsa.
bu ulkenin gercekleri bunlar.
et icin ne olur?
gidersin indirim takip edersin.
balik halinden cok ucuza balik alirsin.
et pahali ona katiliyorum ama yiyosun 8bine et mi yemicen amk
sosyal aktivite, ailecek hobi ozurluyuz, ucuza bi ton hobi var.
kimse gidip alplerde kay demiyor sana.
hepsinin bi caresi var.
luksun siniri yok.
evet trde hayat pahali, maaslar ucuz, ama bunu degistirmek bizim elimizde degil artik halk dangalak oldugu icin...
cocuk yapmayin kardesim luks yasama sevdaniz varsa.
bu ulkenin gercekleri bunlar.
0
İstanbul için ben de aynı şekilde düşünüyorum. Özellikle artık maaşlı kesim için ev almak cidden çok zor. Annemle babam memur maaşlarından artırıp, kredi vs çekmeden (biraz da anane yardımıyla) ev almışlar yahu İstanbul'un göbeğinde. Şu an söz konusu evin değeri 650.000 TL ve 35 yıllık bina, asansörü bile yok. :) Yarın bir gün kentsel dönüşümden yeniden yapılsa min. 850.000 falan çekerler fiyatına, hadi krediyle al bu evi, artık geberene kadar kredi ödersin.
Globalleşmenin getirdiği avantajlardan biri seçenkelerimizin çoğalması ama aynı doğrultuda suni ihtiyaçlarımız da arttı. Eminim birçoğumuzun büyükleri 1'er ayakkabıyla 2-3 yıl idare ediyorlardı, artık hiç birimiz öyle değiliz. Eskiden ailecek (4 kişiyiz) ayda 1 kere dışarıda kebap yemeye giderdik, güzel güzel giyinirdik böyle, hani o zamanki en büyük lüksümüzdü. Şimdi hepsi birbirinin aynı olan mekanlarda makarna tabağına 20-25 tl vermeyi normal karşılayabiliyoruz beyaz yakalılar olarak.
Artık tasarruflu olmak pintilik olarak gözüktüğünden tutmlu olmak isteyen insan dahi etrafıyla yarışıcam derken kendini borç batağında buluyor.
Globalleşmenin getirdiği avantajlardan biri seçenkelerimizin çoğalması ama aynı doğrultuda suni ihtiyaçlarımız da arttı. Eminim birçoğumuzun büyükleri 1'er ayakkabıyla 2-3 yıl idare ediyorlardı, artık hiç birimiz öyle değiliz. Eskiden ailecek (4 kişiyiz) ayda 1 kere dışarıda kebap yemeye giderdik, güzel güzel giyinirdik böyle, hani o zamanki en büyük lüksümüzdü. Şimdi hepsi birbirinin aynı olan mekanlarda makarna tabağına 20-25 tl vermeyi normal karşılayabiliyoruz beyaz yakalılar olarak.
Artık tasarruflu olmak pintilik olarak gözüktüğünden tutmlu olmak isteyen insan dahi etrafıyla yarışıcam derken kendini borç batağında buluyor.
0
@konusma,
iyi muhit bile değil. eli yüzü düzgün bir muhitte krediye uygun 3+1 bir evin fiyatını biliyor musun?
ayda 2500tl kiraya kalırsın,
ayda 6000 lira aynı evin mortgage'ına ödersin.
iyi muhit bile değil. eli yüzü düzgün bir muhitte krediye uygun 3+1 bir evin fiyatını biliyor musun?
ayda 2500tl kiraya kalırsın,
ayda 6000 lira aynı evin mortgage'ına ödersin.
0
1.nin demek istediğini anlamamazlıktan gelip çarpıtmayın. Demek istediği doğru, her şeyin fiyatı ne kadar fazla görmüyor musunuz? Verdiğiniz vergileri bilmiyor musunuz?
Bilecikte iş merkezi var mı acaba istanbulda olduğu gibi? Bakkal mı olalım köye gidip? Bu mudur?
Bilecikte iş merkezi var mı acaba istanbulda olduğu gibi? Bakkal mı olalım köye gidip? Bu mudur?
0
yav biz fiyatlar normal mi diyoruz?
tr pahali evet?
bunu degistirmek senin benim elinde olan bisi degil, kokten bir deisigm lazim ekonomi modelinde.
mecvut duurm bu diyoruz, ona gore hayatinda bi kac degisiklik ile yine istedigin gibi yasayabilirsin diyoruz.
asgari ucret ne kadar 800 küsür tl, sen bunu bile bile "banane yeaaaa 1800 istiyorum iste banane lukslerim var" dersen adama gulerler.
tr pahali evet?
bunu degistirmek senin benim elinde olan bisi degil, kokten bir deisigm lazim ekonomi modelinde.
mecvut duurm bu diyoruz, ona gore hayatinda bi kac degisiklik ile yine istedigin gibi yasayabilirsin diyoruz.
asgari ucret ne kadar 800 küsür tl, sen bunu bile bile "banane yeaaaa 1800 istiyorum iste banane lukslerim var" dersen adama gulerler.
0
ben de sana gülüyorum birader, kanıksama ve laga luga şampiyonu olduğundan mütevellit
0
asıl sorun türkiye'de yaşayan insanların dibindeki avrupa birliğine yakın seviyede bile yaşam kalitesi, alım gücü ve gelir dağılımından pay almalarının mümkün olmaması. bu nedenle saydığın orta sınıfa hitap eden harcalamaları aldıkları düşük maaşlar ile lüksün sınırı yok diye, KENDİLERİNİ KANDIRIYORLAR. Şükretme temeline dayalı gelişmemiş bir ülkede normal bir şey bu da.
ülkecek haftada 50+saat çalışıp alım gücünün artmaması da bu zihniyetin sonucu işte, gelir olarak ne versen kabul edip çevresindekilere ŞÜKRET bunu da bulmayanlar var vs. diyerek alım gücünü zenginlere ve devlete bağışlıyorlar bir nevi.
ülkecek haftada 50+saat çalışıp alım gücünün artmaması da bu zihniyetin sonucu işte, gelir olarak ne versen kabul edip çevresindekilere ŞÜKRET bunu da bulmayanlar var vs. diyerek alım gücünü zenginlere ve devlete bağışlıyorlar bir nevi.
0
bu arada ülkece bağışladıkları tek şey gelirleri de değil, bkz son 5 ayda doğal olmayan yollardan ölen insan sayısı.
0
olm manyak mısınız lan?
aylık net kazancım 12.000, eşim de 3.000 kazanıyor.
biz bu paranın 5.000 lirasını rutin olarak harcıyoruz. üstü de birikiyor.
işimize giderken trafikte bayılma meraklısı olmadığından metro denen güzide icadı kullanıyoruz. çocuğumuz kreşte. bezini hepsiburada'dan aylık paket olarak alıyoruz. markasız (coulombia, beymen, sarar, vb.) kıyafetimiz yok. haftada bir dışarı çıkıyoruz (kahvaltı, yemek ıvır zıvır). evde ekmek arası ekmeği yapacak kadar ekmek olmaz genelde. gayet et-tavuk-balık olur haftada en az birer kere.
daha çok kazanın tabi de, ne yiyip ne içiyorsunuz olm siz? biz mi bişeyi eksik yapıyoruz?
zenginlik tanımın metroyla gitmek yerine trafikte önündeki arabanın tamponunu izlemek ise, zenginlik anlayışına sıçayım afedersin. araba da var, haftasonu falan biniyoruz genelde.
aylık net kazancım 12.000, eşim de 3.000 kazanıyor.
biz bu paranın 5.000 lirasını rutin olarak harcıyoruz. üstü de birikiyor.
işimize giderken trafikte bayılma meraklısı olmadığından metro denen güzide icadı kullanıyoruz. çocuğumuz kreşte. bezini hepsiburada'dan aylık paket olarak alıyoruz. markasız (coulombia, beymen, sarar, vb.) kıyafetimiz yok. haftada bir dışarı çıkıyoruz (kahvaltı, yemek ıvır zıvır). evde ekmek arası ekmeği yapacak kadar ekmek olmaz genelde. gayet et-tavuk-balık olur haftada en az birer kere.
daha çok kazanın tabi de, ne yiyip ne içiyorsunuz olm siz? biz mi bişeyi eksik yapıyoruz?
zenginlik tanımın metroyla gitmek yerine trafikte önündeki arabanın tamponunu izlemek ise, zenginlik anlayışına sıçayım afedersin. araba da var, haftasonu falan biniyoruz genelde.
0
anadoluda kira bin lira tamam da anadoluda 8bin lira kaç kişi kazanıyor?
o başlıktaki ilk hesabı okudum, 2bin lira mutfak denmiş yalnız hesabın içinde ne servis parası var ne yaz tatili parası var ne kırtasiye-beyaz eşya-elektronik-ev tekstili- mobilya-mutfak eşyası gibi şeyleri taksidi
2 okuyan çocuklu 10 küsür senedir evli bir çiftin evinde, illa ki her sene ya birinin telefonu değişecek ya çocuğa tablet alınacak ya bulaşık makinesi bozulacak bunlar standart şeyler. ekstradan her daim bişeylerin taksidi olur. hiç bişey olmasa memlekete git gel uçak bileti olur oda senede 1 kere yani.
yine çocuklar sabahtan akşama kadar okulda kalamayacağına göre etüde kalacak nerde etüd parası- nerede çocuğun öğle yemeği parası (çocuklara harçlık bile verilmemiş hesaba göre) sabiler 5 parasız geziyor.
bu sene ekime kadar okul tatildi, napacak bu çocuklar evde tek başına duvar kemirmeyecek herhalde ya bi kursa gidecek, ya abur cubur tüketecek ya memlekete gönderecen...
kimsenin doğumgünü olmayacak, yılbaşı çekilişi olmayacak, 23 nisanda 10 liralık tül etek 40 liradan okul eşofmanı diye 20 liralık naylon takım 80 liradan alınmayacak, dini milli bayramlar hiç masraf çıkarmayacak...
kimsenin dişine kanal, tel vs. tedavisi yapılmayacak, kimsenin gözlüğü lensi bırak aspirine bile ihtiyacı olmayacak herkes turp gibi maşallah
yine anne çalışıyor ama temizlikçi bile almıyor, hesaba göre. bırak lüksü aile imkansıza yakın yaşıyor :)
yani ergenin biri hesap yazmış ama epic fail o hesap. 2bin mutfak bilmem kaç üst baş demiş ama o miktarlar ayrı ayrı bi sürü kalem içeriyor, bunları tek tek yazsaydı aslında kimse ooo lüks demezdi. yazsa seneye bölünmüş halde aylık 400 lira servis parası (servis olmayan ay çocukların yaz tatili o zaman da yaz okulu parası), 200 lira kurban parası, 200 lira derin dondurucu taksidi, 400 lira öğle yemeği parası, 400 lira temizlikçi parası, 300 etüd, 300 tatilin taksidi ...o zaman evet ya bizim de böyle maaş yetmiyor derlerdi :) oysa bilmem kaç lira sosyal aktivite yazınca tiyatrodan operadan çıkılmıyor gibi gelmiş insanlara. en büyük sosyal aktivite AVMde gezip pizza yemek la işte.
bence burada tek yanlış yine 10 küsür senedir evli karı-koca çalışan bir çiftin kirada olması; çoktan ev alınmış olması gerekir türkiye standartlarına göre, en kötü kredi çekilmiş 5-6 senesi ödenmiş olmalı. etrafımda aynı parayı kazanan çiftlerle karşılaştırıyorum.
o başlıktaki ilk hesabı okudum, 2bin lira mutfak denmiş yalnız hesabın içinde ne servis parası var ne yaz tatili parası var ne kırtasiye-beyaz eşya-elektronik-ev tekstili- mobilya-mutfak eşyası gibi şeyleri taksidi
2 okuyan çocuklu 10 küsür senedir evli bir çiftin evinde, illa ki her sene ya birinin telefonu değişecek ya çocuğa tablet alınacak ya bulaşık makinesi bozulacak bunlar standart şeyler. ekstradan her daim bişeylerin taksidi olur. hiç bişey olmasa memlekete git gel uçak bileti olur oda senede 1 kere yani.
yine çocuklar sabahtan akşama kadar okulda kalamayacağına göre etüde kalacak nerde etüd parası- nerede çocuğun öğle yemeği parası (çocuklara harçlık bile verilmemiş hesaba göre) sabiler 5 parasız geziyor.
bu sene ekime kadar okul tatildi, napacak bu çocuklar evde tek başına duvar kemirmeyecek herhalde ya bi kursa gidecek, ya abur cubur tüketecek ya memlekete gönderecen...
kimsenin doğumgünü olmayacak, yılbaşı çekilişi olmayacak, 23 nisanda 10 liralık tül etek 40 liradan okul eşofmanı diye 20 liralık naylon takım 80 liradan alınmayacak, dini milli bayramlar hiç masraf çıkarmayacak...
kimsenin dişine kanal, tel vs. tedavisi yapılmayacak, kimsenin gözlüğü lensi bırak aspirine bile ihtiyacı olmayacak herkes turp gibi maşallah
yine anne çalışıyor ama temizlikçi bile almıyor, hesaba göre. bırak lüksü aile imkansıza yakın yaşıyor :)
yani ergenin biri hesap yazmış ama epic fail o hesap. 2bin mutfak bilmem kaç üst baş demiş ama o miktarlar ayrı ayrı bi sürü kalem içeriyor, bunları tek tek yazsaydı aslında kimse ooo lüks demezdi. yazsa seneye bölünmüş halde aylık 400 lira servis parası (servis olmayan ay çocukların yaz tatili o zaman da yaz okulu parası), 200 lira kurban parası, 200 lira derin dondurucu taksidi, 400 lira öğle yemeği parası, 400 lira temizlikçi parası, 300 etüd, 300 tatilin taksidi ...o zaman evet ya bizim de böyle maaş yetmiyor derlerdi :) oysa bilmem kaç lira sosyal aktivite yazınca tiyatrodan operadan çıkılmıyor gibi gelmiş insanlara. en büyük sosyal aktivite AVMde gezip pizza yemek la işte.
bence burada tek yanlış yine 10 küsür senedir evli karı-koca çalışan bir çiftin kirada olması; çoktan ev alınmış olması gerekir türkiye standartlarına göre, en kötü kredi çekilmiş 5-6 senesi ödenmiş olmalı. etrafımda aynı parayı kazanan çiftlerle karşılaştırıyorum.
0
kira yerine mortgage ödersin diyen arkadaşların heralde konut kredi faiz oranlarından haberi yok.
anadolu yakasında 3+1 15-20 yaşında bir evde oturduğumuzu düşünelim. evin değeri 500bin lira, kirası ise 2000 lira. bu evi mortgage ile almak istediğimizi varsayalım. bu durumda 100 bin peşin ödeyip 120 aylık 400bin lira konut kredisi çekelim(yüzde 1,10 faiz ile):
www.finansbank.com.tr
aylık ödememiz gereken miktar 6000 lira. 2000 lira kira ödeyen adam nasıl aylık 6000 liralık mortgage ödesin?
anadolu yakasında 3+1 15-20 yaşında bir evde oturduğumuzu düşünelim. evin değeri 500bin lira, kirası ise 2000 lira. bu evi mortgage ile almak istediğimizi varsayalım. bu durumda 100 bin peşin ödeyip 120 aylık 400bin lira konut kredisi çekelim(yüzde 1,10 faiz ile):
www.finansbank.com.tr
aylık ödememiz gereken miktar 6000 lira. 2000 lira kira ödeyen adam nasıl aylık 6000 liralık mortgage ödesin?
0
@meteonur
zamanında almış olması gerekiyordu mortgage faizleri 0.70lerdeyken, dediğim gibi 5-6 senesi ödenmiş olması lazımdı zaten kredinin o dönem fiyatlar daha uygundu. bu insanlar 40lı yaşlarında ise, çocukların ikisi de okuyor ise şimdi akıllarına gelmesin yani ev almak...
ayrıca da 30 yaşında evlenen 2 insan bir zahmet 50şer bin liradan daha fazlasını biriktirsin peşinat için, balayında düğünde uçmasın azcık sonrasını düşünsün kızımız 5bin liralık gelinlik giymesin vs vs vs.
ben tamamen kendi bildiğim insanlara göre söylüyorum bunları yoksa ekşiciler bir ayrı alem ama türkiyede okumuş insan ortalamasına bakarsak da dediğim gibi oluyor.
insanlar ekşicilerden daha bile erken evleniyor (27 gibi) 2 sene sonra da (düğün borcu bitiyor) altınlar bozdurulup birikim koyulup 30da kredi çekiliyor 40a zaten toptan bitmiş oluyor o kredi. aileden destek alabilen daha erken bitiriyor vs.
zamanında almış olması gerekiyordu mortgage faizleri 0.70lerdeyken, dediğim gibi 5-6 senesi ödenmiş olması lazımdı zaten kredinin o dönem fiyatlar daha uygundu. bu insanlar 40lı yaşlarında ise, çocukların ikisi de okuyor ise şimdi akıllarına gelmesin yani ev almak...
ayrıca da 30 yaşında evlenen 2 insan bir zahmet 50şer bin liradan daha fazlasını biriktirsin peşinat için, balayında düğünde uçmasın azcık sonrasını düşünsün kızımız 5bin liralık gelinlik giymesin vs vs vs.
ben tamamen kendi bildiğim insanlara göre söylüyorum bunları yoksa ekşiciler bir ayrı alem ama türkiyede okumuş insan ortalamasına bakarsak da dediğim gibi oluyor.
insanlar ekşicilerden daha bile erken evleniyor (27 gibi) 2 sene sonra da (düğün borcu bitiyor) altınlar bozdurulup birikim koyulup 30da kredi çekiliyor 40a zaten toptan bitmiş oluyor o kredi. aileden destek alabilen daha erken bitiriyor vs.
0
o değil de ben tek başıma zor geçiniyorum ki piyasaya göre ve yaşadığım şehre göre iyi bir maaşım var. o kadar insan o kadar çocuğa nasıl bakıyor, nasıl altından kalkıyor, herkes mi 5000 lira maaş alıyor amk ben anlamıyorum. akşam dışarda yemeler, herkeste iphone6lar. ben bişeyi yanlış yapıyorum ama neyi?
0
@niye ama,
ya ne saçma varsayımlar bunlar yarabbim?
26 yaşındayım. yarın evlendim diyelim.
e nolacak şimdi?
6 senedir mortgage ödemeliymişim, 30 yaşıma kadar 50bin biriktirmişim. niye varsayımlarla gidiyorsun? al 26 yaşımda evleniyorum, 23 yaşımda mezun olmuştum noldu şimdi senin varsayımına öyleyse? 3 senede 6 senelik mortgage ödeyip 50 bin lira mı biriktirmem gerekiyordu insan gibi bir aile kurmak için.
ne saçma ya.
ne saçma
ya ne saçma varsayımlar bunlar yarabbim?
26 yaşındayım. yarın evlendim diyelim.
e nolacak şimdi?
6 senedir mortgage ödemeliymişim, 30 yaşıma kadar 50bin biriktirmişim. niye varsayımlarla gidiyorsun? al 26 yaşımda evleniyorum, 23 yaşımda mezun olmuştum noldu şimdi senin varsayımına öyleyse? 3 senede 6 senelik mortgage ödeyip 50 bin lira mı biriktirmem gerekiyordu insan gibi bir aile kurmak için.
ne saçma ya.
ne saçma
0
biri de çıkmış; "e biz 3 kişiyiz ve 15 bin gelirimiz var, gayet de güzel yaşıyoruuz?" demiş asdfsd
sorun sende değil kanka, bizde. aynen devam *kıps*
not: thuck sonuna kadar haklı.
sorun sende değil kanka, bizde. aynen devam *kıps*
not: thuck sonuna kadar haklı.
0
uyanıp ne yapalım kardeş, onu anlamadım ben. hayır hepinizin cebinde bin liralık telefon var, herkesin laptop'ı canavar gibi masaüstü bilgisayarı var, starbucks'tan oradan buradan çıkmıyorsunuz ama işinize gelince UYANIN ALGI OPERASYONU YAPILIYOR, FAKİRLEŞTİRİLİYORUZ bilmem ne.
bu ülke hep böyleydi. zengin-fakir uçurumu devasa boyutta. bu heriflere oy verildiği sürece, ülkenin yarısı bu şükür kafasında yaşadığı sürece şahsen zerre sklemiyorum açıkçası. diğer arkadaşlar da yazmış, istanbul'dan başka şehirler var türkiye'de. işine en fazla yarım saatte ulaşabileceğin, ayda 300-400 liraya mutfak alışverişini fazla fazla yapabileceğin yerler.
ben hiçbir zaman "buna da şükür" adamı olmadım, aksine hep nankörlükle ve elindekiyle yetinmemekle suçlanan biri oldum ama hangi dünyada yaşadığımızın farkındayım açıkçası. burada edebiyat parçalayıp İNSAN GİBİ YAŞAMAK İÇİN 8 BİN LİRA GEREKİYÜR denmesi çok komik. mutfak alışverişiniz 2 bin lira tutuyorsa siz camışsınızdırr kusura bakmayın. 2 bin lira mutfak alışverişi ne aq. dünyada %5 veya %10'luk bir dilimin içindeyiz ama mutfak alışverişine 2 bin lira ayıramadığımız için insanca yaşamıyor oluyoruz.
aman neyse. dandik işlerinizde SİSTEMİN KÖLESİ DEYİLİZ diye bağıra çağıra egonuzu tatmin etmeye devam edin. diğerlerinden farklısınız ya.
bu ülke hep böyleydi. zengin-fakir uçurumu devasa boyutta. bu heriflere oy verildiği sürece, ülkenin yarısı bu şükür kafasında yaşadığı sürece şahsen zerre sklemiyorum açıkçası. diğer arkadaşlar da yazmış, istanbul'dan başka şehirler var türkiye'de. işine en fazla yarım saatte ulaşabileceğin, ayda 300-400 liraya mutfak alışverişini fazla fazla yapabileceğin yerler.
ben hiçbir zaman "buna da şükür" adamı olmadım, aksine hep nankörlükle ve elindekiyle yetinmemekle suçlanan biri oldum ama hangi dünyada yaşadığımızın farkındayım açıkçası. burada edebiyat parçalayıp İNSAN GİBİ YAŞAMAK İÇİN 8 BİN LİRA GEREKİYÜR denmesi çok komik. mutfak alışverişiniz 2 bin lira tutuyorsa siz camışsınızdırr kusura bakmayın. 2 bin lira mutfak alışverişi ne aq. dünyada %5 veya %10'luk bir dilimin içindeyiz ama mutfak alışverişine 2 bin lira ayıramadığımız için insanca yaşamıyor oluyoruz.
aman neyse. dandik işlerinizde SİSTEMİN KÖLESİ DEYİLİZ diye bağıra çağıra egonuzu tatmin etmeye devam edin. diğerlerinden farklısınız ya.
0
adam haklı beyler. açıkçası bunun altında maaş alan bir aile de kredi kartına abanıp görünmez borç yapıyordur bence. kiralardaki, gıdadaki, bu fiyat uçuşunu anlamış değilim.
neye göre 1200 TL kirası olan ev bir sonraki sene sözleşme devrinde 1500 TL yapılmak isteniyor mesela? ev kendini mi yeniledi 1 yıl eskimiş olmasına rağmen? civarda yeni binalar yapılıyor diye evin kendi değeri mi arttı öylece kaldığı haliyle?
bunlara kimse bişey demiyor da, 8000 TL ile geçinemeyince insanlar birden laf sokmalar, hor görmeler başlıyor. kimse bu dünyaya köpek gibi sabahtan akşama çalışmaya gelmiyor, zaten öyle yapan ortalama güçteki birisinin sosyal aktiviteye bile mecali kalmıyor, sinema salonunda dolby surround şekilde horlayarak falan uyuyorlar garipler.
o kadar değersizleştirdiler ki insan emeğini, kimsenin umurunda değil "insani şartlar" veya "sosyallik" olguları. herkes köpek olsun, herkes koyun olsun. konser de neymiş? hobi de neymiş? tatil de neymiş? kır kıçını otur çalış sadece sen...
ayrıca yıl olmuş neredeyse 2016, istanbul gibi "metropolde" de hala metroyla her istediğin yere gidemiyorsun. metrobüs gerçeğini, bu gerçek yüzünden doğan çocukları düşünelim, tasarrufun onlarla olmadığını. imkan olduğunda maddi açıdan olsa bile, manevi açıdan daha beter hallere girildiğini unutmayalım. ülke insanının anasını hayvan gibi şaapıyorlar ama herkes o kadar alışmış ki, kendi en doğal hakkı olan insanca "mutlu" bir şekilde yaşamak bile lüks gelir olmuş çoğuna. mutlu olunca garipsiyoruz, kesin sonrasında başımıza kötü bişey gelicek diye düşünüyoruz amk...
neye göre 1200 TL kirası olan ev bir sonraki sene sözleşme devrinde 1500 TL yapılmak isteniyor mesela? ev kendini mi yeniledi 1 yıl eskimiş olmasına rağmen? civarda yeni binalar yapılıyor diye evin kendi değeri mi arttı öylece kaldığı haliyle?
bunlara kimse bişey demiyor da, 8000 TL ile geçinemeyince insanlar birden laf sokmalar, hor görmeler başlıyor. kimse bu dünyaya köpek gibi sabahtan akşama çalışmaya gelmiyor, zaten öyle yapan ortalama güçteki birisinin sosyal aktiviteye bile mecali kalmıyor, sinema salonunda dolby surround şekilde horlayarak falan uyuyorlar garipler.
o kadar değersizleştirdiler ki insan emeğini, kimsenin umurunda değil "insani şartlar" veya "sosyallik" olguları. herkes köpek olsun, herkes koyun olsun. konser de neymiş? hobi de neymiş? tatil de neymiş? kır kıçını otur çalış sadece sen...
ayrıca yıl olmuş neredeyse 2016, istanbul gibi "metropolde" de hala metroyla her istediğin yere gidemiyorsun. metrobüs gerçeğini, bu gerçek yüzünden doğan çocukları düşünelim, tasarrufun onlarla olmadığını. imkan olduğunda maddi açıdan olsa bile, manevi açıdan daha beter hallere girildiğini unutmayalım. ülke insanının anasını hayvan gibi şaapıyorlar ama herkes o kadar alışmış ki, kendi en doğal hakkı olan insanca "mutlu" bir şekilde yaşamak bile lüks gelir olmuş çoğuna. mutlu olunca garipsiyoruz, kesin sonrasında başımıza kötü bişey gelicek diye düşünüyoruz amk...
0
güzel kardeşim ben varsayımda bulunmuyorum
kendi etrafımdaki, 40lı yaşların başında, 2 çocuklu, karı koca çalışan ailelerin genel durumunu söylüyorum. haata bizimkilerin geneli öğretmen de neyse 8k kazananlar da var, üstü de var, ben geneli söylüyorum. bu millet 1. öncelik olarak ev alıyor.
ama sen ekşicisin zaten, sen başka gezegendesin, sen şaapma
kendi etrafımdaki, 40lı yaşların başında, 2 çocuklu, karı koca çalışan ailelerin genel durumunu söylüyorum. haata bizimkilerin geneli öğretmen de neyse 8k kazananlar da var, üstü de var, ben geneli söylüyorum. bu millet 1. öncelik olarak ev alıyor.
ama sen ekşicisin zaten, sen başka gezegendesin, sen şaapma
0
@niye ama, yahu sen uzaylı mısın?
konut krdileri almış uçmuş.
ev fiyatları akılalamz boyutlarda.
napıcam ben nasıl ev alıcam?
2000tl kira verdiğim yeri mortgage ile aylık 7000-7500tl den ucuza alamıyorum. ne yapıcam bana bu 5000 lirayı nasıl telafi edeceğimi söyle.
abuk sabuk anlamsız bir cümle kuruyorsun. temeli yok. mantığı yok.
40 yaşında değilim.
3 sene önce mortgage da alamıyordum çünkü daha okuyordum. ben nasıl ev alıcam hadi bana çık bunu söyle. abuk sabuk varsayım yapma.
konut krdileri almış uçmuş.
ev fiyatları akılalamz boyutlarda.
napıcam ben nasıl ev alıcam?
2000tl kira verdiğim yeri mortgage ile aylık 7000-7500tl den ucuza alamıyorum. ne yapıcam bana bu 5000 lirayı nasıl telafi edeceğimi söyle.
abuk sabuk anlamsız bir cümle kuruyorsun. temeli yok. mantığı yok.
40 yaşında değilim.
3 sene önce mortgage da alamıyordum çünkü daha okuyordum. ben nasıl ev alıcam hadi bana çık bunu söyle. abuk sabuk varsayım yapma.
0
Çoğu kısmına ben de katılıyorum fakat bir iki nokta var. Bu adamın örneğindeki aile giyime 1250 tl harcıyor. Şöyle açıklamıştı, bu kişiler 100 tl lik ayakkabı giymiyor lacoste tommy hilfiger giyiyor. Şimdi bu ihtiyaç değil. Ben hiç lacoste giymedim ama eksikliğini de hissetmedim. Ama dersin ki et yiyorlar, tatil yapıyorlar vs evet onlar ihtiyaç. İkincisi hesapta adamlar kirada oturup ev parası biriktiriyorlar. Bu da mantıksız. Alır evini, kiraya vereceği bilmemkaçbin tl ve entrydeki hesaptan artan 1000 tl ile ev taksidi öder.
0
@reso aga
diyorum ki, gelirin daha yüksek olmasına rağmen harcama bu. ne eksik burada? adam bize ekmek arası ekmek yiyorsunuz, sizinki yaşamak değil çalışmak, asosyal demiş. açıklasın istiyorum.
bana kalırsa siz istanbul denen cehennemin içinde demirden tabutlarınızla asfalt üstünde saatler geçirmeye parayı gömüyorsunuz. başlığı açan arkadaşın evi olmamasına rağmen iki arabası bir motoru ve aylık 1500 lira yakıt gideri var (haliyle). ben de diyorum ki, her sabah işine rahat rahat gitmek varken, parayı tatile ona buna gömmek ve istanbul denen garabetten kutulmak varken siz seçmişsiniz, sürünün amk.
diyorum ki, gelirin daha yüksek olmasına rağmen harcama bu. ne eksik burada? adam bize ekmek arası ekmek yiyorsunuz, sizinki yaşamak değil çalışmak, asosyal demiş. açıklasın istiyorum.
bana kalırsa siz istanbul denen cehennemin içinde demirden tabutlarınızla asfalt üstünde saatler geçirmeye parayı gömüyorsunuz. başlığı açan arkadaşın evi olmamasına rağmen iki arabası bir motoru ve aylık 1500 lira yakıt gideri var (haliyle). ben de diyorum ki, her sabah işine rahat rahat gitmek varken, parayı tatile ona buna gömmek ve istanbul denen garabetten kutulmak varken siz seçmişsiniz, sürünün amk.
0
refere ettiğin duyuruda ortalama 40+ yaşında 2 okuyan çocuklu bir aileden bahsediyordu ve ona göre bir hesap yapılmıştı, benim de söylediğim şeyler o aileye göre söylenmiş şeylerdi ki zaten yapılan hesapta da neyi eksik neyi fazla buldum tek tek yazmışım di mi? ki varsayım yapmıyorum etrafımdaki bu aileye benzer ailelerde olan biteni söylüyorum dedim 40 kere, adam hala varsayım diyor, belli bir aileye göre söylenmiş şeyleyleri çarpıtıp getirip ben şimdi nasıl alacam ev diye atar yapmak da çok güzelmiş. önce 8bin lira gelir elde et bi sen.
bak evladım
ben de değilim 40 yaşında
ben de kredi ödüyorum ve aldığımda .98di faizi üstelik bence bu da yüksekti.
kirada oturuyorum ailem ödemiyor faturalarımı, ve yine de ödüyorum
demek ki; aylık 2bin lira kira ödeyeceğin evi değil ilk ev olarak daha uygun bir ev alacaksın, faizlar uygunken fırsat gözetleyip alacaksın, emlakçıdan değil arayıp soruşturarak fırsat kollayarak alacaksın. la ben aldım diyorum bildiğim herkes aldı hatta ödedi bitirdi diyorum, bugün 40 yaşında olan insanlardan bahsediyorsak durum budur diyorum, adam bana uzaylı diyor ya. sana şimdi git ev al diyen mi oldu? ya da 10 sene sonra 40 yaşında olacaklar da aynı durumda olacaklar, kesin bilgi diyen mi oldu? türk halkının önceliğinin ev olması şahane bişeydir diyen mi oldu? niye elmayla armutu topladın ki sen şimdi?
sen git ötede oyna çocuğum hadi. uğraşamayacam.
bak evladım
ben de değilim 40 yaşında
ben de kredi ödüyorum ve aldığımda .98di faizi üstelik bence bu da yüksekti.
kirada oturuyorum ailem ödemiyor faturalarımı, ve yine de ödüyorum
demek ki; aylık 2bin lira kira ödeyeceğin evi değil ilk ev olarak daha uygun bir ev alacaksın, faizlar uygunken fırsat gözetleyip alacaksın, emlakçıdan değil arayıp soruşturarak fırsat kollayarak alacaksın. la ben aldım diyorum bildiğim herkes aldı hatta ödedi bitirdi diyorum, bugün 40 yaşında olan insanlardan bahsediyorsak durum budur diyorum, adam bana uzaylı diyor ya. sana şimdi git ev al diyen mi oldu? ya da 10 sene sonra 40 yaşında olacaklar da aynı durumda olacaklar, kesin bilgi diyen mi oldu? türk halkının önceliğinin ev olması şahane bişeydir diyen mi oldu? niye elmayla armutu topladın ki sen şimdi?
sen git ötede oyna çocuğum hadi. uğraşamayacam.
0
katılıyorum. hatta bir örnek vereyim, biz 4 kişilik bir aileyiz, anne babam ben ve abim. aylık gelirimiz 12-14bin arası değişiyor. kirada da değiliz abim de ben de üniversiteye istanbula geldik, abuk sabuk evlerde 2-3 arkadaş ev tutmak durumunda kaldık. çocukluğumuzda da ergenliğimizde de üniversite hayatımız boyunca da lüks bir hayat yaşamadık ikimizde. arada sırada tatillerde ya da yurt dışı eğitim için falan iyi paralar harcadık ama çok nadir oldu onlarda. ailenin öyle aman aman bi yatırımı da olmadı 2-3 ev ve bir araba mevcut. öyle ultra lüks ev ve arablar da değil hani.
zengin arkadaşlarım kimi zaman oldu, zenginlik 8-10-15 bin kazanıp olmadığını onlardan biliyorum. 3-4 araba lüks manzaalı bi ev vsvs için daha yüksek gelir olması lazım. çoğu kişi için 8k yüksek bir gelir olabilir ama aslında sadece yaşamak için gerekli bi r gelir bu
zengin arkadaşlarım kimi zaman oldu, zenginlik 8-10-15 bin kazanıp olmadığını onlardan biliyorum. 3-4 araba lüks manzaalı bi ev vsvs için daha yüksek gelir olması lazım. çoğu kişi için 8k yüksek bir gelir olabilir ama aslında sadece yaşamak için gerekli bi r gelir bu
0
der meister ve j r r benim anlatmaya calisip da anlatamadigim (ya da sizin anlamak istemediginiz) seyleri guzelce aciklamis.
0
Gayet ideal bir hayat yaşayıp "geçinememek" demek ahlaksızlık ve açgözlülüktür. O zaman ben de 200.000 lira alıyorum ama her ay 180 bin lirası yeni arabaya gidiyor ve yetmiyor :( desem ben de mi geçinemiyor olacağım. Maddi geliri yükseltme amacı zaten yaşam koşularını iyileştirmek değil mi? E tamam evin guzel işin guzel çocukların özel okulda 2 araban var kendi işin var daha ne? 40 bin lira da alsa o parayı bitirip anca yetiyor der insan zaten. Çok saçma.
0
aylık net gelirim 3 milyar 750 milyon.. milyar.
ben bu parayı ne yaptım? evden işe ray döşettim, işe kendi metromla gidiyorum.
hala da param var, bitmiyor namussuz... yanlış mı yapıyorum acaba?
yaşasın dan bilzeryanizm
ben bu parayı ne yaptım? evden işe ray döşettim, işe kendi metromla gidiyorum.
hala da param var, bitmiyor namussuz... yanlış mı yapıyorum acaba?
yaşasın dan bilzeryanizm
0
Ben de cocuklari ozel okula gonderme gerekliligini anlayamiyorum. Cocugun zekiyse zaten burslu vs. de kazaniyor ozel okulu, ya da iyi devlet okullarini. Yok degilse ozele gitse de bir sey olmuyor. Cocugum ozele gittigi icin su becerilere sahip, bakin ozele gitmeyenler bundan yoksun diyebiliyor musun? Ozel okul cocuga bakis acisi, kultur vs katmiyor cocukta bunlara ulasabilme yetebegi varsa her yerde aliyor zaten.
0
la noix
neden bugün yapılıyor?belediyeden falan mesaj geldi, evin yakınındaki okulda etkinlik var. tayyip demeç vermiş sanırım. saatleri geri alırken fazla mı gittik?
neden bugün yapılıyor?
belediyeden falan mesaj geldi, evin yakınındaki okulda etkinlik var. tayyip demeç vermiş sanırım. saatleri geri alırken fazla mı gittik?
belediyeden falan mesaj geldi, evin yakınındaki okulda etkinlik var. tayyip demeç vermiş sanırım. saatleri geri alırken fazla mı gittik?
0
Tayyip ne demeç vermiş?
orasını bilmiyorum da bazen devletlü büyüklerimizin programı uymayınca kaydırdıkları şeyler oluyor. ekimde açılan üniversiteye aralıkta açılış töreni yapmak gibi.
orasını bilmiyorum da bazen devletlü büyüklerimizin programı uymayınca kaydırdıkları şeyler oluyor. ekimde açılan üniversiteye aralıkta açılış töreni yapmak gibi.
0
strangerinhere
Moda oldu bu olay sanirim, herkesten duymaya basladim. Is yerlerine banka calisanlari geliyor, iste soyle mantikli, boyle harika, hemen baslatalim sizi vs... Genc yasta baslamak mantikli mi sizce buna? Mesela universitede okurken bireysel emeklilik adi altinda her ay 100-200 tl yatirip birikim yapma
Moda oldu bu olay sanirim, herkesten duymaya basladim. Is yerlerine banka calisanlari geliyor, iste soyle mantikli, boyle harika, hemen baslatalim sizi vs...
Genc yasta baslamak mantikli mi sizce buna? Mesela universitede okurken bireysel emeklilik adi altinda her ay 100-200 tl yatirip birikim yapmaya calisanlar var, biraz gereksiz geldi bana. Siz ne dusunuyorsunuz bu konuda?
Genc yasta baslamak mantikli mi sizce buna? Mesela universitede okurken bireysel emeklilik adi altinda her ay 100-200 tl yatirip birikim yapmaya calisanlar var, biraz gereksiz geldi bana. Siz ne dusunuyorsunuz bu konuda?
0
devlet desteği var yüzde yirmi beş, emekli olmak yerine para biriktiriyomuşsun gibi düşünebilirsin. diyelim 30 yaşında ev almak istiyosun veya ev peşinatı, şimdiden devlet desteğiyle biriktirirsen ve onlar bi fonda değerlenirse ve x sene sonra, devletin verdiği yüzde yirmi beşin en az kesileceği şekilde çıkarsan, karlı oluyor diye duymuştum.
0
geçim sıkıntısı çekmiyorsanız faydalı bence, köşeye para koymuş oluyorsunuz. bir süre sonra devlet %25 ekliyor. önümüzdeki yıllarda şu anki faiz oranları (%10-12) devam ederse bankada biriktirmekten daha karlı. 2 sene sonra faiz %60'a çıkar da devlet %25 eklemeye devam ederse sıkıntı büyük tabii.
0
adının emeklilik olması insanları cezbediyor ancak bu aslında bir tasarruf sistemi, emeklilik değil.
bence 30 yaşında ev alınacaksa pek mantıklı değil
erken çıkınca kesintisi oluyor, devletin katkısı alınamıyor vs.
benim babam üye mesela onun için mantıklı olabilir çünkü zaten 58 yaşında adam (56dan sonra çıkabiliyorsun) 10 senesi doldu, bu durumdaki insanlar için mantıklı.
kardeşim de yaptırdı (25 yaşındaydı sanırım girdiğinde) evi arabası yok. ama yaptırdı, az az ödüyor. onun içinse şöyle bir durum var; bu kız tüketim canavarı ve başka türlü birikim yapamıyor. bunu yaptırdı otomatik ödeme verdi ve unuttu 30 sene daha sonraya güzel bir birikim olacak, tabi bu memlekette 30 sene sonra devlet onu ne yapar bu riski almak gerekiyor :/
bence 30 yaşında ev alınacaksa pek mantıklı değil
erken çıkınca kesintisi oluyor, devletin katkısı alınamıyor vs.
benim babam üye mesela onun için mantıklı olabilir çünkü zaten 58 yaşında adam (56dan sonra çıkabiliyorsun) 10 senesi doldu, bu durumdaki insanlar için mantıklı.
kardeşim de yaptırdı (25 yaşındaydı sanırım girdiğinde) evi arabası yok. ama yaptırdı, az az ödüyor. onun içinse şöyle bir durum var; bu kız tüketim canavarı ve başka türlü birikim yapamıyor. bunu yaptırdı otomatik ödeme verdi ve unuttu 30 sene daha sonraya güzel bir birikim olacak, tabi bu memlekette 30 sene sonra devlet onu ne yapar bu riski almak gerekiyor :/
0
paramı başka kimseye emanet etmek gereksiz geliyor bana. üstelik 30 sene sonrasına ve acil bir durumda çıktığınızda da elinizde bir şey kalmıyor. ama yatırım araçları vs hakkında bilgisi olmayan biri için mantıklı olabilir.
0
su anki sartlarda kazanan banka. zaten banka reklamlarindaki isrardan anlasiliyor. 1 yil once bankaci bana da teklif etti, oraya yatiracagim parayi kendim degerlendiririm dedim (altin, doviz, borsa, faiz, vb). Ve sonunda hakli ciktim ben kendim daha cok kazandim. cunku belirli bir yildan once sistemden cikarsan %25 devlet destegini hak edemiyorsun, verdigin parayi alip cikiyorsun ki bu arada enflasyondu zartti zurttu derken senin paranin satin alma gucu dusmus oluyor zaten.
0
old possum
Şimdi ben bir kaç yıldır kına kullanıyorum. İki ayda bir yakıyorum, saçımda beyaz olmadığı için idare ediyor. Pırıl pırıl ve canlı yapıyor. Fakat ilk yaktığımda saçımı epeyce kurutuyor.Kirli saça yaksam olur dimi? Hani daha az kurutur gibi.
Şimdi ben bir kaç yıldır kına kullanıyorum. İki ayda bir yakıyorum, saçımda beyaz olmadığı için idare ediyor. Pırıl pırıl ve canlı yapıyor. Fakat ilk yaktığımda saçımı epeyce kurutuyor.
Kirli saça yaksam olur dimi? Hani daha az kurutur gibi.
Kirli saça yaksam olur dimi? Hani daha az kurutur gibi.
0
olur.
bir de zeytinyağı veya badem yağı ile karıştırmayı dene. yumuşatır diye tahmin ediyorum.
bir de zeytinyağı veya badem yağı ile karıştırmayı dene. yumuşatır diye tahmin ediyorum.
0
gijilti
Eğer bir şubeye gidebilseydik ve paramızı yatırıp dekont alsaydık ve de hesabı online işleme kapatabilseydik tam güvenli olurdu. Ama şube olmadığı için bana tam güven vermiyor. Başka riskleri var mı? Büyük ölçekte paranızı yatırır mıydınız?Mesela 50.000 TLveya250.000 TL?
Eğer bir şubeye gidebilseydik ve paramızı yatırıp dekont alsaydık ve de hesabı online işleme kapatabilseydik tam güvenli olurdu. Ama şube olmadığı için bana tam güven vermiyor.
Başka riskleri var mı? Büyük ölçekte paranızı yatırır mıydınız?
Mesela 50.000 TL
veya
250.000 TL?
Başka riskleri var mı? Büyük ölçekte paranızı yatırır mıydınız?
Mesela 50.000 TL
veya
250.000 TL?
0
Sen herhangi bir bankanin atiyorum is bankasinin internet subesini kullandiginda oranin uzerinden de hemen hemen her istedigini yapamiyor musun?
Baska soru?
Baska soru?
0
yatırdım bişi olmadı
adamların olayı zaten şube olmaması dediğin şeyi yapınca ne olayı olacak ki? ve avrupada da aynı böyle çalışan banka sistemi var
adamların olayı zaten şube olmaması dediğin şeyi yapınca ne olayı olacak ki? ve avrupada da aynı böyle çalışan banka sistemi var
0
enparanın kuruluş amacı zaten şubesiz masrafsız banka. yani tamamen elektronik. hesabı online işleme kapatmak bu amaca-konsepte aykırı ve mantıksız olmaz mı ?
finansbank'a gidip şubeden para yatırıp dekont almanla, en para hesabına eft yapıp onun e-dekontunu alman aynı şey.
yatırdım, yatırırım
finansbank'a gidip şubeden para yatırıp dekont almanla, en para hesabına eft yapıp onun e-dekontunu alman aynı şey.
yatırdım, yatırırım
0
chandler bing1
erkek tarafı bana sordu da ben de tabi bekar olduğum için çok da ne diyeceğimi bilemedim. 2 yıllık evliler. cinsel hayatları yok denecek kadar az. bazen unutuyoruz, çok fazla çalışıyoruz zaman yok falan diyor. ortalamaya vursak son altı ayda haftada 1 max'dır diyor. bu normal mi? aramızada evliler v
erkek tarafı bana sordu da ben de tabi bekar olduğum için çok da ne diyeceğimi bilemedim.
2 yıllık evliler. cinsel hayatları yok denecek kadar az. bazen unutuyoruz, çok fazla çalışıyoruz zaman yok falan diyor. ortalamaya vursak son altı ayda haftada 1 max'dır diyor.
bu normal mi?
aramızada evliler varsa onların yorumlarını daha çok almak isterim.
unutma nedir abi? :)
2 yıllık evliler. cinsel hayatları yok denecek kadar az. bazen unutuyoruz, çok fazla çalışıyoruz zaman yok falan diyor. ortalamaya vursak son altı ayda haftada 1 max'dır diyor.
bu normal mi?
aramızada evliler varsa onların yorumlarını daha çok almak isterim.
unutma nedir abi? :)
0
Evlilik degil de olay bence yasam sekillerinde. Asiri yogun tempolu ve strestli calisma basli basina yeter. Bir de ustune kotu besleniyorlarsa normal bence.
0
kim lan bunlar biz mi sorduk acaba çok tanıdık geldi.
2 yıllık evliyiz 29/30 farklı yakalarda çalışıp evden 6.30'larda çıkıp 19-20 arası dönüyoruz hatta bazen mesai ile gece yarısı. eve döndüğümde zaten alt üst olmuşum yoldan iş stresi vs geri kalan vakitte efor harcamak yerine yemek hazırlamak dinlenmek ve biraz içki içip bayılmakla geçiyoruz.
2 yıllık evliyiz 29/30 farklı yakalarda çalışıp evden 6.30'larda çıkıp 19-20 arası dönüyoruz hatta bazen mesai ile gece yarısı. eve döndüğümde zaten alt üst olmuşum yoldan iş stresi vs geri kalan vakitte efor harcamak yerine yemek hazırlamak dinlenmek ve biraz içki içip bayılmakla geçiyoruz.
0
evli olsam 2 arada bi derede çabuğundan da olsa (öhem bu kadar ayrıntı yeter) olmazsa benim için sıkıntı olur, adamı darlarım kesin, karakter olarak ben böyleyim başka şeyler eksik kalır, hayat buna göre düzenlenir, adı evlilikse cinsellik eksik kalmaz diye düşünüyorum. ama bekara yorum yapmak kolay :))
ve fakat sabah 6da kalkıp işe giden insana da yazık tabi ki, unutma nedir; e 2 sene olmuş bu yoğunlukla ve uykusuzlukla unutulur, sen hiç sabah okula gelirken eteğini giymeyi unutan kız görmedin mi, neler unutuluyor.
ve fakat sabah 6da kalkıp işe giden insana da yazık tabi ki, unutma nedir; e 2 sene olmuş bu yoğunlukla ve uykusuzlukla unutulur, sen hiç sabah okula gelirken eteğini giymeyi unutan kız görmedin mi, neler unutuluyor.
0
386 dx +1
Evlilik "evlenmeden olmaz" diyen ya da toplum baskısı ile birlikte yaşama, sevgili kalma vs. yerine evliliği seçenlerin ya da sadece seks için evlenenlerin 2-3 heveslerini aldıktan sonra kardeş kardeş yaşayıp senede, özel günler + 3 5 defa sevişmesi olayı zaten. Çok da şey yapmasınlar.
Evlilik "evlenmeden olmaz" diyen ya da toplum baskısı ile birlikte yaşama, sevgili kalma vs. yerine evliliği seçenlerin ya da sadece seks için evlenenlerin 2-3 heveslerini aldıktan sonra kardeş kardeş yaşayıp senede, özel günler + 3 5 defa sevişmesi olayı zaten. Çok da şey yapmasınlar.
0
tamam evlilerin allah belasını vermiş de, evli değilken nasıl olm? günde 2 kere mi sevişiyonuz siz? her gün mü günaşırı mı? bi işi ve sosyal hayatı olan bir çift için haftada 1 bence güzel.
0
--özellikle alışkanlık--, stres, iş, yorgunluk, sigara, başım ağrıdı, kukum sızlıyor, halı saha maçı, valide ziyareti gibi "evlilik rutini" derken haftada 1'e 2'ye kadar iniyor işte olaylar 2-3 senede. onları aynı binada farklı evlerde yaşatsan, o sayı haftada 2-3'e çıkar eminim.
evlilik zaten yapı gereği seks düşmanı bir kavram. çok fularlı oldu ama malesef öyle.
evlilik zaten yapı gereği seks düşmanı bir kavram. çok fularlı oldu ama malesef öyle.
0
haftada 1 max 2 yıllık evli çift için az. Neden bu kadar az olduğuyla ilgili bir sürü olasılık var.oturup konuşmaları gerekirse erkeğin libidoyla ilgili tıbbi yardım alması lazım.
0
chandler bing1
bu konu hakkında bilgisi olan var mı? ingiltere ve norveç'i kendim deneyimledim. arkadaşlardan ordan burdan duyduğum kadarıyla da amerika ve kanada'da da durum aynı.sigortalı da olsan doktor randevusunu almak aylar sürüyor. acil'e gidince en az 3-4 saat kimse seninle ilgilenmiyor falan.nedir olay?
bu konu hakkında bilgisi olan var mı? ingiltere ve norveç'i kendim deneyimledim. arkadaşlardan ordan burdan duyduğum kadarıyla da amerika ve kanada'da da durum aynı.
sigortalı da olsan doktor randevusunu almak aylar sürüyor. acil'e gidince en az 3-4 saat kimse seninle ilgilenmiyor falan.
nedir olay?
sigortalı da olsan doktor randevusunu almak aylar sürüyor. acil'e gidince en az 3-4 saat kimse seninle ilgilenmiyor falan.
nedir olay?
0
çünkü sağlık ve eğitim develtin üstündeki kambur. para yetmiyor. devletinde sevmediği iki konu. hatta beceremediği. ama asli görevleri arasında ilk üçte yer alan. bak mesela vergi sistemine, ödeme yapmak için bi randevu alma işin olsun en fazla 1 haftaya alırsın. çünkü develt randevu sırasının 1 aya çıktığını görünce yeni bi memur alrı oraya.
ama sağlıkta öyle değil. çünkü sağlık para getirmez. götürür. bu yüzden sallar her zaman. şimdi git herhangi bir devlet hastanesine sıra var 2 3 saat beklersin. bundan 3 ay sonra git. yine sıra var yine beklersin.
peki neden bekliyorsun. 3 doktor var 100 hasta var yetişmiyor. doktorlarda zaten halkı siklemiyor, yapacağı işten daha azını yapıyor. memur sonuçta.
aynısı özel sektörde olsa ne olur. ilk gün sırayı gören patron odasına mutlu gider, işler iyi bu gün paranın amına koduk diye düşünerek. sonra yine sıra olmaya başlayınca doktor sayısı artar 4 5 6 7 10 20 neye ihtiyaç varsa. ee ona göre de geliri vardır çünkü.
ee devletin bundan geliri var mı? yok. zarar ediyor. doktor olan memurun hasta sikinde mi. yok. (hiç aksini iddia etmeyin) o yüzden sağlık sektörü her zaman sıkıntılıdır.
mesela diyorlarya hani kemal kılıçdaroğlu sskyı batırdı diye. sanırısn adam ticarethane işletiyor da batırdı. zarar edecek tabi başka çaresi mi var? hatta şahsi düşüncem ne kadar çok zarar etmişse o kadar halka yardım etmiş demektir. (tabi bu zarar personel kaynaklı, malzeme kaynaklı yoksa 3 kuruşlu ihale için 10 kuruş vermeyle olan zarar değil)
ee kapitalist sistemde kar yoksa neden hizmet olsun.
ya da komün sistemde bir doktor içinden gelmiyorsa neden hastalara baksın. zorla yaptırırsan da işi yavaşlatır, orospu çocukluğunda yeni yöntemler bulur.
özetle hasta olursan paran olsun, özel hastaneye git.
ama sağlıkta öyle değil. çünkü sağlık para getirmez. götürür. bu yüzden sallar her zaman. şimdi git herhangi bir devlet hastanesine sıra var 2 3 saat beklersin. bundan 3 ay sonra git. yine sıra var yine beklersin.
peki neden bekliyorsun. 3 doktor var 100 hasta var yetişmiyor. doktorlarda zaten halkı siklemiyor, yapacağı işten daha azını yapıyor. memur sonuçta.
aynısı özel sektörde olsa ne olur. ilk gün sırayı gören patron odasına mutlu gider, işler iyi bu gün paranın amına koduk diye düşünerek. sonra yine sıra olmaya başlayınca doktor sayısı artar 4 5 6 7 10 20 neye ihtiyaç varsa. ee ona göre de geliri vardır çünkü.
ee devletin bundan geliri var mı? yok. zarar ediyor. doktor olan memurun hasta sikinde mi. yok. (hiç aksini iddia etmeyin) o yüzden sağlık sektörü her zaman sıkıntılıdır.
mesela diyorlarya hani kemal kılıçdaroğlu sskyı batırdı diye. sanırısn adam ticarethane işletiyor da batırdı. zarar edecek tabi başka çaresi mi var? hatta şahsi düşüncem ne kadar çok zarar etmişse o kadar halka yardım etmiş demektir. (tabi bu zarar personel kaynaklı, malzeme kaynaklı yoksa 3 kuruşlu ihale için 10 kuruş vermeyle olan zarar değil)
ee kapitalist sistemde kar yoksa neden hizmet olsun.
ya da komün sistemde bir doktor içinden gelmiyorsa neden hastalara baksın. zorla yaptırırsan da işi yavaşlatır, orospu çocukluğunda yeni yöntemler bulur.
özetle hasta olursan paran olsun, özel hastaneye git.
0
gelişmiş ülke vatandaşısın diyelim
işsizlik maaşı alıp 2 de çocuk yapsan buradaki ortalama memurdan daha iyi geçinirsin ucuz diye antalyada tatil yaparsın filan işte. herhangi bir işte part-time çalışsan güzel bi maaş alırsın kayak yaparsın.
bu durumda neden tıp okuyasın? 6-8-10 sene uğraşasın? mesela isveçlisin? zaten okumuyorlar da yetmiyor kendi doktorları ABden doktor getiriyorlar. düşünsene 5 milyon nüfusun var, kimse doğurmuyor zaten hocam kaç tane jinekolojik onkoloji uzmanı olabilir?
ABD sosyal devlet değil evet, ama orada da tıp okumak çok pahalı.
üstüne yanlış bir teşhis koyarsan ayvayı yedin buradaki gibi değil davası cezası, risk almak istemiyorlar 6 ay git gel herşeye bakalım diyorlar.
üstüne benim gördüğüm, mesela biz bölgemizde görülen hastalıkları iyi biliyoruz (atıyorum akdeniz anemisi) adam 72 çeşit milletten insan görüyor ABDde yahut sadece kendi köyünü biliyor (kuzey avrupada) bizim doktorlar gibi 1milyon hasta bakmıyor senede. bazı vakaları hayatlarında hiç görmemiş oluyorlar kitaptan okuyorlar şaka gibi, bu da bizim ülke insanı için yurtdışında sıkıntı oluşturuyor.
ayrıca özel hastane olayı da hikaye özel hastaneler otel hizmeti verir, güzel ilgilenir ama mesela doğuma gittin komplikasyon var seni bir güzel zekai tahir burak'a sevk eder.
işsizlik maaşı alıp 2 de çocuk yapsan buradaki ortalama memurdan daha iyi geçinirsin ucuz diye antalyada tatil yaparsın filan işte. herhangi bir işte part-time çalışsan güzel bi maaş alırsın kayak yaparsın.
bu durumda neden tıp okuyasın? 6-8-10 sene uğraşasın? mesela isveçlisin? zaten okumuyorlar da yetmiyor kendi doktorları ABden doktor getiriyorlar. düşünsene 5 milyon nüfusun var, kimse doğurmuyor zaten hocam kaç tane jinekolojik onkoloji uzmanı olabilir?
ABD sosyal devlet değil evet, ama orada da tıp okumak çok pahalı.
üstüne yanlış bir teşhis koyarsan ayvayı yedin buradaki gibi değil davası cezası, risk almak istemiyorlar 6 ay git gel herşeye bakalım diyorlar.
üstüne benim gördüğüm, mesela biz bölgemizde görülen hastalıkları iyi biliyoruz (atıyorum akdeniz anemisi) adam 72 çeşit milletten insan görüyor ABDde yahut sadece kendi köyünü biliyor (kuzey avrupada) bizim doktorlar gibi 1milyon hasta bakmıyor senede. bazı vakaları hayatlarında hiç görmemiş oluyorlar kitaptan okuyorlar şaka gibi, bu da bizim ülke insanı için yurtdışında sıkıntı oluşturuyor.
ayrıca özel hastane olayı da hikaye özel hastaneler otel hizmeti verir, güzel ilgilenir ama mesela doğuma gittin komplikasyon var seni bir güzel zekai tahir burak'a sevk eder.
0
saglik, egitim ve adalet bu ücü bir ülkenin temel üc diregi. bunu meslekleri yapan insanlarin tepeden asagiya cok özel etik ve ahlak degerlerine sahip olmalari gerekiyor. Bu etik degerler dünyanin her yerinde yipraniyor. Gelismis ülkeler sagligi devlet elinde tutuyor cünkü sosyal devlet olmak bunu emrediyor. Bu nedenle bozukluk ne ise tamamen hastaya yansiyor. Karlilik göz önünde bulundurulmuyor, karliligin ve rekabetin olmadigi meslek dallarinda denetim tamamen etik ile saglaniyor. Merkezden denetim bir yere kadar.
Peki cözüm özellestirme mi ? türkiyede bu sorun özellestirme ve yari özellestirme ile cözülmeye calisiyor ve sorunlar daha ticari uslup ile gizleniyor, daha iyi pazarlama marketing yapiliyor. Özeller zaten malum tam bir ticarethane gibi. O tedavi karli olmasi lazim mesela bir kadin dogum yapacagi zaman normal dogum karli degil, ama sezeryan tüm hastahaneler ve doktorlar icin kar ve prim olarak dönüyor. Bunu problemi teyit etmek icin su iki ülkeye bakmak yeterli, Amerika ve türkiye. Bu iki ülke saglikta özellestirme yapan ülkeler ve amerikada sezaryan orani %35 ve türkiyede %45. Ama gercekte tüm dogumlarda sezaryana ihtiyac %5, almanya gibi ülkelerde bu bu sekilde. O nedenle türkiyede özel ve yari özel hastanelerde cok iyi ilgilenirler, seni özel hissettirirler cünkü seni karli tedaviye ikna etmeleri lazim.
özetle iki yol var, sosyal devletlerde kar amaci gütmeyen devlet kurumlari tüm sorunlariyla ortada olan saglik sistemi. Ya da amerika ve türkiyedeki gibi marketing essasli, sirket gibi yönetilen saglik sistemi, kar amaciyla sagliksiz ve gereksiz tedaviler. müsteri gibi davranilan, özel hissetirilen hastalar..
Peki cözüm özellestirme mi ? türkiyede bu sorun özellestirme ve yari özellestirme ile cözülmeye calisiyor ve sorunlar daha ticari uslup ile gizleniyor, daha iyi pazarlama marketing yapiliyor. Özeller zaten malum tam bir ticarethane gibi. O tedavi karli olmasi lazim mesela bir kadin dogum yapacagi zaman normal dogum karli degil, ama sezeryan tüm hastahaneler ve doktorlar icin kar ve prim olarak dönüyor. Bunu problemi teyit etmek icin su iki ülkeye bakmak yeterli, Amerika ve türkiye. Bu iki ülke saglikta özellestirme yapan ülkeler ve amerikada sezaryan orani %35 ve türkiyede %45. Ama gercekte tüm dogumlarda sezaryana ihtiyac %5, almanya gibi ülkelerde bu bu sekilde. O nedenle türkiyede özel ve yari özel hastanelerde cok iyi ilgilenirler, seni özel hissettirirler cünkü seni karli tedaviye ikna etmeleri lazim.
özetle iki yol var, sosyal devletlerde kar amaci gütmeyen devlet kurumlari tüm sorunlariyla ortada olan saglik sistemi. Ya da amerika ve türkiyedeki gibi marketing essasli, sirket gibi yönetilen saglik sistemi, kar amaciyla sagliksiz ve gereksiz tedaviler. müsteri gibi davranilan, özel hissetirilen hastalar..
0
kankiii ingilterede 3-4 saat bekliyorsun randevusuz olunca ama sıra sana gelince de köpek gibi ilgileniyorlar her şeyine bakıyorlar. tr'deki gibi 5-10 dakikalık muayene yok orda. ilaçlarını doktor veriyor çoğu zaman, para vermiyorsun. ücretsiz sağlık sistemi tüm dünya vatandaşlarına neredeyse. daha ne yapsın la adamlar. adamlarda her bi haltı book'lamak kültür zaten, bi tek onu yapman lazım, onu da yapıver bi zahmet.
0
kötü değiller. uluslararası sıralamalardaki yerleri ve kamu yoklamalarındaki memnuniyet oranları da epey yüksek.
türkiye'de olur olmaz her şeye ilaç antibiyotik yazılmasına, bir dolu alakasız test yapılmasına, gerekli gereksiz uzman doktorlar görmeye alışık olduğumuz için yurt dışındaki ilgi alışık olmayana kötü geliyor. ingiltere'de doktor randevusunu genelde 1-2 hafta içinde alabiliyorum, buna ek olarak her gp'nin her hafta haftasonu veya akşam saatlerinde walk-in saatleri de var. ayrıyeten randevusuz gelen hastayı kabul eden walk-in merkezleri de var.
acil servisler ise adı üstünde gerçekten hayati tehlike teşkil eden durumlar (bilinç kaybı, göğüs ağrısı, durmayan kanama, solunum güçlüğü, yanık vs) için var. gidip de 3-4 saat bekleyebiliyorsanız muhtemelen pek de acillik bir haliniz yok.
türkiye'de olur olmaz her şeye ilaç antibiyotik yazılmasına, bir dolu alakasız test yapılmasına, gerekli gereksiz uzman doktorlar görmeye alışık olduğumuz için yurt dışındaki ilgi alışık olmayana kötü geliyor. ingiltere'de doktor randevusunu genelde 1-2 hafta içinde alabiliyorum, buna ek olarak her gp'nin her hafta haftasonu veya akşam saatlerinde walk-in saatleri de var. ayrıyeten randevusuz gelen hastayı kabul eden walk-in merkezleri de var.
acil servisler ise adı üstünde gerçekten hayati tehlike teşkil eden durumlar (bilinç kaybı, göğüs ağrısı, durmayan kanama, solunum güçlüğü, yanık vs) için var. gidip de 3-4 saat bekleyebiliyorsanız muhtemelen pek de acillik bir haliniz yok.
0
jangling jack
sırf çocuktan dolayı mı terk etmiyorlar yoksa değişim mi zor geliyor? çevre baskısı, dul kadın goygoyu falan da var da, ne bileyim gayet eğitimli kadınlarda terk etmiyor o lavukları. benim aklım almıyor. mesela 20 sap şirket tarafından sırbıstan'a ya da orospuların görece daha ucuz olduğu doğu avrup
sırf çocuktan dolayı mı terk etmiyorlar yoksa değişim mi zor geliyor? çevre baskısı, dul kadın goygoyu falan da var da, ne bileyim gayet eğitimli kadınlarda terk etmiyor o lavukları.
benim aklım almıyor. mesela 20 sap şirket tarafından sırbıstan'a ya da orospuların görece daha ucuz olduğu doğu avrupaya falan gidiyorlar. ya da diyelim romanya, bulgaristan, moldova olsun. mözö gözcöz. kim yer ki bunu?
ne diyor ki bu gavatlar eve? biliyorsun orospuya 200 euro verecek işte. içten içe hepimiz biliyoruz. iş gezisine gidiyoom hayatım falan, nasıl kabulleniyorlar ki bunu?
kadın olmadığım için mi anlamıyorum lan? hadi yüzük olmasın, sevgililik olsun. konuşuyorsun mesela dayak yemiş oluyor tokatta olsa, aldatılmış ama ilişkisini devam ettirmiş oluyor. nasıl bi saçmalık anlamıyorum ben. hiç birisinin mi kendisine saygısı yok?
benim aklım almıyor. mesela 20 sap şirket tarafından sırbıstan'a ya da orospuların görece daha ucuz olduğu doğu avrupaya falan gidiyorlar. ya da diyelim romanya, bulgaristan, moldova olsun. mözö gözcöz. kim yer ki bunu?
ne diyor ki bu gavatlar eve? biliyorsun orospuya 200 euro verecek işte. içten içe hepimiz biliyoruz. iş gezisine gidiyoom hayatım falan, nasıl kabulleniyorlar ki bunu?
kadın olmadığım için mi anlamıyorum lan? hadi yüzük olmasın, sevgililik olsun. konuşuyorsun mesela dayak yemiş oluyor tokatta olsa, aldatılmış ama ilişkisini devam ettirmiş oluyor. nasıl bi saçmalık anlamıyorum ben. hiç birisinin mi kendisine saygısı yok?
0
bence temel düşünce :daha iyisini mi bulacam hepsi aynı
ayrıca 20 sapı moldovyaya iş gezisine kim götürüyor yahu benim etrafımda olmuyor pek fazla öyle şeyler anca duyuyorum x firması götürmüş, y kişisi gitmiş diye. onlar da mesela AKPnin ilçe başkanı olduğu için duyuluyor :P adamı istifa ettirdiler tayvan gezileri sonucunda değilse duyacağımız yok.
iş gezisine gidiyorum "hayatım" ehehe canım benim ya sana ne anlatacam:
ben bir keresinde insanlar nasıl sigara içen sevigli yapar yaa anlamıyorum filan demiştim. düşünsene adam eve geliyor bi öpüyorsun kül tablası gibi.., demiştim.
orada 10 senelik evli bir abimiz (ki gelenekçi bir aile akrabasıyla evli vs) eve gelen kocanı öpüyorsun? hıı evet tabi, demişti.(bu abimizin gitmediği iş gezisi yok)
böyle yani.
ayrıca 20 sapı moldovyaya iş gezisine kim götürüyor yahu benim etrafımda olmuyor pek fazla öyle şeyler anca duyuyorum x firması götürmüş, y kişisi gitmiş diye. onlar da mesela AKPnin ilçe başkanı olduğu için duyuluyor :P adamı istifa ettirdiler tayvan gezileri sonucunda değilse duyacağımız yok.
iş gezisine gidiyorum "hayatım" ehehe canım benim ya sana ne anlatacam:
ben bir keresinde insanlar nasıl sigara içen sevigli yapar yaa anlamıyorum filan demiştim. düşünsene adam eve geliyor bi öpüyorsun kül tablası gibi.., demiştim.
orada 10 senelik evli bir abimiz (ki gelenekçi bir aile akrabasıyla evli vs) eve gelen kocanı öpüyorsun? hıı evet tabi, demişti.(bu abimizin gitmediği iş gezisi yok)
böyle yani.
0
kadinlarin efendi adam yerine pic tercihi herhalde.
olasiliklar bana gore sunlar;
-o kadar emek verdik iliskimize, oyle bir kalemde bitemez
-beni seviyor, o kadin bir anlik hevesti
-cocuk babasiz kalacak (adam oldu sanki...)
-el alem ne der
-dul olacagim sarkan laf eden cok olur
-itibarim zedelenir
-bir daha yapmaz
-iyi kotu bi iliskimiz var bi daha kim ugrasacak
bilmiyorum ben de anlam veremiyorum, ama boyle dusunuyor olaibilrler.
olasiliklar bana gore sunlar;
-o kadar emek verdik iliskimize, oyle bir kalemde bitemez
-beni seviyor, o kadin bir anlik hevesti
-cocuk babasiz kalacak (adam oldu sanki...)
-el alem ne der
-dul olacagim sarkan laf eden cok olur
-itibarim zedelenir
-bir daha yapmaz
-iyi kotu bi iliskimiz var bi daha kim ugrasacak
bilmiyorum ben de anlam veremiyorum, ama boyle dusunuyor olaibilrler.
0
Doğu Avrupa emin ol fahişeler açısından çok daha temiz bir sicile sahip.
Sen Batı Avrupadan kork.
Sen Batı Avrupadan kork.
0
0
ekyil
kafamda deli sorular..1. yurt disinda yasayan Turk vatandasinin ev almasinin ve kiraya vermesinin, Turkiye'de yasayan bir vatandasinkinden ne gibi farklari vardir?2. ev sahibi olmanin masrafi nedir? emlak vergisi, kiralanirsa gelir vergisi vs. (rakam vermek mumkun olmayan durumlarda yaklasik oran ve
kafamda deli sorular..
1. yurt disinda yasayan Turk vatandasinin ev almasinin ve kiraya vermesinin, Turkiye'de yasayan bir vatandasinkinden ne gibi farklari vardir?
2. ev sahibi olmanin masrafi nedir? emlak vergisi, kiralanirsa gelir vergisi vs. (rakam vermek mumkun olmayan durumlarda yaklasik oran verebilirsiniz)
3. kredi cekerek ev almak mi daha mantikli, pesin mi? (masraflar acisindan, yoksa pesin para her kapiyi acar..)
4. ev alirken ne gibi masraflar var? tapu ivir zivir isleri..
5. bir suru daha var ama simdilik yeter :) tesekkurler
1. yurt disinda yasayan Turk vatandasinin ev almasinin ve kiraya vermesinin, Turkiye'de yasayan bir vatandasinkinden ne gibi farklari vardir?
2. ev sahibi olmanin masrafi nedir? emlak vergisi, kiralanirsa gelir vergisi vs. (rakam vermek mumkun olmayan durumlarda yaklasik oran verebilirsiniz)
3. kredi cekerek ev almak mi daha mantikli, pesin mi? (masraflar acisindan, yoksa pesin para her kapiyi acar..)
4. ev alirken ne gibi masraflar var? tapu ivir zivir isleri..
5. bir suru daha var ama simdilik yeter :) tesekkurler
0
1. hangi ülkede? normalde bir farkı yok ama çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması yoksa iki ülke de vergi isteyebilir.
2. emlak vergisi yıllık
Binalarda ilçelerde Binde 2 büyükşehir'de Binde 4
Meskenlerde ilçelerde Binde 1 büyükşehir'de Binde 2
Arazilerde ilçelerde Binde 1 büyükşehir'de Binde 2
Arsalarda ilçelerde Binde 3 büyükşehir'de Binde 6
kira geliri için gelir vergisi. kazancın ortalama %27-30'u diyebilirsin. işyeri alıp kiraya verirsen stopajı işyeri vereceği için ilave vergi çok az ödersin.
3. değer artışı olacaksa kredi çekerek. yoksa bina değeri kadar bankaya faiz verirsin. artı, ödeme sıkıntısı yaşadığında satışa çıkarılır, piyasa fiyatının altında satılır, banka ilk faiz tahsil ettiği için anaparan eksilmemiştir ve ortada kalırsın.
4. tapu harcı. emlak bedelinin %2'si.
2. emlak vergisi yıllık
Binalarda ilçelerde Binde 2 büyükşehir'de Binde 4
Meskenlerde ilçelerde Binde 1 büyükşehir'de Binde 2
Arazilerde ilçelerde Binde 1 büyükşehir'de Binde 2
Arsalarda ilçelerde Binde 3 büyükşehir'de Binde 6
kira geliri için gelir vergisi. kazancın ortalama %27-30'u diyebilirsin. işyeri alıp kiraya verirsen stopajı işyeri vereceği için ilave vergi çok az ödersin.
3. değer artışı olacaksa kredi çekerek. yoksa bina değeri kadar bankaya faiz verirsin. artı, ödeme sıkıntısı yaşadığında satışa çıkarılır, piyasa fiyatının altında satılır, banka ilk faiz tahsil ettiği için anaparan eksilmemiştir ve ortada kalırsın.
4. tapu harcı. emlak bedelinin %2'si.
0
2- kredi çekerek alırsan kredinin faiziydi, tapuda gerçek değer yazağı için senelik amortismanıydı derken gelir vergisi tahakkuk etmiyor
3-krediyi burdan kullnacaksan şu anda burad faiz yüksek. benim avrupada yerleşik bazı arkdaşlarım oradan kullandılar (ama uzun süredir oradalardı) oradan kullanınca daha mantıklı
4 binde 20 sadece alıcının ödeyeceği ama tükiyede usül alıcının satıcının da -eşit olan- payını ödemesi oluyor.bir de tapu dairesi kendine harç alıyor. tabi birileri aracı olacaksa onların komisyonu olur bir de.
3-krediyi burdan kullnacaksan şu anda burad faiz yüksek. benim avrupada yerleşik bazı arkdaşlarım oradan kullandılar (ama uzun süredir oradalardı) oradan kullanınca daha mantıklı
4 binde 20 sadece alıcının ödeyeceği ama tükiyede usül alıcının satıcının da -eşit olan- payını ödemesi oluyor.bir de tapu dairesi kendine harç alıyor. tabi birileri aracı olacaksa onların komisyonu olur bir de.
0
cenkertem.afc
Akıbeti ne oldu merak ediyorum,Kendisi 30lı yaşlarda mafyacari biri ile evlenmek için onun evine kaçan 20li yaşlarda bir kadındıEn son beni de kumara alıştırdı filan diyorduHa aklımda kalan ise erkeğin ayrıldığı eşinden olma çocuğu bunun odasının duvarlarını boyamış camlarını kırmış ev korku filmine
Akıbeti ne oldu merak ediyorum,
Kendisi 30lı yaşlarda mafyacari biri ile evlenmek için onun evine kaçan 20li yaşlarda bir kadındı
En son beni de kumara alıştırdı filan diyordu
Ha aklımda kalan ise erkeğin ayrıldığı eşinden olma çocuğu bunun odasının duvarlarını boyamış camlarını kırmış ev korku filmine dönmüş dediğine göre.
Kimdi yahu bu
Kendisi 30lı yaşlarda mafyacari biri ile evlenmek için onun evine kaçan 20li yaşlarda bir kadındı
En son beni de kumara alıştırdı filan diyordu
Ha aklımda kalan ise erkeğin ayrıldığı eşinden olma çocuğu bunun odasının duvarlarını boyamış camlarını kırmış ev korku filmine dönmüş dediğine göre.
Kimdi yahu bu
0
oha o 30 yasindaki eleman hem mafya hem de doner + ayran mi takiliyor? ya hakkatten oysa ben o basliga yazdigima yaniyorum, hatta klavyeye bastigim karakterlere uzuluyorum simdi. nerede boyle mal seyler var ... burasi donanimhaber - konu disi bolumunu ikiye katlar, soyleyeyim.
0
millet kafasında ayrı bir hayat yaşamaya başladı. inanıyor musunuz bu geyiklere yav? andersen diyorum ben yine. daha iyi yani :)
0
neynep
Muhafızlar kılıçlarını çektilerMuhafızlar kılıçlarını çekti. Hangisi doğru? Kulağa ikinci doğru gibi geliyor ama niye? özne-yüklem uyumu derdimiz yok mu?
Muhafızlar kılıçlarını çektiler
Muhafızlar kılıçlarını çekti.
Hangisi doğru? Kulağa ikinci doğru gibi geliyor ama niye? özne-yüklem uyumu derdimiz yok mu?
Muhafızlar kılıçlarını çekti.
Hangisi doğru? Kulağa ikinci doğru gibi geliyor ama niye? özne-yüklem uyumu derdimiz yok mu?
0
muhafızlar canlı varlıklar olduğu için ikisi de doğru
cansız varlıklarda ikincisi doğru
cansız varlıklarda ikincisi doğru
0
ben bunu zamanında araştırdım. genel kanı özne insan değilse tekil, insansa çoğul olduğu yönündeydi diye hatırlıyorum.
0
Sağolunuz. Yayıncılıkta özellikle şöyle kullanılır, diye bişi diyebilir miyiz peki? (çeviring)
0
öncelikle, ben de çevirmenim. tek bir kuralla açıklamak zor aslında ama bir yazarın şöyle bir notu vardı :
1. Özne tekil olduğunda, yüklem de kendiliğinden tekil olacaktır. Burada sorun pek çıkmaz.
2. Özne çoğul olduğunda iki uygulama biçimi vardır (insan ya da öteki canlı varlıklar arasında ayrım yapmadan):
a. Çoğul özne açıksa, tek bir noktada odaklanan eylemini belirten yüklem tekil olur.
Örnek: "Çocuklar çok akıllıydı."
b. Çoğul özne gizliyse, yüklem çoğul eki alır.
Örnek: "Arkalarına bakmadan çekip gittiler."
3. Özne açık ve tekil olduğunda, saygı ve incelik belirtmek için yüklem çoğul olabilir, ama bunun dilin dışına bir kaçış biçimi olduğu da kabul edilerek.
Örnek: "Öğretmenim nasıllar?"
Çeşitli yazım kılavuzlarının açık hükümlerden kaçındığı ya da hiç değinmediği bu yazım ilkesinin tartışılıp en doğru çözümün bulunması zorunlu görünüyor. Üstelik bu konulardaki kesin hükümleri vermesi beklenen Türk Dil Kurumu'nun internet sitesinde, "Özne-yüklem uyumu nedir?" başlığı altında verilen şu yanıt, kurumun ne denli yetersiz ve çözümleyici olmaktan uzak bulunduğunu gösteriyor:
"Cümlede özne ile yüklem arasında her zaman teklik-çokluk bakımından uygunluk aranmaz. Cansız varlıklarda özne çokluk biçimindeyken yüklem teklik biçiminde olur. Her kuralda olduğu gibi bu kuralın da istisnaları vardır. 'Bunlar masa mı?' doğru kullanımdır. Ancak, canlı varlıklarda durum biraz farklıdır. Canlı varlıklarda özne çokluk biçimindeyken yüklem teklik de olabilir, çokluk da olabilir. 'Ayşe bize geldi.', 'Ayşeler bize geldi.' veya 'Ayşeler bize geldiler.' örneklerinde olduğu gibi. Yüklemin çokluk olması durumunda, anlatım biraz daha saygı ve nezaket ifadesi taşır. 'Hocam, beni hatırladılar mı?' cümlesinde olduğu gibi. Bununla birlikte yüklemin çokluk ifadesi taşıması, bazen de küçümseme ya da alay anlamı taşır. 'Dostumuz bizi hatırlamamışlar.', 'Nihayet, lütfen teşrif ediyorsunuz.' gibi."
TDK'nın açıklaması hiçbir soru işaretini kaldırmaya yetmiyorsa, bu konuya yeniden ve gecikmeden dönmek zorundayız.
1. Özne tekil olduğunda, yüklem de kendiliğinden tekil olacaktır. Burada sorun pek çıkmaz.
2. Özne çoğul olduğunda iki uygulama biçimi vardır (insan ya da öteki canlı varlıklar arasında ayrım yapmadan):
a. Çoğul özne açıksa, tek bir noktada odaklanan eylemini belirten yüklem tekil olur.
Örnek: "Çocuklar çok akıllıydı."
b. Çoğul özne gizliyse, yüklem çoğul eki alır.
Örnek: "Arkalarına bakmadan çekip gittiler."
3. Özne açık ve tekil olduğunda, saygı ve incelik belirtmek için yüklem çoğul olabilir, ama bunun dilin dışına bir kaçış biçimi olduğu da kabul edilerek.
Örnek: "Öğretmenim nasıllar?"
Çeşitli yazım kılavuzlarının açık hükümlerden kaçındığı ya da hiç değinmediği bu yazım ilkesinin tartışılıp en doğru çözümün bulunması zorunlu görünüyor. Üstelik bu konulardaki kesin hükümleri vermesi beklenen Türk Dil Kurumu'nun internet sitesinde, "Özne-yüklem uyumu nedir?" başlığı altında verilen şu yanıt, kurumun ne denli yetersiz ve çözümleyici olmaktan uzak bulunduğunu gösteriyor:
"Cümlede özne ile yüklem arasında her zaman teklik-çokluk bakımından uygunluk aranmaz. Cansız varlıklarda özne çokluk biçimindeyken yüklem teklik biçiminde olur. Her kuralda olduğu gibi bu kuralın da istisnaları vardır. 'Bunlar masa mı?' doğru kullanımdır. Ancak, canlı varlıklarda durum biraz farklıdır. Canlı varlıklarda özne çokluk biçimindeyken yüklem teklik de olabilir, çokluk da olabilir. 'Ayşe bize geldi.', 'Ayşeler bize geldi.' veya 'Ayşeler bize geldiler.' örneklerinde olduğu gibi. Yüklemin çokluk olması durumunda, anlatım biraz daha saygı ve nezaket ifadesi taşır. 'Hocam, beni hatırladılar mı?' cümlesinde olduğu gibi. Bununla birlikte yüklemin çokluk ifadesi taşıması, bazen de küçümseme ya da alay anlamı taşır. 'Dostumuz bizi hatırlamamışlar.', 'Nihayet, lütfen teşrif ediyorsunuz.' gibi."
TDK'nın açıklaması hiçbir soru işaretini kaldırmaya yetmiyorsa, bu konuya yeniden ve gecikmeden dönmek zorundayız.
0
buffy de vampir sayılır
Nişanlım birkaç gelinlik beğenmiş alibabadan. Alalım diyo. Ben de aynısından diktirelim, ölçüne göre dedim.sonuçta alibabadan alacağımız gelinlik dar veya bol gelebilir. İkna olacak gibi nişanlım ama ikna etmeye ne hacet. Bunları onun düşünmesi lazım değil mi bi kadın olarak bedendi, ölçüydü :) Neys
Nişanlım birkaç gelinlik beğenmiş alibabadan. Alalım diyo. Ben de aynısından diktirelim, ölçüne göre dedim.sonuçta alibabadan alacağımız gelinlik dar veya bol gelebilir. İkna olacak gibi nişanlım ama ikna etmeye ne hacet. Bunları onun düşünmesi lazım değil mi bi kadın olarak bedendi, ölçüydü :)
Neyse, alibabadan gelinlik alan oldu mu çevrenizden? Bu konuda düşünceniz nedir?
Neyse, alibabadan gelinlik alan oldu mu çevrenizden? Bu konuda düşünceniz nedir?
0
buraya bir fotograf koycam birazdan, onu ariyorum.
buldum!
1- askkissy.com
2- i.imgur.com
bunlarin ikisini gonder, bir sey demeye gerek olmaz :)
ekleme:
suburbanturmoil.com
gelinlik: i.dailymail.co.uk
www.ripoffreport.com
hala istiyorsa bulursun :) ama gelen gelinligi giyecegine soz versin, sonra siparisi gecin :)
buldum!
1- askkissy.com
2- i.imgur.com
bunlarin ikisini gonder, bir sey demeye gerek olmaz :)
ekleme:
suburbanturmoil.com
gelinlik: i.dailymail.co.uk
www.ripoffreport.com
hala istiyorsa bulursun :) ama gelen gelinligi giyecegine soz versin, sonra siparisi gecin :)
0
çevremde gelinlik alan olmadı, ama mont, kazak vb alanlar hiç memnun kalmadı. kumaş kaliteleri çok kötüydu, birde büyük kısmı defolu geldi.
ben olsam gelinliği riske atmazdım.
ben olsam gelinliği riske atmazdım.
0
Böyle kız bulmuşsun hemen evlen bu 1 :)
Bir arkadaşım aldı süper oldu bu arada.. Zaten nerden alırsa alsın (eğer Vakka vs. alıp 10000 filan vermeyecekse) kalitesiz oluyor kumaşı. bu 2
Nişanlın zayıfsa ona göre alın. Çünkü genelde çin işi oluyor beden ölçüleri. (atıyorum tr'de 36 bedensen, alibabadan 38 al) Mesela alan arkadaşım baya zayıf bir kızceğizdi cuk oturdu
Bir arkadaşım aldı süper oldu bu arada.. Zaten nerden alırsa alsın (eğer Vakka vs. alıp 10000 filan vermeyecekse) kalitesiz oluyor kumaşı. bu 2
Nişanlın zayıfsa ona göre alın. Çünkü genelde çin işi oluyor beden ölçüleri. (atıyorum tr'de 36 bedensen, alibabadan 38 al) Mesela alan arkadaşım baya zayıf bir kızceğizdi cuk oturdu
0
Iste riks budur. Benim de arkadasim aldi gayet kalideliydi ama uzunca arastirmistir herhalde. Bir de urunun orijinal fotograflarini isteyin.
0
gelinlik diye alırsın çay tabağı gönderirler abi, düzgün bi gelinlik diktirin işte türkiyeden :)
0
aynısını diktirmek daha kolay olabilir.
bir de lightinthebox'a baksın, daha güvenilir bir site. bir de gelinliklerde ölçüye göre diktirme şansı var.
bir de lightinthebox'a baksın, daha güvenilir bir site. bir de gelinliklerde ölçüye göre diktirme şansı var.
0
alınsa bile dikkatli olunmalı, türkiye içinde bile kıyafet almakta çekiniyorum İnternetten. ama ucuza kaçan gelin de ilk defa görüyorum, sakın kaçırayım deme bu kızı buffy.
0
ben internetten alışveriş yapıyorum buna çinden bilumum siteler de dahil
minyonum beden de oluyor
ama gelinliği alamam sanırım ki gelinliğe bin liradan fazla parayı alnıma silah dayasalar vermem, verdirmem. yani öyle "ama o gelinliiiik" gibi bişey yok bende.
dar gelmez bedenini cm olarak da yazıyorlar, bol gelse daraltılır bu dediğiniz bedendi ölçüydü fazla sıkıntı değil en olmadı boyunca düğmeli olanlar var mesela pek çok bedene oluyor.
esas sıkıntı gerçekten berbat kalitede olabiliyor bir de bir fotograf koyuyorlar sanki elie saab danteli... benim güvenim düşük gerçekten :/ kendisi ne kadar profesyonel alibaba kullanıcısı satıcı ile temasa geçip birebir soru sorabilir mi, foto alabilir mi? gelinlikte dantelin kumaşın adı oluyor mesela yazıyor mu bunlar?
minyonum beden de oluyor
ama gelinliği alamam sanırım ki gelinliğe bin liradan fazla parayı alnıma silah dayasalar vermem, verdirmem. yani öyle "ama o gelinliiiik" gibi bişey yok bende.
dar gelmez bedenini cm olarak da yazıyorlar, bol gelse daraltılır bu dediğiniz bedendi ölçüydü fazla sıkıntı değil en olmadı boyunca düğmeli olanlar var mesela pek çok bedene oluyor.
esas sıkıntı gerçekten berbat kalitede olabiliyor bir de bir fotograf koyuyorlar sanki elie saab danteli... benim güvenim düşük gerçekten :/ kendisi ne kadar profesyonel alibaba kullanıcısı satıcı ile temasa geçip birebir soru sorabilir mi, foto alabilir mi? gelinlikte dantelin kumaşın adı oluyor mesela yazıyor mu bunlar?
0
Valla heyecan olsun diye, hobi olarak bu topa girebilirsiniz ama şayet sipariş verirseniz muhakkak bir B planınız olsun, çünkü o görsellerde muhteşem görünen kıyafet futbol topu kadar bir hacme sıkıştırılıp gönderilecek ve kumaş kalitesi çok büyük ihtimalle rezalet olacak, cildi yakacak.
Son olarak wife her +1
Son olarak wife her +1
0
denenmiş, puan almış bir sürü yorum almış olan var al onlardan denildiği gibi bir beden de büyük al, bu gelinliklerin malzeme menşei zaten orası, çok da güzel ve ucuz olur bişe olmazmaz, ayrıca böyle bir kız bulduğun için 2 kat mutlu ol, mutluluklar şimdiden
0
Hepinize çok teşekkür ederim. Kıymetini bilmeye çalışıyorum sevdiceğimin :) hakikaten maddi konular olsun diğer konular olsun sıkıntı sıfır :) hatta ben zorlamak zorunda kalıyorum bazı yükte hafif pahada ağır hediyeleri kabul etmesi için.
Tekrardan teşekkür ederim herkese.
Tekrardan teşekkür ederim herkese.
0
aklimdakisorular
nedir? genel sonuçların dışında?
nedir? genel sonuçların dışında?
0
eskişehir genel seçimlerde hep merkez sağ partilere yakın olmuştur. yerel seçimlerde yılmaz büyükerşen olmasa chp kafadan %6-10 arası oy kaybeder. onun büyük etkisi var. eskişehirin ilçeleri, köyleri muhafazakar sağ partilere oy verir.
0
benim tanıdığım tatarı, ahıskası bütün eskişehirliler son derece muhafazakar insanlar
merkezde büyükerşen faktörü bir yere kadar, pek şaşıramıyorum, belki iç anadolululu olduğumdandır, çok eskişehirli tanıdığımdandır. bu arada hepsi de astsubay/polis neredeyse.
düşündüm taşındım oha olduğum bişey bulamadım :/ varoşlardan bildiriyorum. tüm apartmanda AKPli olmayan tek seçmenim :P
merkezde büyükerşen faktörü bir yere kadar, pek şaşıramıyorum, belki iç anadolululu olduğumdandır, çok eskişehirli tanıdığımdandır. bu arada hepsi de astsubay/polis neredeyse.
düşündüm taşındım oha olduğum bişey bulamadım :/ varoşlardan bildiriyorum. tüm apartmanda AKPli olmayan tek seçmenim :P
0
çanakkale merkez fazla değişmez, biga oyları etkili olmuştur. başlıkta bir yazar arkadaş da yazmıştı.
manipülasyon da var tabii biraz, chp'li belediye başkanı hdp barajı geçince pilav dağıtmış falan, doğrudur yanlıştır bilmem ama malzeme vermemek lazımdı, vermişler, onlar da kullanmış.
olan niye mhp'nin vekiline oldu bilmiyorum ama akp 1'di 2 oldu, değişen o çanakkale'de.
manipülasyon da var tabii biraz, chp'li belediye başkanı hdp barajı geçince pilav dağıtmış falan, doğrudur yanlıştır bilmem ama malzeme vermemek lazımdı, vermişler, onlar da kullanmış.
olan niye mhp'nin vekiline oldu bilmiyorum ama akp 1'di 2 oldu, değişen o çanakkale'de.
0
cenkist
Niye böyle yorumlar yapıyorsunuz ? Dün akp iktidar değil miydi ? Akp sizin gibi sıradan insanlara ne yapacak ki ?
Niye böyle yorumlar yapıyorsunuz ? Dün akp iktidar değil miydi ? Akp sizin gibi sıradan insanlara ne yapacak ki ?
0
valla ben 6 yaşımdan beri, ülkemi falan sevmeme rağmen "yaşanılır " bulmadığım için terk etmek istiyorum. buna rağmen bu her seçimden sonra türkiye'den siktir olup gitmek başlığına yazanlardan nefret ediyorum.
kıçımın kenarları, bunun acısını çeken bi onlar sanki. bi de sanki gidebileceklermiş gibi yazıyorlar. e yrrağım 10 yıldan fazla oldu, yeni mi geldi aklına gitmek? e gidebiliyorsan git hadi? sanki iskandinavya, almanya kucağını açmış da bunu bekliyor.
kıçımın kenarları, bunun acısını çeken bi onlar sanki. bi de sanki gidebileceklermiş gibi yazıyorlar. e yrrağım 10 yıldan fazla oldu, yeni mi geldi aklına gitmek? e gidebiliyorsan git hadi? sanki iskandinavya, almanya kucağını açmış da bunu bekliyor.
0
Sen böyle şeyleri düşünme.karı kız düşün.yatağa nasıl atarımlı sorular sor.
0
İlk sorunun cevabı; muhtemelen hayal kırıklığı ve reaksiyoner kitle tarafından boğulmaktan bıkmanın tepkisi. İkinci sorunun cevabı; dün akp tek başına iktidar değildi. Üçüncü sorunun cevabı; hadi aktivizmi önemsemezsin, neyse sürü işte derim; ancak sıradan insanlara bir şey olmadığını dünya çapında işçi ölümlerinde 3. sırada olan bir ülkenin vatandaşının söylemesi komik.
0
Direkt gitmek istemiyorum ama sonunda gidesim var.
-Uzun zamandır iktidardı, "Bu sefer biraz daha güçleri düşer" umudum vardı. Özellikle, 7 Haziran'dan sonra. Yavaş yavaş giderler umudum vardı.
-Asıl bizim gibi sıradan insanlara oluyor olan. Hem doğrudan hem dolaylı. Doğrudan, çünkü göz göre göre bir ton yolsuzluk yapıldı. Tapeleri çıktı, millet inanmadı. O paralar senin benim paralarımız. Parayı geçtim, "Kadın mıdır, kız mıdır, bilemem" dedi, "Her kürtaj bir Uludere'dir". Daha fenası, Berkin Elvan, Ethem Sarısülük, vb. hep sıradan insanlardı. Örnekleri milyona çıkarmak mümkün. Dolaylı, çünkü plansız bir şekilde sığınmacı alma politikası ile düzensizce Suriyelileri getirdi ve sokakta dileniyorlar. O dilenci geçen gün çantama asıldı, boynumu zedeledi. Sığınmacıların alınmasına karşı değilim ama bunun plansız, programsız, altyapısız yapılmasına karşıyım. Işid'i beslediler, adamların şu an nerede ne yapacağı belli değil.
-Uzun zamandır iktidardı, "Bu sefer biraz daha güçleri düşer" umudum vardı. Özellikle, 7 Haziran'dan sonra. Yavaş yavaş giderler umudum vardı.
-Asıl bizim gibi sıradan insanlara oluyor olan. Hem doğrudan hem dolaylı. Doğrudan, çünkü göz göre göre bir ton yolsuzluk yapıldı. Tapeleri çıktı, millet inanmadı. O paralar senin benim paralarımız. Parayı geçtim, "Kadın mıdır, kız mıdır, bilemem" dedi, "Her kürtaj bir Uludere'dir". Daha fenası, Berkin Elvan, Ethem Sarısülük, vb. hep sıradan insanlardı. Örnekleri milyona çıkarmak mümkün. Dolaylı, çünkü plansız bir şekilde sığınmacı alma politikası ile düzensizce Suriyelileri getirdi ve sokakta dileniyorlar. O dilenci geçen gün çantama asıldı, boynumu zedeledi. Sığınmacıların alınmasına karşı değilim ama bunun plansız, programsız, altyapısız yapılmasına karşıyım. Işid'i beslediler, adamların şu an nerede ne yapacağı belli değil.
0
Dünyanın en saçma sorusu. Norveç'te yaşayıp AKP'ye oy veren adam benim hayatımı zindan ederken (küfürlü kısmı sildim) benim buradan gitmem/gitmek istemem mi dert?
İkinci ve üçüncü soruna da tek seferde cevap vereyim, benim gibi sıradan insana ne yapacağını anlarsın (bak Ankara patlaması falan yazmayacağım, iyi oku). 2 sene önce Gezi olayları Kadıköy'de yaşanırken Süreyya Sinemasının yanındaki kat otoparkındaki arabama gidiyordum eşimle. Kadıköy'lüyüm ben doğduğumdan beri. Bir anda polis saldırdı, eşimden aldığım eşarbı ağzıma kaapattım gaz yememek için. Moda Sahnesi'nin olduğu pasaja sığınmışken polis aldı bizi 20 kişi ile birlikte. Eve gidiyorum dediğimde eşarbı gösterip "poşu bu, sen teröristsin" dedi. 20 yaşında 2 ay önce polis olmuş adam bana terörist dedi. Gece 3'e kadar merkezde süründük, hakaret ettiler. Tarih 11 Eylül'ü 12 Eylül'e bağlayan geceydi (ironik değil mi?).
AKP benim gibi sıradan insanlara her şeyi yapıyor zaten. Olay senin "ne yapacak ki?" eşiğinin düşük olması.
İkinci ve üçüncü soruna da tek seferde cevap vereyim, benim gibi sıradan insana ne yapacağını anlarsın (bak Ankara patlaması falan yazmayacağım, iyi oku). 2 sene önce Gezi olayları Kadıköy'de yaşanırken Süreyya Sinemasının yanındaki kat otoparkındaki arabama gidiyordum eşimle. Kadıköy'lüyüm ben doğduğumdan beri. Bir anda polis saldırdı, eşimden aldığım eşarbı ağzıma kaapattım gaz yememek için. Moda Sahnesi'nin olduğu pasaja sığınmışken polis aldı bizi 20 kişi ile birlikte. Eve gidiyorum dediğimde eşarbı gösterip "poşu bu, sen teröristsin" dedi. 20 yaşında 2 ay önce polis olmuş adam bana terörist dedi. Gece 3'e kadar merkezde süründük, hakaret ettiler. Tarih 11 Eylül'ü 12 Eylül'e bağlayan geceydi (ironik değil mi?).
AKP benim gibi sıradan insanlara her şeyi yapıyor zaten. Olay senin "ne yapacak ki?" eşiğinin düşük olması.
0
açıkçası hiç gitmek istemiyorum, gitme fikri aklımda bile yok ama artık buraya da dayanamıyorum. gittikçe muhafazakarlaşan ülke bana zarar değil de kime zarar? giydiğime, sürdüğüme, içtiğime, yediğime, gittiğime, okuduğuma, izlediğime, dinlediğime nefretle bakan insanlar görmekten yoruldum.
0
kimse onları almıyo ki gidebilsinler. üç günlük ab gezisi için bile vize kuyruklarında heba oluyorlar, abd bana 1 ay vize verdi diye havalara uçuyorlar.
ek olarak akp'nin sıradan insanların hayatları üzerinde etkisi var tabii. ama tam tersi durumunda da yine bir kesime özgürlük olucakken diğer kesime eziyet olucaktı. bir şey fark etmiyor bence.
ek olarak akp'nin sıradan insanların hayatları üzerinde etkisi var tabii. ama tam tersi durumunda da yine bir kesime özgürlük olucakken diğer kesime eziyet olucaktı. bir şey fark etmiyor bence.
0
alım gücü inanılmaz düşük, her yerde sansür var, her şeyin vergisi var ve yüksek haliyle elde avuçta kalan 3-5 kuruş da oraya gidiyor, insanların hayatlarına karışılıyor (sunni müslüman akp'liler hissetmiyor tabii) akp sıradan insanlara daha ne yapsın?
ben ülkeden kaçmak isteyenleri anlıyorum ama gelin gerçekçi olalım. gitmek isteyen her 20 kişiden 1'i anca gidebilecek. böyle bir ülkeden neden vatandaş almak istesinler? sen suriye'den, ırak'tan vatandaş almak istiyor musun? aynısı işte.
ben ülkeden kaçmak isteyenleri anlıyorum ama gelin gerçekçi olalım. gitmek isteyen her 20 kişiden 1'i anca gidebilecek. böyle bir ülkeden neden vatandaş almak istesinler? sen suriye'den, ırak'tan vatandaş almak istiyor musun? aynısı işte.
0
tek derdi tinderdan hatun düşürüp ..mek olan sıradan insanlar olmadığımız için olabilir mi?
0
lan daha ne yapsın. üzüm gibi eziliyoruz.
şehirlerimiz bok gibi, vergilerimiz yüksek, çevremizde bombalar patlıyor, ülkede cehalet körükleniyor her gün, onlara benzemeyenler hapislere atılıyor, devlet kurumları felç olmuş.
kendimiz için bir şey istediğimizi mi sanıyorsunuz?
şehirlerimiz bok gibi, vergilerimiz yüksek, çevremizde bombalar patlıyor, ülkede cehalet körükleniyor her gün, onlara benzemeyenler hapislere atılıyor, devlet kurumları felç olmuş.
kendimiz için bir şey istediğimizi mi sanıyorsunuz?
0
Hükümetin her politikası sokaktaki insanı etkiler, yukarda demiş, et yiyememene kadar etkiler. Ama özellikle kadınlar için tehlikeli bir ülke oldu burası.
Başka bir hükümet görmediğiniz, için bir zamanlar nefesimizi özgürce aldığımızın bile farkında değilsiniz.
Ben artık böyle öleceğimi kanıksadım. Hani kürek mahkumusunuzdur esir gemisinde ve esaretiniz bitmeden ölürsünüz o şekilde. onun gibi...
Başka bir hükümet görmediğiniz, için bir zamanlar nefesimizi özgürce aldığımızın bile farkında değilsiniz.
Ben artık böyle öleceğimi kanıksadım. Hani kürek mahkumusunuzdur esir gemisinde ve esaretiniz bitmeden ölürsünüz o şekilde. onun gibi...
0
Arkadaşlar dedikleriniz akp olmadan önce de vardı.Ben de ülkenin iyi yere gelmesini istiyorum ama tüm yöneticilkerimiz chp mhp de dahil sıkıntılı ..
0
bence asıl sıkıntılı olan sensin. sen o güzel beynini böyle küçük meseleler için yorma istersen.
0
@devilred bence sıkıntılı olan sensin baskalarının nasıl düsünceğine sen karar vermezsin.Faşist diye itham ettiğin parti gibi davranıyorsun.Kendine demokrat şey seni...
0
Artık insanların; "bundan önce de böyleydi, hep böyle olacak" sloganlarına kanmayacak kadar büyümeleri gerektiğini düşünüyorum. Sırf bu söylemler sebebiyle dünya 2 soykırıma şahit oldu(rwanda ve bosna)(çünkü geç müdahale edildi). Yani hareketsizlik, böyle gelmiş gidercilik zaten kölevari bir söz.
Hayır efendim başka bir seçenekte böyle olmayacak. Akp'nin dahil olduğu neo-muhafazakar ve reaksiyoner partiler hep egemendi zaten. Hangi farklı denemeye izin verdi bu toplum şimdiye kadar? Sanki 80'lerde 90'larda sosyalist ya da liberal bir hükümet(yani dışlanmış kesimlerin sözü olmaya çalışan) kurulmuş da hepsi aynı diyorsunuz. Bugüne kadar hangi liberal, özgürlükçü bir atatürkçü ya da radikal sol görüş iktidara geldi? Nasıl diğerleri de gelse böyle olacaktı diyorsunuz?
Hayır efendim başka bir seçenekte böyle olmayacak. Akp'nin dahil olduğu neo-muhafazakar ve reaksiyoner partiler hep egemendi zaten. Hangi farklı denemeye izin verdi bu toplum şimdiye kadar? Sanki 80'lerde 90'larda sosyalist ya da liberal bir hükümet(yani dışlanmış kesimlerin sözü olmaya çalışan) kurulmuş da hepsi aynı diyorsunuz. Bugüne kadar hangi liberal, özgürlükçü bir atatürkçü ya da radikal sol görüş iktidara geldi? Nasıl diğerleri de gelse böyle olacaktı diyorsunuz?
0
@protector dsp iktidarı 2002 den önce vardı.Geçmiş hükümetlere bakarsan ecevitn de bir çok başbakan olduğunu görebilirsin.
Ama ilk paragrafına katılyıorum.
Ama ilk paragrafına katılyıorum.
0
99'da dsp'nin lideri olduğu koalisyon sol ya da liberal bir hükümet mi? Lafı çevirmeye gerek yok, aynı hattın üyesiydi(akp'ye uzanan hat). Bir hükümetin niteliği partilerin isminde yer alan ifadelerle belirlenmez. Evet Ecevit'in oldukça kısa süren 70'li yıllardaki iktidarları özgürlükçü bir hükümet ihtimali taşıyordu. Ancak düzlem çok farklı ve onun hakkında konuşmak konuyu saptıracak.
0
Patron gecen ay maaslari gec odemisti. bu ay gec odemesine neden itiraz ediyorum.
Elektrikler gecen ay kesintiye ugradi. So bu ay da ugrayabilir. Sasirmamaliyim.
Haksiz yere park cezasi yemistim. Tekrarlanmasi gayet normal karsilanmali.
Babam beni kucukken doverdi. Simdi neden karsi cikayim.
...
Elektrikler gecen ay kesintiye ugradi. So bu ay da ugrayabilir. Sasirmamaliyim.
Haksiz yere park cezasi yemistim. Tekrarlanmasi gayet normal karsilanmali.
Babam beni kucukken doverdi. Simdi neden karsi cikayim.
...
0
Gitmek isteyen ittirsin gitsin yahu. nedir bu havalar avrupada amerikada it mualemesi görünce anlarlar dünya kaç bucakmış.
madem memnun degılsın elini tasın altına koy, kim sosyal sorumluluk ustlenır, kim gonullu iş yapar devlet icin, anca söyensinler
madem memnun degılsın elini tasın altına koy, kim sosyal sorumluluk ustlenır, kim gonullu iş yapar devlet icin, anca söyensinler
0
ben siktir olup gittim, kimseden it muamelesi görmedim, tam aksini yaşadım, türkiye'dekinden çok daha fazla saygı görüyorum. bu tip söylemlerde bulunanlar kim bilir nasıl insanlarsa it muamelesi görmüşler sanırım. herkes aynı değildir dostlar.
sözlüğe yazanlarsa yardımlaşma açısından da yazıyor. birisi oraya yazar, bir başkası mesajla ulaşır, nedir ne değildir öğrenir. imkanı varsa koyulur işe, imkanı yoksa imkan yaratmaya çalışır, sorar sorgular. en azından milletin ne yazdığına kafa yormak yerine kendi hayatına odaklanır.
sözlüğe yazanlarsa yardımlaşma açısından da yazıyor. birisi oraya yazar, bir başkası mesajla ulaşır, nedir ne değildir öğrenir. imkanı varsa koyulur işe, imkanı yoksa imkan yaratmaya çalışır, sorar sorgular. en azından milletin ne yazdığına kafa yormak yerine kendi hayatına odaklanır.
0
ben gitmek istiyorum ama akp'den dolayı falan değil, ülke insanı yüzünden. $imdi gelip "sen sanki parizyen misin?" diyecekler için pe$inen söylüyorum, parizyeni s..eyim sana bi$ey olmasın. milletimiz duyarsız, insanlığımızı artık çıkarıp attık. bir ingiliz'den çok daha sömürgeci olduk. akp'lisi chp'lisi herkes bi kontrol delisi hâline gelmi$. biri öbürüne anadolu çomarı diyor, öteki berikine plaza ka$arı diyor ama gerçek $u ki parti farketmeksizin herkes birbirinin aynısı. maalesef bu ülkede en doğru, en dürüst partiler yüzde 0,25'lerde geziniyorlar.
0
o kadar yıpratıldım ki artık normal bi insan olmanın, hatta insan olmanın ne demek olduğunu unuttum, gidebilsem bile bilmiyorum adapte olabilir miyim.
geri dönüşü olmayacak derecede büyük hasar aldım ben bu ülkede yaşama suçunu işleyerek.
neden umrumda olasınız ki?
geri dönüşü olmayacak derecede büyük hasar aldım ben bu ülkede yaşama suçunu işleyerek.
neden umrumda olasınız ki?
0
@soso
bekle zaman geçsin sende yaşarsın.
insan kendi vatanı dısında hor gorulmeden yaşayamaz. en sevdıgın dostlarından biri gün gelir göçmen muamelesi yapar
bekle zaman geçsin sende yaşarsın.
insan kendi vatanı dısında hor gorulmeden yaşayamaz. en sevdıgın dostlarından biri gün gelir göçmen muamelesi yapar
0
@want2die +10000000000000000
baskı var kanzim hissetmiyo musun? hülya avşar gibi sürekli ekranda görünmelerinden sıkıldık. bu ülkede köprü ve üstgeçit açılışları yapan egoistleri görmek istemiyorum. komplekslerini görünce moralim bozuluyo lan.
bunlar en basit şeyler. derinlere girmiyorum. @want girmiş zaten.
baskı var kanzim hissetmiyo musun? hülya avşar gibi sürekli ekranda görünmelerinden sıkıldık. bu ülkede köprü ve üstgeçit açılışları yapan egoistleri görmek istemiyorum. komplekslerini görünce moralim bozuluyo lan.
bunlar en basit şeyler. derinlere girmiyorum. @want girmiş zaten.
0
ahaha adam sorduğu soruya cevap verenlere ve soruyu yönelttiği kişilerin cevaplarına tik vermemiş, hala partizanlık peşinde. biz de mal gibi adamı ciddiye alıp, gerçekten bir şey öğrenmek istediğini sanıp cevap veriyoruz.
0
hiç memnun değilim bu ülkeden ama.
bu ülkede benim gibi düşünen benzer endişe ve kaygıdaki insanlar var. onları bırakıp gitmek doğru olmaz. hep beraber bu islamofaşistlere direnmek gerek.
bu ülkede benim gibi düşünen benzer endişe ve kaygıdaki insanlar var. onları bırakıp gitmek doğru olmaz. hep beraber bu islamofaşistlere direnmek gerek.
0
@cenkist: daha önceki duyurularına falan da baktım. ya aşırı iyi bir trolsün ya da henüz hayata atılmamış, bir şey yaşamamış bir adamsın. evime giderken başıma gelenleri anlatıyorum, hala "onlar akp'den önce de vardı" diyorsun. yaşın akp öncesine ne kadar yetiyor da bundan bu kadar emin konuşuyorsun? bu ülkede hep istikrarsızlık vardı, ama ben hiçbir zaman "acaba bugün metrobüste ölür müyüm lan" korkusu yaşamadım. bombasından değil, kadrolaşma adına aldıkları, ehliyetinin olup olmadığı bile şüpheli metrobüs şöförleri yüzünden.
ülkeden gitmek isteyenleri de mal olarak değerlendirip "zaten kimse almazki onları" diyenlerin zaten bir boktan haberi yok. oturup insan gibi araştırsan en az 10 farklı yol bulursun ülkeden gidebilmek adına.
senin duymak istediğin ülkeden gitmek isteyenlerin mal olduğu. tiklediğin cevaplar da bunu doğruluyor zaten. ama sen burada ülkeden gidenleri mal beyanı olarak nitelerken Belçika'da Gent'de yaşayıp metrobüs öven adam Belçika'dan sınır dışı edilmemek adına orada sola oy verirken Türkiye'de AKP'ye oy atıp senin hayatını yönlendiriyor. evet gitmek isteyenler mal, ama bugüne kadar gitmedikleri için.
ülkeden gitmek isteyenleri de mal olarak değerlendirip "zaten kimse almazki onları" diyenlerin zaten bir boktan haberi yok. oturup insan gibi araştırsan en az 10 farklı yol bulursun ülkeden gidebilmek adına.
senin duymak istediğin ülkeden gitmek isteyenlerin mal olduğu. tiklediğin cevaplar da bunu doğruluyor zaten. ama sen burada ülkeden gidenleri mal beyanı olarak nitelerken Belçika'da Gent'de yaşayıp metrobüs öven adam Belçika'dan sınır dışı edilmemek adına orada sola oy verirken Türkiye'de AKP'ye oy atıp senin hayatını yönlendiriyor. evet gitmek isteyenler mal, ama bugüne kadar gitmedikleri için.
0
yahu ben yanlış biliyorsam aydınlatın lütfen ama benim bildiğim şudur.
solculuğun ruhunda direniş vardır. hani direnmeniz. bunların müsebbibi hep o memoli mi ne zıkkımdır o çocuk işte. geziden sonra iki soruşturma yiyince kaçıp gitti memleketten. şimdi alayı kaçmak istiyor. eğer ki akp karşıtı insanlarsanız direnmeyi öğrenin güzel yavrularım. direnemiyorsanız da kendinize solcuyum falan demeyin hakketten gidiniz.
edit: @polifonik osuruk nickli arkadaşımızı incitmiş olduğumdan dolayı hakaret ettiğim yeri sildim, kendisinden tekrar özür dilerim.
solculuğun ruhunda direniş vardır. hani direnmeniz. bunların müsebbibi hep o memoli mi ne zıkkımdır o çocuk işte. geziden sonra iki soruşturma yiyince kaçıp gitti memleketten. şimdi alayı kaçmak istiyor. eğer ki akp karşıtı insanlarsanız direnmeyi öğrenin güzel yavrularım. direnemiyorsanız da kendinize solcuyum falan demeyin hakketten gidiniz.
edit: @polifonik osuruk nickli arkadaşımızı incitmiş olduğumdan dolayı hakaret ettiğim yeri sildim, kendisinden tekrar özür dilerim.
0
@jesues: sen hakaret etmişsin, ama ben hakaret etmeden yazmaya çalışacağım. senin karşında "gözünüzü sileceğim" dese eyvallah diyip oyunu verecek 40% var. kendi ülkemde azınlığım ben. kaldı ki hayatımda kendimi solcu olarak nitelendirmedim. oy verdiğim parti sebebi ile sen beni solcu olarak nitelendirip ondan sonra "hadi git" diyebilecek hakka sahipsen o ayrı hikaye. AKP'yi özgürlük kısıtlıyor diye eleştirip, kendi hayatını başka yerde sürdürmek isteyen adamlara hadi git demek AKP kafasından farklı değil. sen kimsin benim kararımı eleştiriyorsun? Hollanda'dan 73% AKP oyu çıkınca bunu Ekşi Sözlük'e yazmak mı marifet? ya da senin hayatın boyunca hayalini bile kuramayacağın ülkeyi terk etmek konusunu düşünenlere hadi git demek mi? ülkede kalıp eskaza bir bomba patlaması ile öleceğime giderim, Hollanda'daki 27% olurum; kimseyi de ilgilendirmez.
25 yaşındaki hayalperestlerin ona buna "hadi git", "zaten dal onlar", "hepsi kavşak" demelerinden de gına geldi.
edit: yumuşadı.
25 yaşındaki hayalperestlerin ona buna "hadi git", "zaten dal onlar", "hepsi kavşak" demelerinden de gına geldi.
edit: yumuşadı.
0
@polifonik osuruk: öncelikle hakaretramis söz için özürlerimi kabul etmeni istiyorum. hakaret kastım kati'yen yok. bunu sinir anında yazılmış bir kelime olarak atfetmeni ve özrümü kabul etmeni isterim.
öncelikle, yorumum kesinlikle seninle ilgili değildi genel olarak bunu söyleyen kesime atıfta bulundum. senin yorumunu okumamıştım bile. bu yüzden seni solcu veya sağcı diye gruplandırmadım. zira böyle bir gruplandırma bile yanlış ancak bu başka bir tartışma konusu.
dostum sorun şu; bu ülkede kalıp bir bomba patlamasında ölmek meselesine değinmek istiyorum. egemenlerin çıkarttığı bir savaşta 30 yıldır ölen 40000 insan var, bomba patladı ve 100 kişi öldü.
zinhar benim görüşüm şudur; bu kadar ölen insanın anısına, saygısına hürmeten burada kalıp birşeylerin değişmesine engel olmak. gitmek işin kolay kısmı geliyor bana. bakıyorum yılmaz odabaşı bile gitmiş. gidince neyi değişteribileceğin konusunda bir alternatifin var mı bunu gerçekten merak ediyorum. eğer stabil bir hayat yaşamayı düşünüyorsan zaten bomba atılan bir eyleme katılmayıp burada da ölmeyebilirsin.
ancak direnme noktasında noksanız bunu söylemek isterim. dediğim gibi özür dilerim tekrar hakaretramis sözüm için.
öncelikle, yorumum kesinlikle seninle ilgili değildi genel olarak bunu söyleyen kesime atıfta bulundum. senin yorumunu okumamıştım bile. bu yüzden seni solcu veya sağcı diye gruplandırmadım. zira böyle bir gruplandırma bile yanlış ancak bu başka bir tartışma konusu.
dostum sorun şu; bu ülkede kalıp bir bomba patlamasında ölmek meselesine değinmek istiyorum. egemenlerin çıkarttığı bir savaşta 30 yıldır ölen 40000 insan var, bomba patladı ve 100 kişi öldü.
zinhar benim görüşüm şudur; bu kadar ölen insanın anısına, saygısına hürmeten burada kalıp birşeylerin değişmesine engel olmak. gitmek işin kolay kısmı geliyor bana. bakıyorum yılmaz odabaşı bile gitmiş. gidince neyi değişteribileceğin konusunda bir alternatifin var mı bunu gerçekten merak ediyorum. eğer stabil bir hayat yaşamayı düşünüyorsan zaten bomba atılan bir eyleme katılmayıp burada da ölmeyebilirsin.
ancak direnme noktasında noksanız bunu söylemek isterim. dediğim gibi özür dilerim tekrar hakaretramis sözüm için.
0
her çıkıp konuştuklarında midem bulanıyor.
kadın düşmanı, doğa düşmanı, insan düşmanı, din düşmanı, hukuk düşmanı, para aşığı adamların yönettiği ülkede, onların kurallarına göre yaşamak istemiyorum. fırsatım olsa 1 saniye durmam bu ülkede.
kadın düşmanı, doğa düşmanı, insan düşmanı, din düşmanı, hukuk düşmanı, para aşığı adamların yönettiği ülkede, onların kurallarına göre yaşamak istemiyorum. fırsatım olsa 1 saniye durmam bu ülkede.
0
sinir kötü bir şey. o çok net.
ortak payda bulamadığımız nokta şu, direnmek için burada olmana gerek yok. ben 32 yaşındayım. bir gün çocuğum olsun isterim. ama bu ülkede değil. çocuk yapıp hangi imam hatip'e göndersem diye düşünmeyeceğim, sokağa çıktığında üzerinden tesisatlı bir şahin'in geçmeyeceğini bileceğim, yarın öbür gün kendi kararı ile bir şekilde "allah'a inanmıyorum" derse linç edilmeyeceği, hatta en basidinden saçma sapan adamların kendi çıkarları için patlatacağı bombalara kurban gitme ihtimalini düşünmeyeceğim bir ülkeye gitmek en büyük hakkım bence. gidip orada oyumu verdikten sonra da kimse bana direnmedin diyemez.
tekrar söylüyorum, Gent'de yaşayıp ülkesinde sola, Türkiye'de AKP'ye oy veren adam benim geleceğimde söz sahibiyken ben bundan kaçabiliyorsam neden kaçmayayım? direnmek illa ki sokak demek değil. kaldı ki artık -kendi adıma konuşuyorum- benim gibi evli, kendisi dışında düşünmek zorunda olduğu kişilere sahip olanlar için hiç değil. ben artık sokakta direnemem. çünkü ben çıkarsam eşim de çıkar. ben orada kendi ideallerim için başkasının canını tehlikeye atamam. daha önce yazdım, ben kendi mahallemde evime gitmek üzere arabama giderken tutuklandım. 20 yaşındaki çeviğin tek gerekçesi attığı gazı solumamak için eşimden aldığım eşarptı. sürekli yurt dışına gidip geliyoruz, oradaki hayatı görüyoruz. özenmek değil bu, imkan sahibi olmak. global bir mesleğim varsa giderim. umut sarıkaya karikatürü gibi sürekli "aslında gitmek lazım, ama iyi gittik" diyen adamları koy bir kenara. onlar hafta sonu bursa'ya iskender yemeye bile gitmeye üşenen kesim. herkesi kendiniz gibi sanmayın, herkesin hayatları farklı, herkesin şartları farklı.
bak insanlar gidecek sebepleri yazmış yukarıda; alım gücü, sansür, baskı demiş. millet bunlarla dalga geçmiş aklınca, bunları geçtim; gerçekten 6,5 milyar yıllık zaman diliminde AKP'ye denk gelmiş bir Y neslinden bahsediyorum. avrupalıların 40'larda yaşadıklarını biz şimdi yaşıyoruz. geçen hafta nat geo'da izlediğim nazi belgeselini ben neden yaşayayım?
tekrar yazıyorum; gidebilmek için en az 10 farklı program var. "gidebilecek gibi yazmak" değil bu; araştırmamak, bilmemek.
son söz olarak "ilk 3 ay ben de direndim ama..."; artık olmuyor hacım. gandalf da değiliz, her zaman umut olmuyor.
ortak payda bulamadığımız nokta şu, direnmek için burada olmana gerek yok. ben 32 yaşındayım. bir gün çocuğum olsun isterim. ama bu ülkede değil. çocuk yapıp hangi imam hatip'e göndersem diye düşünmeyeceğim, sokağa çıktığında üzerinden tesisatlı bir şahin'in geçmeyeceğini bileceğim, yarın öbür gün kendi kararı ile bir şekilde "allah'a inanmıyorum" derse linç edilmeyeceği, hatta en basidinden saçma sapan adamların kendi çıkarları için patlatacağı bombalara kurban gitme ihtimalini düşünmeyeceğim bir ülkeye gitmek en büyük hakkım bence. gidip orada oyumu verdikten sonra da kimse bana direnmedin diyemez.
tekrar söylüyorum, Gent'de yaşayıp ülkesinde sola, Türkiye'de AKP'ye oy veren adam benim geleceğimde söz sahibiyken ben bundan kaçabiliyorsam neden kaçmayayım? direnmek illa ki sokak demek değil. kaldı ki artık -kendi adıma konuşuyorum- benim gibi evli, kendisi dışında düşünmek zorunda olduğu kişilere sahip olanlar için hiç değil. ben artık sokakta direnemem. çünkü ben çıkarsam eşim de çıkar. ben orada kendi ideallerim için başkasının canını tehlikeye atamam. daha önce yazdım, ben kendi mahallemde evime gitmek üzere arabama giderken tutuklandım. 20 yaşındaki çeviğin tek gerekçesi attığı gazı solumamak için eşimden aldığım eşarptı. sürekli yurt dışına gidip geliyoruz, oradaki hayatı görüyoruz. özenmek değil bu, imkan sahibi olmak. global bir mesleğim varsa giderim. umut sarıkaya karikatürü gibi sürekli "aslında gitmek lazım, ama iyi gittik" diyen adamları koy bir kenara. onlar hafta sonu bursa'ya iskender yemeye bile gitmeye üşenen kesim. herkesi kendiniz gibi sanmayın, herkesin hayatları farklı, herkesin şartları farklı.
bak insanlar gidecek sebepleri yazmış yukarıda; alım gücü, sansür, baskı demiş. millet bunlarla dalga geçmiş aklınca, bunları geçtim; gerçekten 6,5 milyar yıllık zaman diliminde AKP'ye denk gelmiş bir Y neslinden bahsediyorum. avrupalıların 40'larda yaşadıklarını biz şimdi yaşıyoruz. geçen hafta nat geo'da izlediğim nazi belgeselini ben neden yaşayayım?
tekrar yazıyorum; gidebilmek için en az 10 farklı program var. "gidebilecek gibi yazmak" değil bu; araştırmamak, bilmemek.
son söz olarak "ilk 3 ay ben de direndim ama..."; artık olmuyor hacım. gandalf da değiliz, her zaman umut olmuyor.
0
dessy
Anlayamıyorum, neden?
Anlayamıyorum, neden?
0
neden mhp meclis başkanlığında akpyi destekledi?
neden türkeş gibi sembol mhpliler akpye geçti?
önce bunları cevaplamak lazım.
neden türkeş gibi sembol mhpliler akpye geçti?
önce bunları cevaplamak lazım.
0
yahu neden olacak. her boka hayır derse ne olacak. baraj altı kalmadığına dua etsinler. adam c.başkanı yasal sınırlara çekilecek diyor ya böyle bişey olabilir mi? adam yüzde 52 halk oyu ile seçilmiş.
0
Türkiyenin batısındaki mhp seçmenini bilen kişi durumu tam idrak edemeyebilir oralarda chp-mhp arasında bile geçişkenlik olabilir
oysa sizi xxx ovası bozkurt yuvası denen iç anadolu yöresine ve karadenize bi alsak aslında akp-mhp tabanının gayet ortak bir taban olduğunu göreceksiniz
yani profil zaten meyilli üstüne MHPnin "şahin" kesimini hiiiç motive demeyen bir de Bahçeli faktörü var
oysa sizi xxx ovası bozkurt yuvası denen iç anadolu yöresine ve karadenize bi alsak aslında akp-mhp tabanının gayet ortak bir taban olduğunu göreceksiniz
yani profil zaten meyilli üstüne MHPnin "şahin" kesimini hiiiç motive demeyen bir de Bahçeli faktörü var
0
Çünkü sağcı, çünkü tek derdi "biz süperiz çünkü biz Türküz"ün ekmeğini yemek, çünkü sistem savunucusu. Böyle olunca o kahvede tanıdığın ülkücü amcalar gidip AKP'ye oyunu da basar, cemaati de destekler, Hizbullahçı bile olur.
0
Eskinin dogruyolculari mhpye kaydi bu olaylardan sonra da akpye kaydilar.
0
soruyu şöyle sormak daha sağlıklı olacaktır, neden akp'den mhp'ye kayan oylar geri döndü?
0
MHP'nin eğitim seviyesi düşük olan seçmen grubu seçim sonrası oynanan PKK tiyatrosunu yedi de ondan.
0
Koalisyon ihtimalinde yine Hayır diyecekti Bahçeli. Bu durumda tekrar ufukta seçim olacağına akp ye verdi halk oyunu. Bahçeli de barajı aştığı için mutlu zaten.
0
bozkurt yuvası elazizden selamlar.
burada milliyetçi arkadaşlarım var, çünkü palu, kovancılar vs ilçe falan hariç her bi yer hesapta ülkücü burada.
geçen seçim 1 mv çıkardı mhp. 3 akp mv vardı. bu seçim onu da kaybettiler. mh oyları 40bin falan diyollardı.
şimdi her fırsatta dillendiririm. kat'i ve katı bir gerçek çünkü, milliyetçilik tırt bir ideoloji olmasından mütevellit, taban konsolide etmekte veya kitlelerin gündelik sorunlarına siyaset üretmekte yetersiz. milliyetçilik oynak bişi. ortalama bir sol yayın senede en az iki defa avrupada milliyetçiliğin yükselişi konulu bir makale yayınlar. çünkü milliyetçilik artar azalır. duruma göre... ülkücülerin bukalemunluğu da söz konusu.
burada milliyetçi arkadaşlarım var, çünkü palu, kovancılar vs ilçe falan hariç her bi yer hesapta ülkücü burada.
geçen seçim 1 mv çıkardı mhp. 3 akp mv vardı. bu seçim onu da kaybettiler. mh oyları 40bin falan diyollardı.
şimdi her fırsatta dillendiririm. kat'i ve katı bir gerçek çünkü, milliyetçilik tırt bir ideoloji olmasından mütevellit, taban konsolide etmekte veya kitlelerin gündelik sorunlarına siyaset üretmekte yetersiz. milliyetçilik oynak bişi. ortalama bir sol yayın senede en az iki defa avrupada milliyetçiliğin yükselişi konulu bir makale yayınlar. çünkü milliyetçilik artar azalır. duruma göre... ülkücülerin bukalemunluğu da söz konusu.
0
stavro
Evde ne yiyorsunuz ki?Karniniz aciktiginda buzdolabindan alip yemek uzere ne oluyor buzdolabinda. Buzdolabinda ne olur, insan evde ne yer? Buzdolabi bos mesela evde. Dun de bostu, onceki gun de. Karnim acikirsa disaridan yiyorum. Gece kalkarsam da apisip kaliyorum dolabin karsinida. Markete gidiyoru
Evde ne yiyorsunuz ki?
Karniniz aciktiginda buzdolabindan alip yemek uzere ne oluyor buzdolabinda. Buzdolabinda ne olur, insan evde ne yer? Buzdolabi bos mesela evde. Dun de bostu, onceki gun de. Karnim acikirsa disaridan yiyorum. Gece kalkarsam da apisip kaliyorum dolabin karsinida. Markete gidiyorum karnim aciktiginda yiyecek bir seyler olsun diye dolapta, reyonlari gezip gezip bos bos dolanip en son anlik tuketip bitirelecek abuk subuk birkac sey alip cikiyorum, market alisverisi yapmsini da biliyorum ben, evde ne yenecegini de.
Bu ara biraz evde takilmam gerekince farkettim bunu, dolap hep bos ve biz bir sey koyamiyoruz, sahsen ben bilmiyorum nasil yapacagimi, ev hayatini nasil yasanir bilmiyorum yahu. Ne yenir, ne icilir..
Ne olur yardimci olun, siz buzdolabiniza ne koyuyorsunuz, aksam oldu aciktiniz dolaptan ne alip yiyorsunuz, ne pisiriyorsunuz ya da ne isitip yiyorsunuz? Normal insanlar evde ne yer, yiyecek neler bulundurur? Her allahin gunu ayni seyleri de yemiyorsunuz herhalde, en azindan oyle yapmayanlara soruyorum. Karnim aciktiginda mutfaga gidip bir seyler yiyebileyim istiyorum, sicak olur, soguk olur, yiyecek seyler iste. Gidip de kahvaltilik doldurursam da bir ise yaramaz, gun ortasi kahvaltilik yiyemiyorum ben, tiksindiriyor beni gun ortasi kahvaltilik yiyecekler, karnimi da doyurmuyor.
Gectigimiz yaz 2 gunlugune arkadasin tek kaldigi yazligina konuk oldum. Yakinlarda yiyecek alacak hicbir yer yok, arabayla gitmemiz gerekiyor illa alacaksak. Neyse aksamustu aciktik, nasil halledelim dedik, arkadas dedi ki ben peynir domates falan cikarayim oturup yiyelim. Dedim sen iyi misin yahu? Adam aksam aksam peynir domates atistirarak karnin doyurabiliyormus. Ne bileyim ben baskalari icin hayatin bu kadar kolay oldugunu. Benim hayatim bu kadar kolay degil yahu. Peynir domates yiyip aksam yemegini halledemiyorum ben. Bir seyler olmasi lazim dolapta. Ama ne? Iste onu bilmiyorum ben. Belki de beni anam meearada buyuttu de haberim yok ama boyle iste.
Ogrenci falan da degilim. E evde yemek hazirlanmiyor mu sizin diye soracaksiniz ama yok, oyle degil bizim ev. Duzenli yemek saati olup duzenli yemek de hazirlanmiyor bizim evde. Yemek hazirlansa bile ne hazirlanacaksa o an icin bir seyler alinip hazirlanip yiyip kalkiliyor, genelde ben de denk gelmiyorum bu anlara. Denk gelsem de damak tadima uymuyor genelde.Zaten kapsamli bir aksam yemegi falan da hazirlanmiyor oyle dusundugunuz gibi. Gelip yemek var mi diye soruyorum mesela, "valla biz bilmemne yedik" diye cevap geliyor. Yendi bitti kalkildi, gecmis zaman yani. Zaten o yenen sey/seyler benim bayildigim seyler de olmuyor. Ayni anda da yenmiyor yemek, herkes bir sekilde hallediyor iste. Ben ortada kaliyorum ama. Cunku bir yemek yiyip 6 saat boyunca onunla idare edebilen biri degilim ben. 3 saat sonra tekrar acikirim ben. Keske evdekiler gibi yemek yemeden yasayabilseydim, usendigim zamanlarda aksam yemegini yemeden de yatabilseydim. Aciktigim zaman cilgina donuyorum ben. E kalkip disarida yiyecek bir seyler aramak da her aksam olacak is degil. Kaldi ki disarida da envayi cesit yiyecek de beni beklemiyor. Kebapci, pizzaci falan var. Kebapcilarin yaptiklari da ne bilmiyorum ama kebapla alakasi yok. Hergun de yenmez kebap mebap.
Cok dolmusum yahu:) Su dolap sorunumu cozsenize? Karnip acikip yerimden kalktigimda kara kara dusunmekten olumcul bir hastaliga yakalanacagim sonunda. Hayat cok guzel aslinda da su yemek olayini da cozsek super olacak.
Hatta bunu yazarken de yavas yavas acikmaya basladim.
Edit: Tost makinesi, ocak, firin, bulasik makinesi ve bir mutfakta olmasi gereken diger aletler var.
Karniniz aciktiginda buzdolabindan alip yemek uzere ne oluyor buzdolabinda. Buzdolabinda ne olur, insan evde ne yer? Buzdolabi bos mesela evde. Dun de bostu, onceki gun de. Karnim acikirsa disaridan yiyorum. Gece kalkarsam da apisip kaliyorum dolabin karsinida. Markete gidiyorum karnim aciktiginda yiyecek bir seyler olsun diye dolapta, reyonlari gezip gezip bos bos dolanip en son anlik tuketip bitirelecek abuk subuk birkac sey alip cikiyorum, market alisverisi yapmsini da biliyorum ben, evde ne yenecegini de.
Bu ara biraz evde takilmam gerekince farkettim bunu, dolap hep bos ve biz bir sey koyamiyoruz, sahsen ben bilmiyorum nasil yapacagimi, ev hayatini nasil yasanir bilmiyorum yahu. Ne yenir, ne icilir..
Ne olur yardimci olun, siz buzdolabiniza ne koyuyorsunuz, aksam oldu aciktiniz dolaptan ne alip yiyorsunuz, ne pisiriyorsunuz ya da ne isitip yiyorsunuz? Normal insanlar evde ne yer, yiyecek neler bulundurur? Her allahin gunu ayni seyleri de yemiyorsunuz herhalde, en azindan oyle yapmayanlara soruyorum. Karnim aciktiginda mutfaga gidip bir seyler yiyebileyim istiyorum, sicak olur, soguk olur, yiyecek seyler iste. Gidip de kahvaltilik doldurursam da bir ise yaramaz, gun ortasi kahvaltilik yiyemiyorum ben, tiksindiriyor beni gun ortasi kahvaltilik yiyecekler, karnimi da doyurmuyor.
Gectigimiz yaz 2 gunlugune arkadasin tek kaldigi yazligina konuk oldum. Yakinlarda yiyecek alacak hicbir yer yok, arabayla gitmemiz gerekiyor illa alacaksak. Neyse aksamustu aciktik, nasil halledelim dedik, arkadas dedi ki ben peynir domates falan cikarayim oturup yiyelim. Dedim sen iyi misin yahu? Adam aksam aksam peynir domates atistirarak karnin doyurabiliyormus. Ne bileyim ben baskalari icin hayatin bu kadar kolay oldugunu. Benim hayatim bu kadar kolay degil yahu. Peynir domates yiyip aksam yemegini halledemiyorum ben. Bir seyler olmasi lazim dolapta. Ama ne? Iste onu bilmiyorum ben. Belki de beni anam meearada buyuttu de haberim yok ama boyle iste.
Ogrenci falan da degilim. E evde yemek hazirlanmiyor mu sizin diye soracaksiniz ama yok, oyle degil bizim ev. Duzenli yemek saati olup duzenli yemek de hazirlanmiyor bizim evde. Yemek hazirlansa bile ne hazirlanacaksa o an icin bir seyler alinip hazirlanip yiyip kalkiliyor, genelde ben de denk gelmiyorum bu anlara. Denk gelsem de damak tadima uymuyor genelde.Zaten kapsamli bir aksam yemegi falan da hazirlanmiyor oyle dusundugunuz gibi. Gelip yemek var mi diye soruyorum mesela, "valla biz bilmemne yedik" diye cevap geliyor. Yendi bitti kalkildi, gecmis zaman yani. Zaten o yenen sey/seyler benim bayildigim seyler de olmuyor. Ayni anda da yenmiyor yemek, herkes bir sekilde hallediyor iste. Ben ortada kaliyorum ama. Cunku bir yemek yiyip 6 saat boyunca onunla idare edebilen biri degilim ben. 3 saat sonra tekrar acikirim ben. Keske evdekiler gibi yemek yemeden yasayabilseydim, usendigim zamanlarda aksam yemegini yemeden de yatabilseydim. Aciktigim zaman cilgina donuyorum ben. E kalkip disarida yiyecek bir seyler aramak da her aksam olacak is degil. Kaldi ki disarida da envayi cesit yiyecek de beni beklemiyor. Kebapci, pizzaci falan var. Kebapcilarin yaptiklari da ne bilmiyorum ama kebapla alakasi yok. Hergun de yenmez kebap mebap.
Cok dolmusum yahu:) Su dolap sorunumu cozsenize? Karnip acikip yerimden kalktigimda kara kara dusunmekten olumcul bir hastaliga yakalanacagim sonunda. Hayat cok guzel aslinda da su yemek olayini da cozsek super olacak.
Hatta bunu yazarken de yavas yavas acikmaya basladim.
Edit: Tost makinesi, ocak, firin, bulasik makinesi ve bir mutfakta olmasi gereken diger aletler var.
0
buzdolabimda surekli bulunan seyler;
humus, biber, sogan, tereyagi, marul, taze sogan, maydanoz, yogurt, sut, ezine peynir, suzme peynir, barbeku sos, hardal.
bunlar disinda olur da acikirsam ama kendimi tembel hissedersem diye yumurta, ton baligi, noodle felan bulundururum evde.
humus, biber, sogan, tereyagi, marul, taze sogan, maydanoz, yogurt, sut, ezine peynir, suzme peynir, barbeku sos, hardal.
bunlar disinda olur da acikirsam ama kendimi tembel hissedersem diye yumurta, ton baligi, noodle felan bulundururum evde.
0
ben öğrenciyim aynı kulvar sayılmaz ama olsun,
yurtta tek kalıyorum diye serbestçe tıkınıyorum böylece ardı arkası gelmiyor; dolapta kahvaltılık pekmez peynir bal tereyağ salam sucuk vs hep bulunuyor. (hehe hepsinin ben yiyorum) onun dışında meyve eksik etmiyorum, acıkınca meyveyle geçiştiriyorum gece falan.
yurtta tek kalıyorum diye serbestçe tıkınıyorum böylece ardı arkası gelmiyor; dolapta kahvaltılık pekmez peynir bal tereyağ salam sucuk vs hep bulunuyor. (hehe hepsinin ben yiyorum) onun dışında meyve eksik etmiyorum, acıkınca meyveyle geçiştiriyorum gece falan.
0
şu an tereyağı domates biber beyaz peynir krem peynir kaşar salça üzüm elma bira var
0
sevgili insan @stavro,
buzdolabı bir evin olmazsa olmazıdır. neden? çünkü kısa süreli tüketebileceğimiz pek çok şeyi onda muhafaza ederiz. neden? çünkü beslenme ihtiyacımız elzemdir.
fark ettiğim kadarıyla, sürekli dışardan yiyorsun. o da pizzacı kebapçı (onların da bişeye benzemediğini vurgulamışsın kendin). ev arkadaşlarının yedikleri geçiştirmelik yemeklerden de haz almadığını ifade ettin. kahvaltılık şeylerin gün içinde ve akşam yemeği yerine yenildiğinde seni doyurmadığını da belirttin.
buradan anladığım kadarıyla çok bozuk bir beslenme alışkanlığın, ve sağlığa zararlı gıda tercihlerin var. neden? çünkü dışardan ev yemeği yemiyorsan geri kalan tükettiğin her şey zararlıdır büyük ölçüde. yaşının da küçük olduğunu düşünmüyorum açıkçası.
şimdi, 5-10 seneye kalmadan teklemesini istemiyorsan kalbinin ve fizyolojik durumunun,
her evde, buzdolaplarında olması gereken temel gıda maddelerini sayıyorum kendimce:
kahvaltılıklar: zeytin, peynir, domates, salatalık, yumurta, süt, bal.
(sucuk vs. bunlara ek tercihen tüketilebilir)
öğle ve akşam öğünleri için: yani domates, salatalık, marul, yeşil soğan, maydonoz. gibi yeşillikler salata ve cacık vari yemeğin yanında yenilebilecek şeyler için.
ve olmazsa olmaz! muhakkak o mevsimin sebzeleri, mantar,kabak, patlıcan, fasulye, dolmalık biber vs. vs. artık onu sen bulacaksın.
burdan ne demek istedim? kahvaltılık muhakkak her buzdolabında bulunması gerekendir. düzenli kahvaltı alışkanlığı candır, ciğerdir. diğer öğünler içinse, mevsim sebzesinden bir yemek ve yanına aperatifler tüketebilirsin.
bunun için muhakkak ki yemek yapman gerekir ama.
ekstra, tavuk vs. muhafaza edebilirsin çok et taraftarıysan.
şimdi geliyorum, benim buzdolabımda neler var?
domates, salatalık, zeytin, peynir, yoğurt, yumurta, yeşil soğan, marul, kaşar (tost için, mesela kahvaltıda ya da akşam az acıkıldığında tüketmek için), ton balığı birer porsiyon halinde, biberli ekmek ve lahmacun(hazır değil, ivedi durumlarda tüketim için yaptırıp buzlukta sakladığım şeyler bunlar).
ez cümle, buzdolabında kahvaltılık ve sürekli tüketilen sebzeleri muhafaza et.
ek olarak da 2-3 günde bir 2 çeşit yemek yap, biri etliyse, diğeri muhakkak mevsime has sebzelerin yemeği olsun. böylelikle sürekli buzdolabında hem yemek, hem de aperatif tüketilecek şeyleri bulundurmuş olursun.
vesikanın mutfağı asdfg :)
buzdolabı bir evin olmazsa olmazıdır. neden? çünkü kısa süreli tüketebileceğimiz pek çok şeyi onda muhafaza ederiz. neden? çünkü beslenme ihtiyacımız elzemdir.
fark ettiğim kadarıyla, sürekli dışardan yiyorsun. o da pizzacı kebapçı (onların da bişeye benzemediğini vurgulamışsın kendin). ev arkadaşlarının yedikleri geçiştirmelik yemeklerden de haz almadığını ifade ettin. kahvaltılık şeylerin gün içinde ve akşam yemeği yerine yenildiğinde seni doyurmadığını da belirttin.
buradan anladığım kadarıyla çok bozuk bir beslenme alışkanlığın, ve sağlığa zararlı gıda tercihlerin var. neden? çünkü dışardan ev yemeği yemiyorsan geri kalan tükettiğin her şey zararlıdır büyük ölçüde. yaşının da küçük olduğunu düşünmüyorum açıkçası.
şimdi, 5-10 seneye kalmadan teklemesini istemiyorsan kalbinin ve fizyolojik durumunun,
her evde, buzdolaplarında olması gereken temel gıda maddelerini sayıyorum kendimce:
kahvaltılıklar: zeytin, peynir, domates, salatalık, yumurta, süt, bal.
(sucuk vs. bunlara ek tercihen tüketilebilir)
öğle ve akşam öğünleri için: yani domates, salatalık, marul, yeşil soğan, maydonoz. gibi yeşillikler salata ve cacık vari yemeğin yanında yenilebilecek şeyler için.
ve olmazsa olmaz! muhakkak o mevsimin sebzeleri, mantar,kabak, patlıcan, fasulye, dolmalık biber vs. vs. artık onu sen bulacaksın.
burdan ne demek istedim? kahvaltılık muhakkak her buzdolabında bulunması gerekendir. düzenli kahvaltı alışkanlığı candır, ciğerdir. diğer öğünler içinse, mevsim sebzesinden bir yemek ve yanına aperatifler tüketebilirsin.
bunun için muhakkak ki yemek yapman gerekir ama.
ekstra, tavuk vs. muhafaza edebilirsin çok et taraftarıysan.
şimdi geliyorum, benim buzdolabımda neler var?
domates, salatalık, zeytin, peynir, yoğurt, yumurta, yeşil soğan, marul, kaşar (tost için, mesela kahvaltıda ya da akşam az acıkıldığında tüketmek için), ton balığı birer porsiyon halinde, biberli ekmek ve lahmacun(hazır değil, ivedi durumlarda tüketim için yaptırıp buzlukta sakladığım şeyler bunlar).
ez cümle, buzdolabında kahvaltılık ve sürekli tüketilen sebzeleri muhafaza et.
ek olarak da 2-3 günde bir 2 çeşit yemek yap, biri etliyse, diğeri muhakkak mevsime has sebzelerin yemeği olsun. böylelikle sürekli buzdolabında hem yemek, hem de aperatif tüketilecek şeyleri bulundurmuş olursun.
vesikanın mutfağı asdfg :)
0
acıkırsam deyü:
çeşit çeşit meyve
kaliteli peynir
domates salatalık
ton balığı
soslar ( hardal, mayonez, acı sos, barbekü, ranch ve diğerleri)
janbon, hindi füme, salam
bazen meyve suyu, her zaman değil
çeşit çeşit meyve
kaliteli peynir
domates salatalık
ton balığı
soslar ( hardal, mayonez, acı sos, barbekü, ranch ve diğerleri)
janbon, hindi füme, salam
bazen meyve suyu, her zaman değil
0
Kahvaltiyi isyerinde yapiyorum ama zengin bir kahvalti falan degil tabii ki. O yuzden kahvaltilik koysam da tuketemem onlari.
Sucuk salam vs. yemiyorum.
Disarida et de yiyorum, pizza hamburger gibi cop gidalar yemiyorum disarida. Sagliksiz olmalarindan ziyade hic sevmedigim icin tuketmiyorum pizza gibi seyleri. Yoksa sevsem sagliksiz olsa da yerdim muhtemelen.
Gunun ya ilk 2 ogununu disarida ya da tamamini diarida yiyorum zaten. Aksamlari ve aksamdan sonra yatma saatlerinde evde aciktigimda yasiyorum bu yiyecek sorununu.
Soylemesi ayip, dun de ogleden sonra disarida koca bir porsiyon et yedim ama aksam evde 10 gibi aciktigimda yine ac kaldim, yorucu bir gun oldugu icin de o saatten sonra tekrar disari cikmayi aklimdan bile geciremezdim. Dedigim gibi disari ciksam yakinlarda bayildigim seyler yapan bir mekan falan da yok, arabam da yok zaten.
Kredilerim bitsin, sirf bu yemek sorunu yuzunden araba alacagim.
Sucuk salam vs. yemiyorum.
Disarida et de yiyorum, pizza hamburger gibi cop gidalar yemiyorum disarida. Sagliksiz olmalarindan ziyade hic sevmedigim icin tuketmiyorum pizza gibi seyleri. Yoksa sevsem sagliksiz olsa da yerdim muhtemelen.
Gunun ya ilk 2 ogununu disarida ya da tamamini diarida yiyorum zaten. Aksamlari ve aksamdan sonra yatma saatlerinde evde aciktigimda yasiyorum bu yiyecek sorununu.
Soylemesi ayip, dun de ogleden sonra disarida koca bir porsiyon et yedim ama aksam evde 10 gibi aciktigimda yine ac kaldim, yorucu bir gun oldugu icin de o saatten sonra tekrar disari cikmayi aklimdan bile geciremezdim. Dedigim gibi disari ciksam yakinlarda bayildigim seyler yapan bir mekan falan da yok, arabam da yok zaten.
Kredilerim bitsin, sirf bu yemek sorunu yuzunden araba alacagim.
0
Tek başına yaşayan işi gücü olan adam olarak yazıyorum.
Evde haftanın neredeyse her günü, yemek bulundururum, çok üşendiğim olursa tost falan yiyorum çok nadirende dışarıdan söylüyor veya dışarıda yiyorum.
Her hafta, 1 haftalık yemek yapılacak sebze bulundururum. Misal gecen hafta pattis ve patlıcan aldım.
Bir de bakliyat türü dayanıklı uzun ömürlü gıdaların kombinesi var dolabımda. Ne biliyim pirinçtir, bulgurdur, makarna mercimektir vs. Bunlar hem çabuk pişiyor hem de tamamlayıcı oluyor.
Bir de beni 1 hafta götürecek bir kaç tür meyve bulunduruyorum -ki zaten tek başımayım, akşama kadar işteyim, birer ikişer kilo alsam yetiyor.
Bir de basit kahvaltılıklar peynir, zeytin, yumurta, çikolata vs.
Özetle yemeklik sebze ya da bakliyat, meyve, kahvaltılık. Kafamda üçe bölüyorum bu şekilde.
Evde haftanın neredeyse her günü, yemek bulundururum, çok üşendiğim olursa tost falan yiyorum çok nadirende dışarıdan söylüyor veya dışarıda yiyorum.
Her hafta, 1 haftalık yemek yapılacak sebze bulundururum. Misal gecen hafta pattis ve patlıcan aldım.
Bir de bakliyat türü dayanıklı uzun ömürlü gıdaların kombinesi var dolabımda. Ne biliyim pirinçtir, bulgurdur, makarna mercimektir vs. Bunlar hem çabuk pişiyor hem de tamamlayıcı oluyor.
Bir de beni 1 hafta götürecek bir kaç tür meyve bulunduruyorum -ki zaten tek başımayım, akşama kadar işteyim, birer ikişer kilo alsam yetiyor.
Bir de basit kahvaltılıklar peynir, zeytin, yumurta, çikolata vs.
Özetle yemeklik sebze ya da bakliyat, meyve, kahvaltılık. Kafamda üçe bölüyorum bu şekilde.
0
hocam senin sorunun psikolojik. üşengeç ve yemek seçen biriysen biz normal insanlardan nasıl bir tavsiye bekliyorsun. akşam acıktın mı kahvaltılık ürünlerde gayet tüketilebilir. hayır hem yemek yapmıyorsun, hem kahvaltılık yemiyorsun hemde tavsiye bekliyorsun. kusura bakma ama çok saçma.
0
Tavsiyeye gelince, bence makarna ve yanında marketlerde satılan barbunya, bezelye, fasulye, nohut vb konserveleri bulundurabilirsin, onlar zaten haşlanmış oluyor, su ile tıkırdatıyosun tamam oluyor, hem de makarna, erişte tarzı şeylerle bildiğin ev yemeği oluyo.
0
Ama sen de yukarıdaki arkadasın dediği gibi aşırı üşengeçlik var sanki, bi halt olmaz, standart yemeklerin en babası en geç 40 dkda hazır oluyor. Yemek yapma olayını kazanmadıkça bi halt olmaz senden, yetenek işi falan değil her insan yemek yapabilir.
0
KAhvaltilik olmaz dediysem hicbir kahvaltiligi asla aksam agzima surmem de demiyorum. Ama ekmek arasi beyaz peynir koyup yiyemem mesela. Bayar insani, anlatabiliyor muyum?
Soru gayet acik, dolaptan alip direkt ya da en kotu biraz isitip yenebilecek seyler soruyorum. Dolabinizda olan seyleri soruyorum yemek icin, soruda bir sacmalik yok. Yukaridaki arkadaslar da yazmislar dolaplarinda neler bulundurduklarini.
Aksam yemegini ister disarida ister evde yiyeyim, bir 3 saat sonra tekrar acikiyorum cunku.
Soru gayet acik, dolaptan alip direkt ya da en kotu biraz isitip yenebilecek seyler soruyorum. Dolabinizda olan seyleri soruyorum yemek icin, soruda bir sacmalik yok. Yukaridaki arkadaslar da yazmislar dolaplarinda neler bulundurduklarini.
Aksam yemegini ister disarida ister evde yiyeyim, bir 3 saat sonra tekrar acikiyorum cunku.
0
biz her gün dışarıda yemiyoruz normal aile düzenimiz var. yemek saatleri karışabiliyor, hep birlikte yiyemediğimiz zamanlar oluyor ama yine de arkadan gelecek olan varsa ona yemek kalıyor, çünkü onun geleceğini hesap ederek yemek yapıyorum.
dolapta daimi olan şeyler:
kahvaltlıklar
mevsim sebzeleri , meyveleri
et ürünleri
yumurta
süt
turşu
reçeller
içecekler
acil durumlar için dondurulmuş bir iki porsiyonluk yemekler de bulunduruyorum. haşlanmış et, yaprak sarma, dolma vb. gibi.
atıştırmalıklarımız:
kuru yemiş ve çerezler
kek/ poğaça//börek/selanik peksimedi vs.
çikolata ve muz muhteşem ikilisi
meyve salatası
et jambon ve yeşillik
lor peynirinden yaptığım şoko (benim icadım. höşmerimin kakaolusu veya meyve kurusu ilavelisi)
dil söğüş
lakerda /tuzlu balık / ançuez/ deniz yumuşakçaları+kabuklulları salatası vb. deniz ürünleri
gibi şeyler olabiliyor.
dolapta daimi olan şeyler:
kahvaltlıklar
mevsim sebzeleri , meyveleri
et ürünleri
yumurta
süt
turşu
reçeller
içecekler
acil durumlar için dondurulmuş bir iki porsiyonluk yemekler de bulunduruyorum. haşlanmış et, yaprak sarma, dolma vb. gibi.
atıştırmalıklarımız:
kuru yemiş ve çerezler
kek/ poğaça//börek/selanik peksimedi vs.
çikolata ve muz muhteşem ikilisi
meyve salatası
et jambon ve yeşillik
lor peynirinden yaptığım şoko (benim icadım. höşmerimin kakaolusu veya meyve kurusu ilavelisi)
dil söğüş
lakerda /tuzlu balık / ançuez/ deniz yumuşakçaları+kabuklulları salatası vb. deniz ürünleri
gibi şeyler olabiliyor.
0
akşam acıkınca ekmek arası peyniri ben de kolay kolay yiyemem anca yaz günü karpuzla ve taze ekmekle filan öğlen öğün gibi yerim
ama güzel bir tost makinesi edinirseniz kaşarlı/dilli, domatesli, acı soslu, yengenvari tostlar yapabilirsiniz akşamları. marketlerde rus salatası da satılıyor (evde yapması uzun iş hem de az miktar yapmak zor, 100 gr almak mümkün marketten)
domates -biber ve patatesle günün her öğünü yenecek şekilde yemek yapabilirsiniz, 1 patates 3-4 biberi az yağlı tavaya atıp onlar hafiften kızarırken 1 orta boy domatesi rendelersiniz üzerine koyup biraz daha kavurunca oldu bitti. 1 seferde çokça köfte yapıp buzluğa atabilirsiniz bu da çok uğraştırmaz, yarım kiloyu yoğurmakla 1 kiloyu yoğurmak azarında fazla fark yok; bir seferde yenecek kadar porsiyonlara bölüp koyarsınız.
bir de sizin kurtarıcınız makarna gibi duruyor ancak mesela patlıcan, kırmızı biber közlemesi (ocakta cız bız diye hemen oluyor veya fırına atılabilir), içine azcık sivri biber ve domates doğrayıp kavurmak için kıyma, hiç olmadı kaşar filan da bulundurursanız makarnaya sos olur. salça alın en başta. benim dolabımda hiç eksik olmayan bi şey de yoğurt her şeyi yoğurtlayıp yiyebiliyorum.
ben de tek yaşıyorum ve üstelik anneme de sık sık gidip yemek yediğim için fazla pişirmiyorum bişey genelde dolapta bu tür şeyler bulunuyor.
ama güzel bir tost makinesi edinirseniz kaşarlı/dilli, domatesli, acı soslu, yengenvari tostlar yapabilirsiniz akşamları. marketlerde rus salatası da satılıyor (evde yapması uzun iş hem de az miktar yapmak zor, 100 gr almak mümkün marketten)
domates -biber ve patatesle günün her öğünü yenecek şekilde yemek yapabilirsiniz, 1 patates 3-4 biberi az yağlı tavaya atıp onlar hafiften kızarırken 1 orta boy domatesi rendelersiniz üzerine koyup biraz daha kavurunca oldu bitti. 1 seferde çokça köfte yapıp buzluğa atabilirsiniz bu da çok uğraştırmaz, yarım kiloyu yoğurmakla 1 kiloyu yoğurmak azarında fazla fark yok; bir seferde yenecek kadar porsiyonlara bölüp koyarsınız.
bir de sizin kurtarıcınız makarna gibi duruyor ancak mesela patlıcan, kırmızı biber közlemesi (ocakta cız bız diye hemen oluyor veya fırına atılabilir), içine azcık sivri biber ve domates doğrayıp kavurmak için kıyma, hiç olmadı kaşar filan da bulundurursanız makarnaya sos olur. salça alın en başta. benim dolabımda hiç eksik olmayan bi şey de yoğurt her şeyi yoğurtlayıp yiyebiliyorum.
ben de tek yaşıyorum ve üstelik anneme de sık sık gidip yemek yediğim için fazla pişirmiyorum bişey genelde dolapta bu tür şeyler bulunuyor.
0
ya ben lan neyse
kendim için sormuyorum da...çok görüyorum sözlükte-twitter'da.düğün istemeyen kız isteyen çok erkek var.maalesef yok öyle bir şey değil mi? şimdi istemiyorum dese 40 yaşına geldiğinde "gençliğimi çürüttün gelinlikli tek fotoğrafım yok!" der gibi geliyor mu size de?
kendim için sormuyorum da...
çok görüyorum sözlükte-twitter'da.
düğün istemeyen kız isteyen çok erkek var.
maalesef yok öyle bir şey değil mi? şimdi istemiyorum dese 40 yaşına geldiğinde "gençliğimi çürüttün gelinlikli tek fotoğrafım yok!" der gibi geliyor mu size de?
çok görüyorum sözlükte-twitter'da.
düğün istemeyen kız isteyen çok erkek var.
maalesef yok öyle bir şey değil mi? şimdi istemiyorum dese 40 yaşına geldiğinde "gençliğimi çürüttün gelinlikli tek fotoğrafım yok!" der gibi geliyor mu size de?
0
Bu düğün meselesini saçma sapan uzattılar gibi geliyor bana daha çok. Sanki dünyanın en düşük seviyesine sahip düğün isteyen kişi, istemeyen de bir o kadar ulvi. Ayrıca düğünü sadece gelin yapmıyor, hatırlatayım dedim.
0
Evet, kadınların tek sıkıntıları düğün istemiyormuş gibi görünüp sizi bir şekilde nikah masasına oturtmak. Başka derdimiz yok çünkü.
İstemiyorsa istemiyordur işte, yalan mı söyleyecek? Yapmak istemiyorsanız yapmazsınız olur biter.
İstemiyorsa istemiyordur işte, yalan mı söyleyecek? Yapmak istemiyorsanız yapmazsınız olur biter.
0
ya ben kendi adıma konuşayım, istememe sebeplerimden en önemlisi -evlendik de düğünü kaldı- sevdiğim ve bu mutlu günümde (!) yanımda olmasını istediğim bi akrabam yok. haliyle sevmediğim insanları görmek ve onlarla yüzgöz olayım diye borca girmek bana saçma geliyor. akrabalarımı görmüyorum bile doğru düzgün. onun dışında ekstra anlamlar yüklenmesi saçma, düğün isteyen kadın kezban, istemeyen entelektüelmiş gibi lanse etmeye çalışıyorlar. erkek olmadığım için erkek tarafı hakkında yorum yapamam. kim naparsa yapsın amma uzadı bu mesele. her boka anlam yüklüyoruz.
0
ben istemiyorum, ailemin de bu yönde bir beklentisi yok. para da vermezler hatta, onların kültür genine nişanı kız yapar diye bir eklenti konmamış.
fakat hep kadın tarafında varmış gibi lanse edilen bu sistit aslında en çok erkeklerde olan bir problem. çünkü erkek anneleri kasabalı taşralı, milletvekili fark etmeksizin bu konuya takık. hatta oldukça aydın bir yakınımız geçenlerde annemi darlamış mula'yı bu işe şimdiden ikna etmeniz lazım ki yarın öbür gün evleneceği zaman aksilik yapmasın diye. bilmemneredeki çifliklerinde içkili kokteyl vericek oğluna, ister düğün de ister kutlama o elbiseyi giyip milleti öpüceksin bi şekilde kaynanayla küs gitmek istemiyosan.
dayımla yengem açlık grevinde tanışmış siyasi olarak zaten böyle şeylerden uzaklar kotla gitmişler nikaha kimse de davet edilmedi ikisi gitmiş annanem yengemi hala affetmiyo. türkiye'de çok zor bi mesele bu.
fakat hep kadın tarafında varmış gibi lanse edilen bu sistit aslında en çok erkeklerde olan bir problem. çünkü erkek anneleri kasabalı taşralı, milletvekili fark etmeksizin bu konuya takık. hatta oldukça aydın bir yakınımız geçenlerde annemi darlamış mula'yı bu işe şimdiden ikna etmeniz lazım ki yarın öbür gün evleneceği zaman aksilik yapmasın diye. bilmemneredeki çifliklerinde içkili kokteyl vericek oğluna, ister düğün de ister kutlama o elbiseyi giyip milleti öpüceksin bi şekilde kaynanayla küs gitmek istemiyosan.
dayımla yengem açlık grevinde tanışmış siyasi olarak zaten böyle şeylerden uzaklar kotla gitmişler nikaha kimse de davet edilmedi ikisi gitmiş annanem yengemi hala affetmiyo. türkiye'de çok zor bi mesele bu.
0
düğün istemeyecek son aile yapısına sahip olabilirim
milliyetçi-muhafazakar iç anadolu ailesi, düğün yapmayan yok (birazı mevlütlü, çoğu yemekli, az kısmı değişik şekillerde)
üstüne ben kapı gıcırtısına göbek atan bi tipim, eğlenmeyi severim, kalabalığa üff demem zira zaten alışkınım ve 100 küsür tane sırf kuzenim var.
ama işte o öyle olmuyor, ben istemiyorum düğün filan zira benim bu ortamda düğünde eğlenmem mümkün diil, uğraşamam kimseyi eğlemeye de, yeterince derdini çektim herkesin, telaşesi, masrafı herşeyi ayrı şekilde batıyor bana.. ama bunu dediğimde de en çok erkeklerden ohaa! tepkileri alıyorum. erkekler derken gayet liberal, modern arkadaş çevrem bunu diyen, ne demek tabi ki de düğün yapılırmış.
oysa tersine, milliyetçi-muhafazakar çevremdeki abilerim, valla en iyisini sen diyorsun diyorlar, bir eş adayım olmadığına üzülmekle birlikte :D kısacası bu olay çok acaip, bildiğimiz kodlarla açıklanabilecek bişi değil.
ha bi de gelinlik diyilip düğünde halay çekilmeyen alternatifler mevcut
milliyetçi-muhafazakar iç anadolu ailesi, düğün yapmayan yok (birazı mevlütlü, çoğu yemekli, az kısmı değişik şekillerde)
üstüne ben kapı gıcırtısına göbek atan bi tipim, eğlenmeyi severim, kalabalığa üff demem zira zaten alışkınım ve 100 küsür tane sırf kuzenim var.
ama işte o öyle olmuyor, ben istemiyorum düğün filan zira benim bu ortamda düğünde eğlenmem mümkün diil, uğraşamam kimseyi eğlemeye de, yeterince derdini çektim herkesin, telaşesi, masrafı herşeyi ayrı şekilde batıyor bana.. ama bunu dediğimde de en çok erkeklerden ohaa! tepkileri alıyorum. erkekler derken gayet liberal, modern arkadaş çevrem bunu diyen, ne demek tabi ki de düğün yapılırmış.
oysa tersine, milliyetçi-muhafazakar çevremdeki abilerim, valla en iyisini sen diyorsun diyorlar, bir eş adayım olmadığına üzülmekle birlikte :D kısacası bu olay çok acaip, bildiğimiz kodlarla açıklanabilecek bişi değil.
ha bi de gelinlik diyilip düğünde halay çekilmeyen alternatifler mevcut
0
sevgilimden öyle bir talep yok örneğin.
etrafımda olan birçok kadın da düğün istemiyor, köşe bucak kaçma derdinde.
"öyle bir şey yok" yok aslında.. karşılıklı anlaşmak her şey.
etrafımda olan birçok kadın da düğün istemiyor, köşe bucak kaçma derdinde.
"öyle bir şey yok" yok aslında.. karşılıklı anlaşmak her şey.
0
ben dugun istemiyorum, sevgilim istiyor.
baaagyan tarafi benim.
onu ne yapacagiz peki?
baaagyan tarafi benim.
onu ne yapacagiz peki?
0
kendi adıma konuşuyorum kimse kırılmasın. Şahsen benim istememekteki sebeplerim şunlar. (kız cinsiyetliyim)
1.) düğüne yapılan gereksiz israfla başka ihtiyaçlar karşılanabilir. yada balayında cok daha guzel yerlere gidilebilir.
2.)okadar kalabalığın ortasına çıkıp saatlerce odak noktası olmak bana biraz küçük düşürücü geliyor. yani "hadi goster amcanlara ....ni" olayıyla birebir aynı geliyor.
3.)ne kadar masraf edip organizasyon yapsan da, iyi şeyler yedirip içirsen de insanlar bir türlü memnun olmuyor. sonnrasında dedikodu yapılıyor.
4.) okadar kişi ne derse desin sonuç olarak hepsi gelinle damata bakarken herkesin aklında: "haha lan akşam bunlar da gerdeğe girecekler keratalar" imajı var.
5.)gelin yazık yavrum zaten yüzünde bi ton makyaj, gözünde tavus kuşu gibi rahatsızlık veren kirpikler, ustunde lahana gibi rahatsız kat kat gelinlik, tuvalete gitse gidemez azcık nefes almak istese alamıyor. saatlerce ve saatlerce işgence çekiyor. Düğünler bitmek bilmiyor belki 5 -6 saat boyunca, insanları memnun etmeye çalışıyorlar.
6.) tamamen zaman israfı, hem düğünden once düğün güzel olsun die , hemde düğün esnasında insanlaı boşu boşuna esir alıyorsun.
7.) düğün olacak die bin türlü kavga, laf sokma, tatsızlık vs. yaşanması sinirleri yıpratıyor. yok pasta ne renk olsun yok bişi.. kızın ve oğlanın annesi akrabalarının yüzyıllardır anlaşabildiği yeryüzünde henüz görülmüş değil.
8.) gelinle damat zaten o gün koşturmaca fotoğraf bilmemne die telaşlı stresli olur. bir de sen düğün yapınca stress katsayısı oluyor X 5 .
9.) Bir de bizim toplum olarak çok kötü bir huyumuz,adetimiz var. hadi hayatta bişi başarırsın, faydalı bir iş yaparsın bunla övünürsün de, yaptığın düğünle gösteriş yapmak övünmek de neyin nesi ya? bu bir başarı mı? Orası bitti daha da hızını alamayıp Facebooku falan da yüzlerce resimlerle vidyolarla yağlayıp donatıyorlar falan bana aşırı mide bulandırıcı geliyor artık.
1.) düğüne yapılan gereksiz israfla başka ihtiyaçlar karşılanabilir. yada balayında cok daha guzel yerlere gidilebilir.
2.)okadar kalabalığın ortasına çıkıp saatlerce odak noktası olmak bana biraz küçük düşürücü geliyor. yani "hadi goster amcanlara ....ni" olayıyla birebir aynı geliyor.
3.)ne kadar masraf edip organizasyon yapsan da, iyi şeyler yedirip içirsen de insanlar bir türlü memnun olmuyor. sonnrasında dedikodu yapılıyor.
4.) okadar kişi ne derse desin sonuç olarak hepsi gelinle damata bakarken herkesin aklında: "haha lan akşam bunlar da gerdeğe girecekler keratalar" imajı var.
5.)gelin yazık yavrum zaten yüzünde bi ton makyaj, gözünde tavus kuşu gibi rahatsızlık veren kirpikler, ustunde lahana gibi rahatsız kat kat gelinlik, tuvalete gitse gidemez azcık nefes almak istese alamıyor. saatlerce ve saatlerce işgence çekiyor. Düğünler bitmek bilmiyor belki 5 -6 saat boyunca, insanları memnun etmeye çalışıyorlar.
6.) tamamen zaman israfı, hem düğünden once düğün güzel olsun die , hemde düğün esnasında insanlaı boşu boşuna esir alıyorsun.
7.) düğün olacak die bin türlü kavga, laf sokma, tatsızlık vs. yaşanması sinirleri yıpratıyor. yok pasta ne renk olsun yok bişi.. kızın ve oğlanın annesi akrabalarının yüzyıllardır anlaşabildiği yeryüzünde henüz görülmüş değil.
8.) gelinle damat zaten o gün koşturmaca fotoğraf bilmemne die telaşlı stresli olur. bir de sen düğün yapınca stress katsayısı oluyor X 5 .
9.) Bir de bizim toplum olarak çok kötü bir huyumuz,adetimiz var. hadi hayatta bişi başarırsın, faydalı bir iş yaparsın bunla övünürsün de, yaptığın düğünle gösteriş yapmak övünmek de neyin nesi ya? bu bir başarı mı? Orası bitti daha da hızını alamayıp Facebooku falan da yüzlerce resimlerle vidyolarla yağlayıp donatıyorlar falan bana aşırı mide bulandırıcı geliyor artık.
0
